Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) ödül töreni geleneğini istikrarlı bir şekilde sürdürüyor.
22’nci kuruluş yıldönümünde de yılın işadamı, yılın kültür ve sanat adamları, yılın gazetecilerine yine ödülleri verildi.
Tören yine eski Sheraton yeni Rixos’ta yapıldı. Törene ilgi her zamanki gibiydi… Siyasiler, bürokratlar, doğal olarak işadamları ve gazeteciler gelmişlerdi.
Ödül törenine geçildi hemen… Benim burada dikkatimi çeken, ANSİAD’ın da diğer kurum, kuruluş, dernek ve birlikler gibi ödül dağıtılırken yaptığı hatalardı. Misal; kültür ve sanat adı altında iki ödül verildi.
Ben, bu iki ödülü alan kültür ve sanat adamlarının yerinde olsam, ödülümü bir siyasinin elinden almak istemezdim.
Böyle düşünmem, siyasileri önemsemediğimden veya siyaset kurumuna kızdığımdan değil…
Orada, davetliler arasında, ünü sadece yıllardır yaşadığı Antalya’yı değil, Türkiye’yi aşmış, yaptığı gazeteciliği, yazdığı yazılarını bırakın, resimleriyle efsane olmuş, yaşayan bir tarih vardı; Fikret Otyam…
İyi etmişsiniz, düşünmüşsünüz, çağırmışsınız… Ama, hiç olmazsa, geldiğine değecek bir şey yapsaydınız da, kültür veya sanat ödüllerinden birini ona verdirseydiniz.
Otyam, bu yazımı okursa, belki, ‘Niye yazdın?’ diye serzenişte bulunabilir ama benim görüşüm bu…
İkinci misal; Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Osman Çetin Budak’a ödül verdirilmemesiydi…
Kendileri katılma lütfunda bulunmayan birilerinin yerine vekaleten törene gelmiş olanlara ödül verdirilirken, binlerce üyesi olan ATSO gibi bir kurumun başkanının bizzat kendisi oradayken sahneye çağrılmaması hoş olmadı.
ANSİAD Başkanı Ergin Civan’ın, gayretli, saygılı, başarılı ve hoşgörülü biri olduğunu biliyorum. Bu ayrıntıları nasıl atladı, anlamadım.
Yeri gelmişken bir iki eleştirim daha olacak. Barkovizyonların yeri çok kötüydü. Rixos’un salonu bol sütunlu, masalar da yuvarlak olduğu için çoğu davetli, görüntüleri izlemekte zorlandı. Kimi, arkasında kalan barkovizyonlarda gösterilen filmleri izlemek için ya önüne konulan servis aynalarını kullandı, kimi boynunun tutulması pahasına eğildi, büküldü.
Hele hele işadamı Recai Kırmızıtaş’ın sahnedeki performansı sırasında arızalı oldukları için bir değil, 2 değil, 3 mikrofon değiştirmesi ise Rixos’a yakışmadı.
Gazetecilerin eleştiri ve yazı özgürlüklerinin kısıtlandığı bu devirde, kalemimizin paslanmaması adına, ANSİAD’ın her bir değerli üyesinin bu mini yazımızı hoşgörüyle karşılayacağını düşünüyorum.
Napolyon de demiş; Yapıcı bir eleştiri akıllı insanları güçlendirir, ahmakları öfkelendirir.
Onun için bu eleştirilerimi ‘yapıcı’ yönüyle ele alın…
(DG)