Antalya AKEV Üniversitesi ile ilgili korkunç iddialar

İşte o yazı:

"Antalya’daki bir üniversitenin denizcilik yüksek okulu bölümüne yat kaptanlığı ve gemi adamlığı belgeleri vaadiyle öğrenci aldığını, ancak mezunlarını “Biz böyle bir söz vermedik” diyerek elleri boş, hayalleri kırık bıraktığını yazmıştım. Mağdur öğrencilere ulaşan YÖK, aynı zamanda Akev Üniversitesi ile ilgili 5 büyük soruşturma dosyası yürütüyor. Sahte diplomadan ihale yolsuzluklarına ve plaka sahtekarlığına kadar iddialar o kadar ağır ki...

1. SAHTE diplomadan tutun, ihale yolsuzluklarına kadar onlarca ağır iddia.

5 büyük dosya...

İstanbul Anadolu Başsavcılığı’na giden dosyalar...

YÖK’ün soruşturmasındaki dosyalar...

İnanılır gibi değil...

Neyse ki YÖK el koymuş. Ciddi bir soruşturma yürütüyor.

O kadar ağır iddialar var ki...

Önümdeki dosyalara bakıyorum. Savcılığa giden suçlamaları inceliyorum.

YÖK’ün soruşturma dosyalarındaki ağır iddialara bakıyorum.

İnanamıyorum.

Bir üniversitede bu kadar yolsuzluk, usulsüzlük nasıl olabilir diye soruyorum...

Antalya Akev Üniversitesi...

İddialara bakın:

- Sahte diploma üretimi...

- Yatay geçiş için sahte belge üretimi...

- Rektör aracının klonlanmış kırmızı plakaları.

- 2019-2020 yıllarında sahte fatura üretimi. İhale yolsuzlukları. Yasadışı para transferleri...

- Ödenmeyen milyonlarca lira borç için icra takipleri.

- Öğrenci gelirlerinin başka hesaplara aktarılması.

- Belgeler, ifadeler, kayıtlar...

İşte bütün bu iddialar şu anda YÖK denetiminde.

Keşke bu iddialara hızla bir çözüm bulunsa. Bürokrasinin o ağır çarkları hızlansa.

Öğrencilerin daha fazla yıl kaybetmeleri engellense.

Yeni gelecek öğrenciler için önlem alınsa.

2. YÖK DEVREDE 

- Cumartesi günü Antalya Akev Üniversitesi’yle ilgili yazım üzerine Ankara’dan bazı bilgiler edindim.Bilgilerin özeti şu:

- YÖK büyük bir ciddiyetle bu iddiaların üzerine gidiyor. YÖK Başkanı denetimi büyük bir titizlikle takip ediyor. Belgeler, kanıtlar, ifadeler tek tek inceleniyor. Yargı ve denetim süreci biraz ağır işlese de sonuca yaklaşılmış.

- Olayın ayrıca savcılık boyutu da var.

3. DENİZ VE HAVA ÖĞRENCİLERİ

- Tabii burada beni en çok ilgilendiren büyük hayallerle o üniversiteye giren öğrencilerin kayıp yılları.

Denizcilik Yüksek Okulu’ndan mezun olup okulun söz verdiği yat kaptanlığı ehliyetini, gemi adamı cüzdanını alamayan gençlerin kırılan umutları.

4. SON DAKİKA MESAJI

- Bu arada benim yazımın çıktığı gün, denizcilik yüksek okulu yetkilisinden öğrencilere bir mesaj geliyor.

Sabahın ilk saatlerinde (Belli ki yazımı okumuşlar) gelen mesajda şöyle diyor:

“Özel gemi adamı ya da yat kaptanlığı kursuna gittiyseniz, makbuz ya da fatura gönderirseniz, okulumuz karşılayacak. Geri ödeme yapılacaktır.”

Allah Allah... Ne oldu böyle birden bire...

Mesajı alan öğrenciler de şaşkın...

Çocuklar aylardır okul yönetimine yazılar yazmış, şikâyette bulunmuş.

Bir sonuç çıkmadığı gibi ısrarları üzerine şu cevabı almışlar:

“Üniversitemizin web sayfasında broşür ve kataloglarda yat kaptanlığı ehliyeti verileceğine dair bir tanıtım ve bilgi yoktur....”

Açıklama böyle ama gerçek farklı. Üniversitenin web sitesine bakınca gözlerime inanamadım.

Üniversite yönetiminden gelen cevabın tam aksine; tanıtımda çok bariz bir şekilde yat kaptanlığı programı yer alıyor.

Hatta büyük bir başlıkla “YAT KAPTANLIĞI PROGRAMI” yazdıktan sonra amacını da şöyle anlatıyordu:

“Programın amacı, denizlerdeki hak ve menfaatlerimizi koruyacak, denizcilik gücünün artırılmasına katkı sağlayacak, deniz kültürüne sahip, bilgili ve eğitimli, gerek Türkiye’de gerekse uluslararası denizcilik alanlarında görev yapabilecek yat kaptanları yetiştirmektir...”

Anlaşılan olay kamuoyuna yansıyınca bir son dakika kararı almışlar...

Peki kaybolan yıllar ne olacak?

Sivil havacılık yüksek okulunda ise iddialar daha vahim.

Denizciliğin vermediği belgeyi sivil havacılık sahte diploma şeklinde vermiş...

YÖK ÖĞRENCİLERE ULAŞTI

Neyse ki sevindirici bir gelişme var...

İddiaları soruşturan YÖK, aynı zamanda mağdur öğrencilere de ulaşıyor.

Nasıl bir yöntemle o kayıplar geri kazanılır bilemiyorum.

Ve şimdi bütün kalbimle soruyorum:

- Bilim, erdem, dürüstlük öğretilmesi gereken bir üniversitede nasıl bu denli ağır ve feci iddialar, belgeler, tanık ifadeleri olabilir?"

Yazının devamı için TIKLAYIN