Antalya Büyükşehir'in görümcesi...

Devlette bir koltuk kapanın akraba-i taallukatı işe alması artık demode oldu.

Yani, bu konudaki haberlerin de artık kıymeti harbiyesi kalmadı.

Bürokraside, üniversitelerde, sülalesini işe alanları görünce, şimdi yazacağım Antalya büyükşehirdeki mesele size zemzem suyuyla yıkanmış gibi gelecektir.

Bizim garip büyükşehir bürokratlarının torpille işe aldıkları sadece ve sadece ev halkı…

Yani, devlette dıdısının dıdısını işe alanların yanında, devede kulak kalıyor bizimkiler...

Vallahi, içimden telefon açıp, (Benimki de laf… Telefonlarını açmıyorlar ki telefonla arayayım) tüm bu olup bitenlere seyirci kalan Muhittin Böcek’e, patroniçeye ve emirlerindeki bürokratlara teşekkür etmek bile geçiyor.

Telefonlarını açsalar söyleyeceğim özetle şu olur; “Sizler niye bir iki tane akrabanızı işe aldınız ki... Doldursaydınız ya sülalenizi belediyeye… El alem kadar olamadınız, yuh size…”

Neyse gelelim görümceye…

Görünen o ki, Antalya Büyükşehir’de torpille işe girende de, makamını kullanıp işe alanda da, buna göz yumanda da hiç utanma, sıkılma, arlanma kalmamış…

Anlaşılan bunu yapanların etrafında, ‘Aman, dedikodu yaparlar’ diye onları uyaran, sağ duyulu, kelli, felli, görmüş, geçirmiş, akil bir kimsede yok…

Olsa da dinlerler mi sanki…

Burası Antalya Büyükşehir…

İki yıldır da Büyük Konyaaltı Belediyesi…

Tas eski, hamam yeni…

Seçimlerde koşturan CHP’li, İyi Partili gençler 2 yılı aşkındır kadro açılmasını beklerken, meğer tepedeki yöneticiler, eşini, çoluğunu, çocuğunu büyükşehirde işe almakla meşgullermiş…

Antalya Büyükşehir’in Genel Sekreteri Cansel Çevikol Tuncer’de akraba kayırmada diğer bürokratlardan geri kalmamış maşallah…

Balık baştan kokmuş yani…

Bugünlerde güç zehirlenmesi yaşayan hanımefendi, büyükşehirde göreve gelir gelmez, akraba-i taallukattan birini koltuğa oturtmuş bile...

Sosyal medya hesabından ‘Duyurucuk’ yapıp bir gazeteciye ayar vermeye çalışan Antalya Büyükşehir’in patroniçesi, avukat ortağını tam yetkili yaptığı büyükşehirde, bu kez görümcesini de müdür koltuğuna oturtmuş.

Cansel hanımefendinin kocasının kız kardeşi Yeşim Tuncer Kurt, bugüne kadar kendisini açığa vurmamış, kamufle olmayı başarmış.

Şimdi, bunda büyük patroniçenin de suçu yok…

Makam, mevki sahibi oldun mu, ev halkı rahat bırakmaz insanı…

‘Bak kız, koskoca genel sekreter oldun… Görümcen, kocanın kız kardeşi, yeğenlerinin biricik annesi bir odada 10 kişiyle mi çalışacak… Hem de küçücük bir masada… Yap şunu şube müdürü… Bağla bir de ballı maaşı… Sana kim ne diyecek?.. Sen ki büyükşehirin büyük patroniçesisin…”

Kısacası vermişler gazı patroniçeye, o da gelmiş gaza, görümceye yapmış kıyağını…

Büyükşehir babalarının özel şirketi ya…

Büyük patroniçe 2019’un ekim ayında genel sekreter olmuş, 2 ay sonra da, yani aralık ayında sessiz sedasız Yeşim Tuncer Kurt’a belediye ağız ve diş sağlığı şube müdürlüğü koltuğunu altın tepside sunmuş.

Hani, yeni göreve gelmişsinizdir, özel kaleminizi, varsa korumanızı, basın danışmanınızı, makam şoförünüzü değiştirebilirsiniz.

Bunlar stratejik görevlerdir.

Kimse gıkını çıkaramaz.

Belediyede mali işlere, imara, eşinizi, çoluğunuzu, çocuğunuzu değil ama size yakın, liyakat sahibi, güvenilir birilerini oturtur, hesaba kitaba iyi sahip çıkarlar diye düşünebilirsiniz…

Haklı da olabilirsiniz…

Biz gazeteciler de, belediyeyi koruyor diye düşünür, “Eyvallah, başımız gözümüz üstüne” deriz…

Şimdi patroniçeye sormak lazım…

Peki, ağız ve dişin belediyeyi yönetmede ne gibi bir stratejik önemi var ki, görümceyi getirip o şubenin başına oturttunuz?..

Görümceyi değil de, başka birini atadığınızda, o şubede işler yürümez miydi?..

Görümceniz şube müdürü olmasa, çürük dişler çekilemez, diş taşları temizlenemez, ağız ve diş sağlığının önemi halka anlatılamaz, öğrencilere diş taraması yapılamaz, onlara diş macunu ve diş fırçası hediye edilemez miydi?

Hadi bunları geçtim… Görümceyi işe almadan önce, yakınlarınız, arkadaşlarınız size, “İşe akrabasını aldı diye seni tefe koyarlar, hoş olmaz” da mı demedi?..

Bu tür atamalar, siyasetin aslında ne için yapıldığının da çirkin bir örneği…

Antalya Büyükşehir’de siyasi günahların bugün Muhittin Böcek’e, yarın seçim vakti geldiğinde CHP’ye yazılacağı aşikar.

CHP’nin büyükşehirde esamesinin okunmadığını biliyorum. O nedenle, il başkanı azledilmiş ve Antalya’da başsız kalmış partiye bir lafım yok.

İyi de, belediyenin siyasi sorumlusu durumundaki belediye başkanı da mı çıkıp genel sekreterine, “Yapma, ayıp olur” demedi ve demiyor?..

Daha doğrusu neden diyemiyor?..

Elini bağlayan ne?..

‘Torpilin gözü kör olsun’ diye Ak Parti’yi eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Devlet kurumlarında liyakatı egemen kılmamız lazım” sözü, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni hiç ırgalamıyor mu?..

Antalya’da o koltuğa layık, liyakat sahibi başka biri yok muydu da, görümceyi oturttunuz?..

Şube müdürü görevindeki görümcenin, bir üst makamdan, yani daire başkanı statüsünde maaş aldığı da belediye koridorlarında konuşuluyor.

Doğru mu, değil mi?..

Daha önce de yazıldı, çizildi ama ben bir kez daha eşini, çocuğunu işe aldığı söylenen büyükşehir belediye bürokratları ile ilgili iddiaları, Başkan Böcek’e buradan hatırlatayım.

Başta patroniçe olmak üzere o bürokratların topuna birden de sorayım:

“Burası büyükşehir belediyesi mi, ailenizin çiftliği mi?..”