“Açıkçası bunlar, tepeden bakan, insafsız ve hakaret içeren söylemler. Aleviler-CHP ilişkisi, 1970'lerde Ecevit'in 'ortanın solu' söylemiyle Türkiye'deki tüm demokratik kesimlerin CHP'ye oy verdiği dönemde başladı. Öncesi yok. 1980 darbesinden sonra ise, Aleviler kurulan Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP)-Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) içerisinde yer almışlardır ki, Kürt siyasetçiler de bu partilerde siyaset yaptılar. Daha sonra SHP'nin Deniz Baykal'ın yönetimindeki CHP'yekatılmasıyla birlikte, Aleviler de burada yer almaya başladılar. Alevilerle CHP arasında yaşanan sıkıntılı birliktelik, bu dönemde başladı. Ancak yüzde 10 barajının getirdiği daralma, Alevilerin burada sıkışmasına neden oluyor. Bu yüzde 10 barajı yüzünden, Aleviler, CHP'ye ve CHP siyasetine mahkûm oluyorlar. CHP de bunun farkında olduğundan Alevileri çantada keklik görüyor. Bunun dışında, HDP-BDP çizgisinde siyaset yapan azımsanamayacak sayıda Alevi var. Özellikle HDP'nin birçok il-ilçe yöneticisi Alevi. Diğer siyasi yapılar içerisinde de Alevi sayısı az değil.
Bunun yanı sıra, Alevi tabanının büyük çoğunluğunun CHP'ye oy verdiği gerçeğini de görmezlikten gelemeyiz. Aslında bu, 1990'lı yıllarda devletin Alevi politikasının bir sonucu. Devlet, hatta AK Parti iktidarı da, Alevilerin CHP'de kalmasından hayli memnun. Alevilerin daha muhalif yapılarla, özellikle de Kürt siyaseti ile birlikte olması, devletin ve hükümetin korkulu rüyası. Aleviler CHP'den koparsa, bu kopmayla birlikte sola yönelim artacak ve Aleviler, daha keskin ve daha etkili muhalif yapılara kayacaklar. Devlet ve iktidarlar bunu iyi biliyorlar, bu nedenle de orada yaşanacak bir kopmanın tedbiri hemen alınıyor.”