Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde (TEM) görevli 1'i komiser 4 polis hakkında yapılan suç duyurusuyla harekete geçirdi. Şüphelilerden ve yakınlarından para talep ettiği iddia edilen 4 polis, soruşturma sonunda gözaltına alındı. Komiser K.C. ile polisler E.G., F.M.T. ve İ.A., sevk edildikleri adliyede çıkarıldıkları nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. Gasp Büro Amirliği'ne şikayetçi sıfatıyla ifade veren M.D., doğma büyüme Alanyalı olduğunu belirterek, polislerin kendisinden para istediklerini söyledi.
Ailesinin uzun yıllar önce Siirt'ten Antalya'ya geldiğini aktaran M.D., “Ben dövme işi yapıyorum ve bir iş yerinin de ortağıyım. 6 Aralık 2019 tarihinde TEM Büro Amirliği tarafından ağabeyim M.F.D. ile 41 yakın akrabama 'terör örgütüne finans sağlamak' suçlamasıyla operasyon yapıldı. Tutuklandım ve 14 Şubat 2020 tarihinde tahliye oldum. Tahliye olduktan 2-3 gün sonra beni terör şubeden tanıdığım E.G. aradı. Komiser K.C.'nin benimle konuşacağını söyledi. 1 saat sonraya randevulaştık. Buluşma yerine, komiser K.C. ve polis memuru E.G. ile birlikte operasyon sırasında benim işlemlerimi yapan iki polis de geldi. Komiser K. ve polis E., operasyonda bana ait cep telefonunda müstehcen fotoğraf olduğunu, ayrıca uyuşturucu kullandığımı bildiklerini söyledi. Bu görüntüleri Ahlak ve Narkotik büro amirliklerine vermeleri halinde hakkımda işlem yapılacağını belirttiler. Kendileri, bununla ilgili herhangi bir işlem yapmayacaklarını ve istemem halinde beni koruyacaklarını söyledi. Hatta uyuşturucu hariç, her türlü konuda beni koruyabileceklerinin sözünü verdiler. Hatta iş konusunda istedikleri takdirde yükseltebileceklerini veya bitirebileceklerini de belirttiler" diye konuştu.
'SEN BİZE NASIL YARDIMCI OLACAKSIN'
Görüşmenin yaklaşık 1 saat sürdüğünü söyleyen M.D., ifadesine şöyle devam etti:
“Polisler benim için yapabileceklerini söyledikten sonra 'Peki sen bize nasıl yardımcı olacaksın' diye sürekli sordular. E. isimli polis bana 'sizin ifadenizi aldığımız binanın tadilat ve klimaları için para lazım. Sen bize 400-500 bin TL ne kadar yardımcı olabilirsin? Klima üniteleri toplam 420 bin TL tutuyor. Bunu sen karşıla' dedi. Ben de kendisine bunu ödeyecek gücümün olmadığını söyledim. Polis E. de, 'O zaman yarısını karşıla' dedi. Ben bunu da karşılayamayacağımı ve 32 bin liram olduğunu söyledim. Polis E., 'Peki ne kadar verebilirsin?' dedi. Ben de '50 bin TL verebilirim' dedikten sonra 'Tamam sen 60 bin TL ver' dedi. Bu parayı parça parça verebileceğimi söyleyerek tam kalkmak üzereyken komiser K., söze girdi. Bana, 'Abin için üzülüyorum. Çoluk çocuğu var. Cezaevinde yatıyor. Haftaya ziyaretine gidince abinle özel olarak görüş ve etkin pişmanlıktan faydalanmasını söyle. Ben de kendi adıma senden bir şey isteyeceğim. Senin kız arkadaşların yurt dışından geliyor. Gelirken bana viski getirsinler' dedi. Ben de evde bir tane olduğunu söyledim ve 5 dakika uzaklıktaki evime gidip 18 yıllık 1 litrelik viskiyi kendisine verdim. Olaydan sonra koronavirüs çıktı ve kimse ile görüşmedim. 20 Nisan'da beni polis E., WhatsApp'tan aradı ama cevap vermedim. İki gün sonra yine arayınca engelledim. Ben kimseye para vermedim. Ben cezaevinden çıktıktan birkaç gün sonra beni arayarak görüşmeye çağıran polislerden davacı ve şikayetçiyim."
