Vahit Kiler, “Fransız Piyer Loti adı Bitlisliler olarak kanımıza dokunuyor. Buranın eski adı İdris-i Bitlisi Tepesi’ydi” sözlerinin de Alevilerin kanına dokunacağını hesap etmedi. Günlerden beri Alevi kuruluşları, radyo, televizyon ve internet sitelerinde Kiler’in bu sözleri tartışılıyor. Tepkiler üzerine AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler’in, “Alevi kesime zarar verdiğine dair hiçbir resmi belgede isnat bulamadım” sözleri üzerine birçok tarihçi İdris-i Bitlisi konusunda belgeleri günlerdir açıklamayı sürdürüyor. İdris-i Bitlisi’nin mezar yerini bilen Kiler’in, Bitlisi’nin Selim Şahnamesi’ndeki “Doğu ve Güneydoğu’yu, kırk bin Kızılbaşı katlettiklerini” anlatan ifadelerini ya da Şerefname’de yazılanlardan haberinin olmaması ilginç. Kaldı ki günümüzde İdris-i Bitlisi ve Kürt tarihi hakkında yazılan pek çok kaynakta da bu bilgiler yer almakta.
Alevileri katletti mi?
Babası gibi Akkoyunlu sarayında divan kâtipliği ve şehzadelere lalalık hizmetlerinde bulunan İdris-i Bitlisi, bu görevini Şah İsmail’in, dedesinin kurduğu ve dayılarının tahtta bulunduğu Akkoyunlu Devleti’ni ortadan kaldırdığı 1501 yılına kadar sürdürür.
İdris-i Bitlisi Tebriz’den ayrılarak II. Beyazıd’ın yanında Osmanlı sarayına Kemal Paşazade ile birlikte Osmanlı tarihini yazmakla görevlendirilir. Yavuz Sultan Selim tahta geçince Yavuz’un Doğu siyasetini belirleyen en önemli danışmanı olur. Şah İsmail ile Kürt beyleri arasında mezhep farklılığından kaynaklanan husumeti iyi kullanan İdris-i Bitlisi, bu beyleri Safevilere karşı isyan başlatmaları yönünde kışkırtır ve bizzat savaşlara katılır. Bu görevi nasıl yerine getirdiğini Şahname’de şöyle anlatır:
“Kutlu emir uyarınca bu değersiz kul, müjdeler dolu İslam sultanının tehitname hükümleriyle Kürtlerin ve Diyarbekir’in büyük beylerine yaptığı daveti bildirdim. Çünkü mümin Kürt taifesi, mülk, millet ve ehl-i sünnet mezhebi bakımından Kızılbaş mülhitlerin düşmanıydılar.
Önce Bıradost Kürt beyleri ve büyüklerinden söz aldım. Ondan sonra da Soran kavimleri meleki Emir Seyyid bin Şah Ali’ye risaleti tebliğ etmeye başlayıp Erbil memleketlerini zapt etmeye ve Kızılbaşların kökünü kazımaya teşvik ettim.
Aynı şekilde 4 yıl boyunca Kızılbaş topluluklarına karşı kılıç darbesiyle cihat eden Buhti beyleri de bu sadık dostun davetine cevap olarak o Kızılbaş taifeye karşı harekete geçtiler. Umerriye Adası’nı fethedip Musul’a kadar Kızılbaşlara karşı öldürme ve yağma hareketlerini arttırdılar. Ondan sonra bu davetçi, apaçık şeriat bağlıları arasında tebliğ edilmek üzere gönderilip kalenin korunması, alçak Kızılbaşın geriye kalanlarının def edilmesinin teşvikini sağladım.”
Diyarbakırlı Ali Emiri de İdris-i Bitlisi’nin rolünü şöyle anlatıyor:
“Mevlana İdris’in organizesi ve önderliğinde Muş, Zırki, Urmi, Aşni, Soran, Erbil, İmadeye, Botan, Cizre, Nusaybin, Musul, Hizan, Garzan, Siir, Sason, Midyat ve Hasankeyf yörelenini dolaşıp Diyarbekir halkının gösterdiği gayreti anlatarak ‘Bu şehir elden giderse bütün bölge Şah İsmail tarafından kılıçtan geçirilecektir’ diyerek halkı Safeviler aleyhine ayaklandırdı.”
İdris-i Bitlisi’nin Doğu ve Güneydoğu’da yaptığı çalışmalar sonucu birçok ilde Alevi köyleri viran hale dönüştürüldü. Başta Faruk Sümer olmak üzere tarihçilerimiz, söz birliği etmişçesine boşalan köyleri Osmanlı-Safevi çatışması sırasında birçok Türkmen oymaklarının İran’a göçmesine bağlarlar. Oysa bölge zaten Safevi hâkimiyetindedir ve göçmeleri için bir neden yoktur. Sefer sırasında Tahrir defterlerine “viran” olarak kayda geçen Alevi köylerinde bir katilam ihtimali tarihçilerimizin aklına gelmiyor. Kürt kaynakları da bölgede büyük bir katliamı teyit ediyor. Kürt araştırmacı Osman Aytar, “Hamidiye Alayları’ndan Köy Koruculuğuna” adlı kitabında İdris-i Bitlisi’nin rolünü şöyle anlatıyor: “Alevi Kürtlerin yaşadıkları yöreler de, İdris-i Bitlisi’nin çabalarıyla Osmanlıların saflarına geçen Sünni Kürt aşireti liderlerinin bizzat yardımlarıyla Osmanlıların eline geçti. Yavuz Selim’in silahsız ve savunmasız 40 bin Alevi Kürt’ü öldürmesine rağmen Kürdistan’a hâkim olamamaması ve bu hâkimiyetin ancak Sünni Kürtlerin destekleri sayesinde sağlanması, Kürtlerin o dönemde nasıl bir amaç için kullanıldıklarını gösterir.”
MİYASE İLKNUR / Cumhuriyet -
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
||||||||||||
Koç 21 Mart - 20 Nisan
|
||||||||||||
|
||||||||||||
|
||||||||||||