Altın yüzüğün uzun ince yolculuğu

Dünyanın en değerli madenlerinden olan ve Türkiye'de takı denilince akla ilk gelen altının zorlu ve uzun yolculuğu, deneyimli ustaların elinden geçiyor. Özel tasarım yüzük, bilezik, kolye ve her türlü takı için ilk olarak kuyumcuya sipariş veriliyor. Muratpaşa ilçesindeki Alper Kuyumculuk Atölyesi'ndeki 15 kişilik ekip, müşterinin istekleri doğrultusunda karakalem ya da dijital ortamda tasarım çiziyor. Çizimin onaylanmasının ardından gramaj ve altının saflık derecesi olan ayarı belirlenip işleme başlanıyor.

BİR YÜZÜK ÜÇ AŞAMADA OLUŞUYOR

'Sade', 'mıhlama' ve 'cila' olmak üzere 3 bölümden oluşan atölyede altın, uzun yolcuğuna ilk olarak 'sade' bölümünden çıkıyor. Eritilen altına saflık derecesini ayarlayabilmek için, altın sektöründe herkesçe kabul gören bazı madenler karıştırılıyor. Yaklaşık 2 bin dereceye kadar ısıtılan altın akışkan hal alıyor ve ardından soğuması için demir plakalara alınıyor. 'Sade' bölümünde çalışan usta yani 'sadekar', hazırlanan altın plakaları önce silindirden geçiriyor, ardından tezgahına alarak el işine başlıyor. Elindeki tasarıma göre altına ilk şekil burada veriliyor. Çemberi oluşturulan ve taş yuvası hazırlanan yüzük, birbirine kaynatılıp ikinci aşaması için 'mıhlama'ya gönderiliyor. Yine burada tasarımda istenen taşlar, tek tek yuvalarına yerleştiriliyor. Bu aşamanın uzunluğu, istenen taş sayısına bağlı değişiyor. Mıhlamada da usta eller taşları yuvalarına oturttuktan sonra son aşama olan 'cila'ya gönderiliyor. Altına cezbedici parlaklığı veren aşama ise burası. Özel cilalar ve cila makinesi yardımıyla altın ve üzerindeki taşlar parlatılıyor.  

'BASİT BİR YÜZÜK 1 İLE 3 GÜN ARASINDA TAMAMLANIR'

Uzun saatler hatta günler süren çalışmaların ardından tamamlanan yüzük, parmakları süslemek için vitrindeki yerini alıyor. Altına ilk şeklini veren 25 yıllık sadekar Mehmet Kartal (39), modelin durumuna göre istenen ürünü tamamlamak için uzun bir yolculuğa çıkıldığını anlattı. Kartal, "Ürünün durumuna göre değişir ancak basit bir yüzük 1 ile 3 gün arasında tamamlanır" dedi. 

'ERMENİ USTALARDAN ÖĞRENDİM'

Yüzüğe taşların takıldığı mıhlama bölümünde çalışan 25 yıllık mıhlama ustası Erdem Vural da (37) işin en detaylı kısmının mıhlama olduğunu söyledi. Taş takmanın zor bir iş olduğunu anlatan Vural, “Biz bu işi Ermeni ustalarımızdan öğrenmiştik. Yüzük en çok mıhlamada zaman harcar. Yüzüğün düzgün çıkması için çok dikkat ederiz" diye konuştu.

'OLMAZSA OLMAZ'

27 yıldır cila ustalığı yaptığını anlatan Tolga Çakmak (39), müşterinin isteğine göre parlak ya da mat cila kullandığını söyledi. Temizliğin ve parlatmanın kendisi tarafından yapıldığını ifade eden Çakmak, “İş en son bana gelir, benim elimden çıkar. Yani benim 'olmazsa olmaz' gibi bir durumum söz konusu" diye konuştu.

Alparslan ÇINAR/ANTALYA, (DHA)