ERGENEKON…
Ergenekon davası düştü…
Yargı, ‘Böyle bir örgüt yok’ dedi…
Yani, baştan sona uydurma belgelerle bir iddianame hazırlanmış…
Bu durumda, özellikle yandaş medyada hala kalemşörlük yapan gazetecilerin cilt cilt yazdığı, ‘Ergenekon’ kitapları ne olacak?..
Kitaplıklarda öyle duruyor.
Demek ki, FETÖ onları kullanmış ve kitaptaki hayali belgeleri getiren, hayali bilgileri kulaklarına üfleyenler de hainlerin bizzat kendileriymiş...
Eeee, o kitaplar için bir toplatma, hatta ortadan kaldırma kararı da çıkarılması gerekmiyor mu?..
Yazarları için de, ‘Hele bir gelin bakalım. Bu sahte belgeleri size kim verdi?’ denmeyecek mi?..
Diyanet İşleri’ne de sormak lazım; ‘O yazarların, o kitaplardan kazandıkları paralar helal mi?..’
*** *** ***
ATANMIŞI SEÇİLMİŞE KARŞILATMAYIN
Bir zamanlar Başkent Ankara’ya atanan vali, emniyet müdürü, komutan ve seçilen büyükşehir belediye başkanları, Esenboğa Havalimanı’na cumhurbaşkanı, başbakan, bakan karşılamaya gidip gelmekten helak olmuşlardı.
Sonra çare bulunmuştu…
Esenboğa’ya bir vali yardımcısı atanmış ve gelen gideni o karşılamaya başlamıştı…
En azından bakanları…
Turizmin başkenti de maşallah o günkü Ankara’yı aratmıyor…
Sadece bu hafta sonu Antalya’ya gelen bakan sayısı 4, KKTC’den gelen bakanı da sayarsan etti mi 5… Bir de üzerine bir toplantı için gelen Bilal Erdoğan’ı ekleyin…
Tam ballı kaymak…
Gerçi Antalya Havalimanı’na bakan bir vali yardımcısı da var ama şehrin valisi, büyükşehir belediye başkanı, garnizon komutanı, emniyet müdürü protokol gereği karşılamaya gitmek zorunda…
Sonuçta gitmişler de… Havalimanı ile toplantı salonları arasında adeta mekik dokumuşlar.
Karşılamışlar, toplantılarına katılmışlar, sonra da uğurlamışlar…
Ankara gibi ne zaman kurtulacağız bu protokolden de, millet işine gücünü bakacak acaba?..
Bu karşılama dediğiniz vali, belediye başkanı, garnizon komutanı, emniyet müdüründen oluşan 4 kişiyle bitmiyor ki…
Onların korumaları, eskortları, memurları, amirleri, onlarca araç da orada hazır da bekliyor.
Anlayacağınız bu protokol işi külliyen masraf yani…
Hani, bu ülkeye başbakanlık yapmış, şu an meclis başkanlığı koltuğunda oturan Binali Yıldırım’ın İstanbul belediye başkanlığı yolunda bir engel olarak gösterilen bu protokol meselesi var ya…
Hani, koskoca Binali Yıldırım, bakan karşılamak için havalimanına mı gidip gelecek, valinin karşısında hazır ol da mı duracak deniyor ya…
Hazır bu konuya girilmişken, bir yasa falan da çıkarılması düşünülüyorsa eğer, şu karşılama, uğurlama işine toptan çözüm bulunsun…
Bakanları, bakanlığı o ildeki ilgili birim müdürü karşılasın olsun bitsin…
En azından büyükşehirlerde…
O ilin valisi, belediye başkanı, komutanı, emniyet müdürü, o bakanla şehrin halledilecek bir işi gücü varsa, gitsin karşılayıp anlatsın derdini, istiyorsa da giderken uğurlasın…
Yani karşılama, uğurlama zorunlu olmasın…
Bir de olayın şu tarafı var.
Bu hafta Antalya’ya gelenlere baktım, hepsi de atanmış bakanlar…
Ve, Antalya’ya gelen bu atanmış bakanlar bir şekilde İstanbul’a da gidecekler. 31 Mart’ta kim belediye başkanı olacaksa, o kişinin 15 milyonluk nüfusun en az 5 milyon oyuyla seçilmiş bir büyükşehir belediye başkanı olarak, atanmış birini karşılaması, sonra da uğurlaması hoş mu?..
Şehir hangi şehir olursa olsun, seçilmiş bir belediye başkanının atanmışı karşılaması, hangi demokratik sisteme uyuyor.
Kıssadan hisse; Binali Yıldırım meselesi ele alınırken, bu işe toptan çözüm şart…
*** *** ***
ALİ KIRAN BAŞ KESEN…
Antalya Manavgat’ta 5 yıldızlı bir otelin deniz kenarındaki tesisleri, bir kaç muhtarın önderliğinde 100 kişilik bir grup tarafından tarumar edildi.
Televizyonlardan da izledik…
Otelin gelen müdürü 100 bin liralık hasar var diyor…
O tesis, Antalya’nın ilk tatil köylerindendir.
Rahmetli Turgut Özal yapmıştı açılışını...
Özal’ın, daha sonra çok tartışılacak olan, turizmcilere yönelik söylediği, ‘Turisti sağmasını bilin’ sözü burada söylenmişti.
İşte, sayın valim, bu tesise gelenler, sahildekileri kırıp, yıkıp, döküp gittiler.
Bu ülkede yasa var, hak var, hukuk var, adalet var diyenlere şunu söylüyorum;
Muhtarlar ve beraberindekiler sonuna kadar haklı da olabilirler.
Mesele şu; peşine 50-100 kişi takan herkes, ali kıran baş kesen mi olacak bu memlekette…
Eğer öyleyse, jandarmanın, polisin, savcının, hakimin, Yargıtay’ın, Danıştay’ın, Anayasa Mahkemesi’nin ne işi var?..
Kapatalım gitsin…
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |