Alper Hoca çok sert

Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları hakkında düşüncelerimdir.

1-Sonuçları eğip bükmeğe, sağdan bakıp soldan bakıp ahkam kesmeye gerek yoktur.Vicdanlı ve gerçekçi olarak değerlendirildiğinde, seçimin tek galibi vardır; Recep Tayyip Erdoğan.

2-Baştan beri düşüngüm gibi 'çatı aday' formülü tam bir fiyasko olmuştur. Acı olan şudur ki; Bir büyük siyasi hamle yapmış gibi çatı aday formülünü halka empoze edenler 'seçimlerin galibinin İhsanoğlu ve Demirtaş' olduğunu seçim sonrasında da söylemektedir. Bu en hafifinden 'sağlıklı bir düşünce ve yorum' değildir.

3-Hayatın her alanında olduğu gibi, kendi varlığınızı rakibiniz üzerinden tarif etmek, kendi varlığınız olmadığını kabul etmek anlamına gelir ki, İhsanoğlu'nun aday gösterilmesi sürecinde yapılan bence tam da budur. Oysa CHP ayrı bir devrimci gelenek ve düşünce sistematiğinden gelen ve gösterdiği adayla bir çok alanda tamamen farklı ilkeleri olan bir siyasi gelenektir.

4-Kendi adıma 'seçimi boykot' düşüncesindeyken, katılımın çok düşük olduğu duyumunu aldığım için Çatı aday'a 'kerhen' oy verdim. Oy verenlerin önemli bir kısmının benim gibi düşündüğünü biliyorum.

5-Dört ay önceki yerel seçimlere göre çatı adayın 5 milyon eksik oy alması göz ardı edilebilecek, önemsenmeyecek bir durum değildir. Eğer bu kayıp laf kalabalığı ile geçiştirilirse 2015 seçimlerinde durumun daha vahim olabileceğini görmek için müneccim olmaya gerek yoktur.

6-AKP'nin aynı oy sayısıyla oylarını 7 puan artırması, muhalefetin neredeyse yok olma noktasında olduğunu göstermektedir. Ki bu durum demokrasi'nin sürdürülebilirliği için çok ciddi bir sorundur.

7-Seçime katılma oranının %89'dan %74'e düşmesi çok düşündürücü bir durumdur.

8-Açıkça söylemek gerekirse 'boykot' yolunu seçenlerin büyük bir kısmı CHP seçmenidir.

9-2015 Genel Seçimlerinde kişisel beklentiler içinde olarak bu seçimlerin tahlilini yapmayı savsaklayan 'profesyonel' siyasetçilerin gözümde zerre kadar değeri yoktur

10-'Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek ahmaklıktır'(A.Einstein)

11-Bireysel risk alanlar,kazandıkları zaman aldıkları riskin kazanımlarını hak etmişlerdir.Ancak kaybettikleri zaman hesabını vermek durumundadırlar.Aksi takdirde dürüstlükleri sorgulanır.

12-Bir siyasi hareket 'bireysel risklerle' yönetilemez.Siyasi hareketler ticari şirketler değildir.Liderler de 'patron' değildir. Ortak akıl kullanılmadığı sürece siyasi hareketlerin, toplumsal tasavvurlarını hayata geçirmeleri mümkün değildir

Saygılarımla,Prof.Dr Alper Demirbaş