Ak Partili'ler diyor ya; 'Oyumuz niye eriyor?'

Antalya’da bir işadamı var…

Hakikaten takdir etmemek elde değil…

İşini şıkır şıkır yürütüyor, gemisini dağdan aşırıyor.

12 Haziran 2020’de, yani bir yıl önce, ürettiği bazı ürünler Tarım Orman Bakanlığı’nın ‘Tağşiş’ li listesine giriyor.

Yani, 8 ürüne normalde olmaması gereken başka bir madde karıştırıldığını tespit eden bakanlık, o iş adamının şirketinin ismini kamuoyuna açıklıyor.

Haberi gazeteler, o şirketin ismini de kullanarak, ‘Hileli mal üreten firmalar’ diye çarşaf çarşaf veriyor.

Aradan bir ay geçiyor, geçmiyor…

Bu işadamına, bugün hükümetin en büyük destekçilerinden  biri olan ANAP döneminin eski Sağlık Bakanı Bülent Akarcalı’nın katıldığı 33. Uluslararası Tüketici Kalite Zirvesi’nde ‘Başarılı Girişimci Ödülü’ veriliyor.

Tağşişli mal ürettiğine ilişkin belge o gün bakanlığın resmi sitesinde dururken, o iş adamı yerel bir televizyona çıkıp, devletin sahte ve kaçak üretimle, kaçakçılarla nasıl mücadele etmesi gerektiğini anlatıyor.

Şaka gibi değil mi?..

İş adamı, daha sonra koronavirüsle mücadele kapsamında devlete 700 bin litre dezenfektan bağışı yaptığını açıklıyor.

Bu bağış haberi medyada çıkınca, Sağlık Bakanlığı, ‘Yok böyle bir bağış’ diyor.

Gazeteler ve köşe yazarları, ‘Tağşiş’ li ürün ve olmadığı söylenen bağışı gündeme getirip yazılar yazınca, iş adamı sosyal medya hesabından, “Herkes işini yapmalı, kimse Hıncal Uluç’un petroldeki durumuna düşmemeli. İnsan olmak lazım adam gibi” diyor.

Gazeteciler de, “Hıncal Uluç, 1994 yılında bir benzin istasyonunda iki kişi tarafından ayağından vurulmuştu” diye hatırlatma yapıp, iş adamı için, ‘Bizi ayağımızdan vurmakla tehdit ediyor’ iddiasında bulunuyor.

İş adamı durmuyor. Bazı gazeteciler için facebook sayfasından, ‘Klavye pezevengi’ yakıştırması yapıyor, ‘Zavallı’ diyor.

Bir başka gazeteci için, ‘İtin duası kabul olsa gökten kemik yağar’ diyerek ağır hakaretler ediyor.

O iş adamı Alanyalı Gazeteci Mehmet Ali Dim’in başkanlığını yaptığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayı ile kurulan Küresel Gazeteciler Konseyi’ne bağışta bulunuyor.

Yüklü miktarda TL yazılı bağış makbuzları ortalıkta dolaşıyor.

Alanyaspor’a sponsor oluyor.

Ve Aksu İlçesi’nde bir anaokulu yaptırıyor.

Bunların hepsi, işte ortalama bir yılın içine sığıyor.

6 Eylül’de okullar açılıyor ya…

Anaokulunun açılışı da o güne denk getiriliyor.

Aralarında çok sayıda hayırseverin yaptırdıkları da dahil Antalya’daki 1700 okulun yeni eğitim ve öğretime açıldığı gün, devlet protokolü nereye gidiyor biliyor musunuz?..

O iş adamının yaptırdığı anaokulunun açılışına…

Antalya Valisi Ersin Yazıcı orada…

AK Parti Antalya Milletvekili Mustafa Köse orada…

Antalya İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Er orada…

Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin orada…

Mehteran gösteri yapıyor, vali kürsüye çıkıp işadamına övgüler diziyor, “Gönlü güzel, gönlü memleket sevdası ile yanıp tutuşuyor” diyor.

Örnek iş adamı diye öğretmenlere, velililere, çocuklara tanıtılıyor.

Tören fotoğraflarına baktım, iş adamına ‘Tağşiş’ li ürün satıyor damgası vuran Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Antalya bölge müdürü orada mı diye…

Ama yok…

Eeee, hatırlayın Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’de, bakanlığın Aksu’daki “Hileli” köfte satanların listesini açıkladığı gün, Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Adlıhan Dere’yi yanına alıp ilçede köfte yemişler ve halkı da köfte yemeye çağırmışlardı.

O gün köfte yiyenlerden, bugün ise okulun açılışını yapanlardan ricam, ‘Günaha gireriz’ demezlerse, o iş adamının fabrikasını ziyaret edip ürünlerden de birer ‘kadeh’ tatsınlar.

Kıssadan hisse;

Devletin bürokrasisi, bakanlığın kararını takmıyor.

Bakanlığın gördüğü hileyi, tağşişi görmezden geliyor.

Köfteleri bir güzel götürüyor.

İş adamının ürettiklerini tüketmeyi günah sayıp, ondan gelen parayla eğitim yuvası yapılmasını mübah görüyorlar. 

Hani Ak Partili’ler diyor ya, ‘Oyumuz neden eriyor’ diye…

Görünen köy kılavuz istemiyor.