Bu sözlerinin 'homurdanmalarla' karşılanabileceğini ifade eden Arınç, “100 gazeteci içeride ama suçlara bakınız. Bu suçlardan bir kısmı adi suçlardır. Hepimizin işleyebileceği türden, birisine çarpmış olabiliriz. Bazı kötüler hırsızlık da yapmış olabilir, gasp da işlemiş olabilir" diye konuştu. Arınç, isimlerini vermek istemediğini söylediği bazı gazetelerin örgüt propagandası yaptığını suç işlediğini, tirajları az olsa bile belli çevrelerde etkili olduğunu söyledi. Bu durumda Terörle Mücadele Kanunu'nun devreye girdiğini kaydeden Bülent Arınç, “Bu kanundan şikayet ediyorsak yüksek sesle 'Terörle mücadele kanunu değiştirilmeli veya kaldırılmalı' demek lazım. Hem şikayet etmeyip bu kadar gazeteci içeride demek samimi olmaz" dedi.
Terörle Mücadele Kanunu'ndaki propaganda fiili üzerine yaklaşık 2 yıldır çalıştığını kaydeden Bülent Arınç, propaganda fiilinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararları çerçevesinde yeniden yorumlanması gerektiği söyledi. Arınç sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gazeteci sıfatını taşıyor ama bir eylemde de bomba atıyor. Bunları konuşmuyoruz. O zaman 'Şu kadar gazeteci içeride' dediğimiz zaman kaçının molotoftan, örgüt evinde yakalanmaktan, silahlara yardım ve yataklık yapmaktan suçlanıp o yüzden içeride olduğunu da adli kayıtlara bakarak bir zahmet ortaya koymakta fayda var. Terörle mücadele bugün için ne kadar önemli bir hale geldi, hepimiz bunun farkındayız."
'ZİL TAKIP OYNAMAK NEYİN NESİ'
İnternet medyası üzerine çalışmalarını tamamladıklarını kaydeden Bülent Arınç, “Sosyal paylaşım sitelerinde Twitter, Facebook denen sınırsız ve sorumsuz bir alan var. Buradaki yorumları okursanız kulaklarınıza kadar kızarırsınız. En son Sırrı Sakık evladını kaybettiği zaman herkesin ağzına geleni yazdığı ve duyurduğu bir sosyal medyanın kime faydası var? Ne kadar ayıp, ne kadar çirkin. Bir insanın evlat acısıyla 'Oh olsun diyerek' adeta zil takarak oynamak neyin nesi" dedi. Bu durumlarda Bilişim Suçlarıyla Mücadele Kanunu'nun işletilebileceğini kaydeden Arınç, “Bize de hakaret edenlerle ilgili savcılıklar soruşturma açıyor. Bize de soruyor. Biz çoğundan vazgeçin diyoruz. Vazgeçiyorlar takibat yapmıyorlar" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, konuşmasının ardından Nuri Dağtekin Özel ödülünü Hürriyet Gazetesi'nden emekli foto muhabiri Sökmen Baykara'ya ve Antalya Gazeteciler Cemiyeti Kurum Özel Ödülü'nü de IC Holding adına Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çeçen'e verdi.
DHA'YA YILIN HABER FOTOĞRAFI ÖDÜLÜ
Törende haber ve fotoğraf dalında 'yılın gazetecileri' seçilen basın mensuplarına ödülleri verildi. Doğan Haber Ajansı (DHA) Antalya Bürosu muhabiri Soner Kocaer, 'Gazeteci- Hırsız- Polis' fotoğrafıyla 'Yılın Haber Fotoğrafı' dalındaki birincilik ödülünü, Vatan Gazetesi yazarı Can Ataklı'dan aldı. Tören, düzenlenen kokteyl ile sona erdi.
(Arınç-İbrahim Çeçen)
(Sökmen Baykara ödülünü Arınç'tan aldı)
(AGC Başkanı Mevlüt Yeni)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |