“Bazılarına yetersiz kalmış, tıpkı Ergenekon, Balyoz operasyonlarında olduğu gibi bazı gazetecilerin “gözü mü doymuyor?” daha yapılmasını istiyor. Kimi, “hani hakemler nerede, niye onlara operasyon yapılmıyor” diyor.
Biz de bu kervana katılalım, madem artık gazetecilik yargısız infaza dönüştü, biz de yapalım. Fakat biz yine de onlar gibi yapamayız, istesek de başaramayız, bu ayrı bir “yetenek“ işi.
Ancak şunu yapabiliriz. Çünkü biliyoruz.
Aziz Yıldırım “spor medyası” dosyasının açılmasına sebep olabilir.
Örneğin kendinden borç para isteyen, para alan, otomobil, uçak bileti, tatil yeri için otel isteyen ve hatta evinin boyatılmasını bile talep eden spor yazarlarının ismini açıklayabilir.
Hani sık sık ekrana çıkıp “Futbolun temizlenmesi gerekiyordu, bu operasyon harika oldu” deyip sevinenler; polisin sözcülüğünü yaparlar var ya; işte o adamların, pardon yazarların, editörlerin, muhabirlerin gerçek yüzleri ortaya çıkıverir.
Böylece, örneğin; 50 bin dolar borç isteyip hâlâ bir türlü ödeyemeyen spor yazarlarını herkes tanır! Listeye hanutçuları da ekleyecek miyiz? Kol saati alan futbolcu, kol saati alan yazar arasında fark var mı? Tartışmaya gerek var mı?
Öyle ya, madem futbolun temizlenmesini istiyoruz, bunun bir ucu da spor medyası değil mi? Çuvaldızı kendimize batırmamız gerekmiyor mu artık?
Bu işi Taraf Gazetesi yapabilir mi? Ama “ucu bize dokunuyor" diye onlar da suskun! Eee kim yapacak bunu, Aziz Yıldırım mı?
Yoksa habercilik yaptığı için 7 çalışanı Zindana atılmış Odatv mi?
Birileri gerçek haberciliğin bedelini ödeyecek, birileri yalan haberciliğe devam edecek. Yok öyle…
Bu iş Fenerbahçelilere, taraftarlara düşüyor. Açıklasınlar bu gazetecilerin isimlerini tek tek.
Ahlaksızlıkla, yargısız infazlarla ancak böyle mücadele edilir.
Göstersinler, el mi yaman, taraftar mı yaman…”