'100 BİN TL'YE DIŞARI ÇIKARIRIZ'
M.D. ile birlikte operasyonda gözaltına alınıp tutuklanan İ.D. ise Aralık 2019'da tutuklandıktan sonra ziyaretine ağabeyinin geldiğini belirterek, “Polisler, abime 500 bin TL karşılığında beni tahliye ettirebileceklerini söylemiş. Abim de bu kadar para olmadığını söyleyince 300 bin TL'nin de yeterli olacağını söylemişler. Ben de abime durumu anlatıp, ablam G.D. ve diğer abim E.D. ile görüşmesini istedim. Çünkü ben hapiste olduğum için para veremezdim. İki hafta sonra abim yine görüşüme geldi ve polis E.'nin '100 bin TL'ye İ.'yi dışarı çıkarırız' demiş. Ben de kabul edince bir gün sonra savcılık görüşü diyerek idareye çağrıldım. Odaya girdiğimde gözaltındayken ifademi alan İ. ve F. İsimli polisler vardı. Ağabeyimin benimle konuşup konuşmadığını teyit ettirdiler. Sonra beyaz bir kağıda dilekçe yazarak tekrar ifade vermek istediğimi belirttim. Tüm yazdıklarımı onlar söyledi. İmzaladıktan sonra polisler bana aynı dosyadan tutuklanan yeğenim A.T.'nin de tahliye isteyip istemediğini sordular. Ben de ailesi ile görüşmelerini söyledim. Sonra odadan çıktığım anda A.T. ile koridorda karşılaştım. Anladım ki onu da görüşe çağırmışlar. Sonrasında A.T.'ye koğuşta polislerle ne konuştuğunu sordum. Ondan para istemediklerini ancak etkin pişmanlıktan faydalanmasını önerdiklerini belirtmişler. Ama o suçlu olmadığı için bunu kabul etmediğini söylemiş. Ben de birkaç gün sonra tahliye oldum" diye konuştu.
'10 BİN TL VERİN, ÇORBADA TUZUNUZ OLSUN'
İ.D., şubat ayında tahliye olduktan sonra 16 Mart'ta polis E.'nin kendisine mesaj attığını öne sürerek, ''Mesajda bana 'Ortağım ne yapıyorsun? K. komiser seninle yüz yüze konuşmak istiyor' diye yazdı. Ertesi günü buluşmaya ablam G. ile gittim. Verdikleri adrese gittiğimde masada komiser K., polis E. ile cezaevine gelen polis İ. ve F. de vardı. Polis E., emniyete araç ve buzdolabı aldıklarını, herkesin yardım ettiğini ve bunun için de bizim 500 bin TL yardımda bulunmamızı istedi. Ablam durumumuzun olmadığını söyledi. Polis E. de bana çıkışarak ablamı neden getirdiğimi sordu. Ablam da 'Biz beraberiz' yanıtını verdi. Dördü bizi ikna etmeye çalıştı. Komiser K. bu kez 'Tamam siz 10 bin TL verin. Çorbada tuzunuz olsun' dedi. Anlaştık ve kalktık. Biz kalkarken polis E. IBAN numarasını mesaj olarak attı. Bunun ekran görüntüsünü dosyaya eklemek üzere size veriyorum. Ayrıca ihtiyaç duyulması halinde HTS kayıtlarımın alınmasına rıza gösteriyorum. Ailemin birçoğundan para istediklerini duydum. Onların şikayet ettiğini öğrenince ben de müracaat etmeye geldim. Benden para isteyen K.C., F.M.T., İ.A. ve E.G'den davacı ve şikayetçiyim" dedi.
'POLİSLERİN TELEFONUNU ENGELLEDİ'
Bilgi sahibi olarak ifadesi alınan M.Ö. ise İ.D. ile 5 yıldır ticaret yaptığını, adı geçen polislerin iş yerine geldiğini belirterek, “Ortağım, polislerin kendisine çökmeye çalıştığını söyledi. Ellerindeki fotoğrafları savcılığa göndermeme karşılığında polisler 1 milyon TL istemiş. O tekrar cezaevine girmekten korktuğu için bu kadar parası olmadığını, elindeki 300 bin TL'lik çeki vermeyi teklif etmiş. Polisler bunu kabul etmemiş. Benden de yardım istedi. Ben de L.Ö. adına tescilli aracımı satmasını söyledim. Sonra arabayı komiser K. ile polis memuru E.'ye teslim etmiş. Polis E. de aracı 255 bin TL'ye satmış. Noterde alıcılar ile polisler E., İ. ve F. de vardı. Bir süre sonra İ.D., polis E.'nin kendisine aracın değerini 350 bin TL olarak söylediğini, ancak aracı 225 bin TL'ye sattıkları için müdürünün ve amirinin kendisine kızıp fırça attığını, bu nedenle paranın geri kalan kısmını da istediğini söyledi. Ortağım o günden sonra da polislerin telefonunu engelledi" ifadelerini kullandı.
Süleyman EKİN/ANTALYA, (DHA)