Yine her zaman olduğu gibi, bu çabaya, kent halkı duyarsız kaldı. Toplantı Adıyaman Üniversitesi’nde düzenlendiği halde ne öğretim üyesi vardı, ne de öğrenci… Turizm okulunun öğrencileri bile gelmemişlerdi.
Oysa, Adıyaman Valiliği ve belediyesi, hem kendi, hem üniversiteyi afiş ve bilboardlarla donatmış çağrı yapmışlardı herkese… Ama, Antalya’da, İstanbul’da, Ankara’da olan duyarsızlık orada da vardı.
O toplantılara gelmeyen Adıyamanlı, aynı saatlerde davullu zurnalı AKP milletvekili adaylarını karşılamak için havaalanını doldurmuştu. Binlerce Adıyamanlı havaalanında vekil adaylarına alkış tutuyordu. Ellerini sıkmak için kuyruğa girmişti.
Kısaca; Adıyaman’daki ‘Turizm Hamlesi’nin ‘halk’ ayağı eksik kalmıştı. Ama turizmde en önemli ayaklardan birinin halk desteği olduğunu unutmamak gerekiyor. Halkın sahiplenmediği bir yerde turizm olmaz. Turizm hizmet demektir. Anlayış, hoşgörü, sevgi, gülümseme gerektirir. Bunu da zorla halka dikte ettirmek olmaz. Halkı bu sektöre hazırlamadan, turizmin nimetlerini anlatmadan başarılı olunamaz ve hamle daha ilk adımda başarısız kalır.
DEVLET DESTEĞİ ŞART
Fakat, yine de yöneticilerin bu girişimi, istekleri yabana atılmamalı ve destek olunmalıdır. Gelelim, orada konuşulanlara…
Ben, geleceğe dönük pek umut alamadım. Özel sektör, nemalanmayacağı hiçbir işe girmez. Onun için geriye kalıyor sadece devlet… Devlet olanakları da bir yere kadar. Devlet ne yapıp edip Adıyaman’da bu sektörün önünü açmalı, teşviklerle özel sektöre yatırımı cazip hale getirmeli. Oteller için arsa tahsisi yapılmalı ve Hüseyin Baraner’in dediği gibi Anadolu turları düzenleyen acentelere mazot indirimi uygulamalı.
Gelelim o gün konuşulanlara…
Antalya’ya gelen turistlerin Anadolu kentlerinin ağzını sulandırdığı kesin. Nemrut Dağı’ndaki tanrıların heykelleri ile dünyanın 8’nci harikası olarak bilinen Komagene uygarlığının merkezi Adıyaman, el birliği yaparak ‘Turizm Hamlesi’ni başlattı. Sadece Nemrut Dağı ile bitmiyor Adıyaman’ın tarihi ve kültürel zenginlikleri; Cendere Köprüsü, Perre Antik Kenti, Arsemia, Karakuş Tümülüsü ve Safvan Bin Muattal Türbesi en başta gelenleri olarak sıralanıyor. Hemen hatırlatalım; UNESCO, Nemrut dağını dünyadaki tehdit altında olan 100 kültür alanından biri olarak ilan etmişti.
Belediye Başkanı M. Necip Büyükaslan, turizmin önde gelen yöneticileri ile gazeteci ve yazarlarını konuk edip, turizmde gelişmek için nasıl bir yol izleyeceklerini öğrenmeye çalıştı. Başkan Büyükaslan, amaçlarını uzun uzun anlattı, anlatılanları da dinledi. Zorluklara ve eksikliklere karşın, Adıyaman’da ‘İnadına turizm’ yapacaklarını vurguladı. Başkan Büyükaslan, GAP Atatürk Barajı Gölü’nün oluşturduğu dantel gibi kıyılarını ‘Akdeniz sahillerine’ benzetti, “Antalya’da Marmaris’te ne yapılıyorsa burada da yapılabilir” dedi.
YENİ BÖLGESEL GÜÇ
Antalya ve İstanbul’dan turizmin duayenleri de vardı, Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’nin (TUYED) üyeleri de. Adıyaman Üniversitesi’ndeki, TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu’nun yönettiği ‘Turizm Hamlesi Haftası Sempozyumu’nda uygarlıkların buluştuğu yer olan Adıyaman’ın GAP turizminde yeni bölgesel güç olduğuna değinildi.
Antalyalı turizmci Ahmet Barut’un Başkanlığını yaptığı Türkiye Otelciler Federasyonu’nun (TÜROFED) danışmanı Cüneyt Ertürk, turizm yatırımlarındaki devlet destekleri hakkında bilgi verdi. Turizm alanları dışında yapılan turistik yatırımlarda çalışanlar için sunulan destek yabana atılacak gibi olmadığını söyledi Ertürk. Ve “Bu bile yatırımcıya çok cazip gelmeli” diyerek otel yatırımı yapmak isteyenlerin dikkatini çekti.
Otelcilikte 45’nci yıllarını kutlayan 4 ayrı ülkede 19 tesisleri bulunan Dedeman Otelleri’nin İş Geliştirme Müdürü Oğuz Isıgöllü, 5 yıldızlı maliyetli oteller yerine 4 yıldızlı fakat yüksek hizmet standartları sunan otellerin bu bölge için daha cazip olacağını söyledi. Isıgöllü şöyle açıkladı bunu: “Ağırlıklı olarak kültür turu için buralar tercih ediliyor. Otelde kullanmayacakları hizmetlerin ücrete yansıtılması çok da olumlu değildir.”
YATIRIM İÇİN KRİTERLER
Biri Afyonkarahisar’da 15 oteli bulunan Anemon Otelleri’nin Bölge Direktörü Eşref Dinçer, “İhtiyacı olan Anadolu’nun her iline otel açmayı düşünüyoruz. Hedefimiz 50 otele ulaşmak” dedi. Anemon otellerinin bu hedefi, Adıyamanlı yöneticileri umutlandırdı ve erken sevince neden oldu. Dinçer, yatırım için gerekli gördükleri kriterleri de sıraladı. Önce turizm çeşidinde hangi kategoride olduğunun belirlenmesi gerekiyor. Altyapı, yurtiçi-yurtdışı ulaşım kolaylığı, üniversite, hastane gibi konaklama sektörüne katkı verebilecek aktörlerin durumu da otel yatırımcısına yol gösterebilecek.
Antalya’da yaşayan gazeteci-ressam ve yazar ağabeyimiz Fikret Otyam’ın resimlerini bağışlayarak kuyruklu piyano kazandırdığı Adıyaman Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi’nin genç yeteneklerinin, Adıyaman Üniversitesi yemekhanesindeki konseri muhteşemdi.
Başkan M.Necip Büyükaslan Adıyaman’ın turizm geçmişini anlatmıştı. Sadece bu kent 1975 yıllarında 400 bin turist çekiyormuş. Büyük Anadolu Turları 7-8 gün sürermiş. Ve şimdi bu sayı 150-180 bine kadar düşmüş.
TURLARA İNDİRİMLİ MAZOT
Diana Travel Kültür Kurları Müdür Yardımcısı Süleyman Akçalı, kültür turlarına devlet desteğinin olması gerektiğine işaret etti. Sonra ekledi: “Antalya’dan günübirlik uçak olsa biz de müşterilerimizi seve seve buralara getiririz, misafirlerimizin bu kültür hazinelerini görmelerini sağlarız” dedi. TUİ Türkiye Danışmanı Hüseyin Baraner araya girdi, “Hiç değilse kültür turları yapan otobüslere düşük fiyatlı indirimli mazot verilmeli” uyarısında bulundu.
Süleyman Akçalı, uçak konusunda dertliydi: “Uçak olsa Antalya’ya getirdiğimiz misafirleri seve seve buralara da getiririz. Sabah 07.00’de Adıyaman’a Malatya’ya getirip, kahvaltı verelim ve o güzel tarihimizi dolaştıralım. Tarihi ve doğal güzellikleri gösterelim. Akşam da 22.00 gibi Antalya’ya döneriz. Biz Antalya’dan günübirlik Mısır’a, İsrail’e uçakla turlar düzenleyebiliyoruz ama kendi ülkemizin güzelliklerini sunacağımız turlar için uçak seferleri koyduramıyoruz.”
Jolly Tour’un Kültür Turları Müdürü Kerem Gökçe, mazot fiyatlarının yüksekliği yüzünden 8 günlük turları 5 güne indirdiklerini bazı kentleri de tur güzergahından çıkardıklarını anlattı. Karavan turizminin Antalya-Doğu Anadolu hattı için önemli bir güzergah olabileceğine de işaret etti. Gökçe, “Karavan turizmini canlandırabilmeliyiz. Bitmemeli, bu da ayrı bir turizm kültürü ve aktivitesi. O kadar ilgilisi var ki. Mutlaka desteklenip canlandırılmalı. 60’lı yıllarda Amerikalılar gelirdi karavanlarıyla Cudi dağında kamp kurarlardı” dedi.
Geçmişte Küba Lideri Fidel Kastro, Umman ve Fas Krallarına turizm danışmanlığı da yapan TUİ Türkiye Temsilcisi Hüseyin Baraner, sessizliğini bozdu; “Dünyanın 8’nci harikasının bulunduğu bir kente nasıl turist getiririz diye kafa patlatıyoruz. İnanamıyorum buna. Komik oluyoruz arkadaşlar” diye isyan etti. Baraner ekledi: “Doğa ile tarihi birleştirmek lazım. Işıklandırılsın gece de dolaşılsın. Nemrut’u aydınlatın gerekirse. GAP sadece suyun toplandığı yer değil ki medeniyetlerin doğduğu yer burası.” (Dursun GÜNDOĞDU/GÜN HABER)