Hafta sonu plan yapanlar aman dikkat
Hafta sonu plan yapanlar aman dikkat
Kavgada tabancayla vuruldu, hastanede öldü
Kavgada tabancayla vuruldu, hastanede öldü
Selfie uğruna can verdiler
Selfie uğruna can verdiler
TUSAŞ'a saldıran teröristin ağabeyi işten çıkarıldı
TUSAŞ'a saldıran teröristin ağabeyi işten çıkarıldı
28 Mart 2012 Çarşamba - 08:49

2001'de çizilen karikatürdeki gerçekleşen kehanetler

11 Eylül saldırısından sonra çizildi ve ABD Dışışleri Bakanlığı'nın yayın organı çıktı. Bakın hedef sırasında hangi ülkeler var. Levent Gültekin bu çarpıcı karikatürü ve gerçekleşen kehanetleri yazdı. İşte o yazı:

2001 de çizilen karikatürdeki gerçekleşen kehanetler
Facebook'ta Paylaş Twitte'da Paylaş Google+'da Paylaş Haberi Yazdır Arkadaşına Gönder Metni küçült Metni büyüt

Bugün ilginç bir karikatür yayınlıyorum. Dış politikanın, özellikle de Suriye’nin bu kadar yoğun bir şekilde gündemi işgal ettiği bir dönemde bu karikatürün ilginizi çekeceğini düşünüyorum.
Aşağıda gördüğünüz karikatür bundan yaklaşık 11 yıl önce 11 Eylül saldırılarının hemen akabinde ABD’nin dış politikasına yön veren Foreign Affairs dergisinde yayınlandı.
Bu karikatür yayınlandığında ABD daha ne Afganistan’a, ne de Irak’a savaş açmıştı.
Yayınlandığı gün karikatüre bakarak söylenenlere 'komplo teorisi' deyip geçebilirdik. Gereksiz ve fazladan bir kıymet veriliyor hissine kapılabilirdik. Sonuçta bir karikatür.
Fakat bugün durum öyle değil. Çünkü aradan geçen zamanda ‘gerçeğin karikatürü’ halini aldı.
Karikatürdeki operasyonun bir kısmı geçen zaman zarfında gerçekleşti.

Tekrarlayayım: Afganistan ve Irak bu karikatür yayınlandığında henüz işgal edilmemişti. Sıralama değişmeden bu hedefler gerçekleştirildi.

Karikatürde de göreceğiniz gibi ABD askerinin “sıradaki” diyerek hedefe koyduğu, El Kaide (Afganistan) ve Irak’tan sonra 3. hedef Hizbullah olarak görünüyor. Suriye operasyonunun Hizbullah’ı zayıflatmak, desteksiz bırakmak, çökertmek, bir anlamda Hizbullah’ın kolunu kanadını kırmak niyetiyle yapıldığını anlatan batı kaynaklı yorumları hepimiz okuyoruz.
Karikatür bize Hizbullah’ın işi bittikten sonra sıranın İran’a geleceğini söylüyor. İran’ın da işi bittikten sonra sırada fesli bir ülke var. Peki kimi kastediyorlar bu fesle? Aklımıza Türkiye’nin gelmesi mi normal, yoksa bu durumu görmezden gelip “bizimle alakası yok” demek mi? Hangisi?

Dünya sisteminin bölgeye dönük hesapları artık gizlenemiyor. Ortadoğu yeniden şekillendiriliyor. Haritalar yeniden çiziliyor. Kafalardaki niyetler bazen açıktan, bazen üstü örtülü olarak dile getiriliyor. Etrafımızda olup biten olaylardan Türkiye’nin hiç etkilenmeyeceğini düşünmek ve bu düşünceye göre politikalar üretmek sağlıklı, ahlaklı insanların yapacağı türden şeyler değil.

Hal böyleyken, yani bunca ‘tuhaf’ yorum ve bu tür karikatürler orta yerde duruyorken, Türkiye’de ilginç bir Suriye hassasiyeti oluştu. Tam da dünya sisteminin amacıyla örtüşen bir hassasiyet. Bu hassasiyete neyin kaynaklık ettiğini anlamakta gerçekten zorlanıyorum.

Ahmet Davutoğlu’nun öncülük ettiği bir kesim meseleyi salt ‘vicdan’ düzleminde ele aldıklarına bizim inanmamızı bekliyorlar.

Gerekçe Suriye’de ölen siviller. Ne kadar sivilin öldüğü, kimin öldürdüğü, öldüyse niçin öldüğünü kim tam olarak biliyor?
Gerçekten Suriye’de ne olduğunu kim nereden biliyor ben anlamıyorum...
Hergün onlarca gazete okuyor, onlarca yabancı site takip ediyorum. Suriye’den gelen “Yönetim bugün bilmem kaç sivil öldürdü” haberlerinin nerede ve nasıl yapıldığı, yani kaynağını öğrenemiyorum.
Kimin kimi öldürdüğü, gerçekte kaç kişinin öldüğü, ölümlere neden olanın muhalif çete mi yoksa diktatör Esad mı olduğu kim tarafından nasıl ayırt ediliyor anlamış değilim.
Yıllarını zalim Suriye ordusu içinde geçirmiş emekli subayların birden bire aklanıp etraflarına vicdan, özgürlük, adalet dersi vermelerini niçin yutmamız gerektiğini bilmiyorum. Daha önce çeşitli ülkelerde savaşmış ‘profesyonel İslamcı’ ların oluşturduğu silahlı milislerin niçin Suriye’ye taşındığını da bilmiyorum.
Nasıl oldu Afganistan’da, Bosna’da, Çeçenistan’da savaşanlarla ABD ve İsrail aynı amaç etrafında toplandılar bunu da anlamıyorum.
Pazartesi günü Hürriyet gazetesi ilginç bir haber yayınladı. Haberde “Hergün onlarca sivilin öldüğü söyleniyor ama bu sayılar nasıl hesaplanıyor?” sorusuna cevap aramışlar.
Haberleri bize servis eden kaynakların dediklerine bakılırsa kimin eli kimin cebinde belli değil.
Bakın gelen "onlarca sivil öldürüldü" haberlerinin kaynağı neresiymiş: Uluslararası haber ajanslarının görgü tanıklarına, muhalif grup sözcülerine ve aktivistlere dayandırırak yaptıkları haberlermiş.
Nasıl, haberlerin kaynağı sizin için yeterince ikna edici mi?
Bu kaynaklara güvenip bir tutum belirlemek bize yakışır mı?
Bu haberleri bize ulaştıranların cevap vermediği onlarca soru var.
Mesela her gün bu sayımı kim nasıl yapıyor? Ölümler nasıl teyit ediliyor? Teyit eden kişi kim? Sayı bildirenler kendi çıkarları için hareket ediyor olamazlar mı? Ölenlerin tamamı sivil mi? Siviller muhalif mi, yoksa rejim yanlısı mı? Bir siville sivil giyimli milis arasındaki farkı nasıl ayırt ediyoruz?
Buna benzer daha onlarca soru var orta yerde.
Hadi diyelim bizim imkanlarımız bunların gerçek kaynağını öğrenmeye yetmiyor. Bu ölümlerden dolayı “sabahlara kadar uyuyamayan” Ahmet Davutoğlu bize de geniş bir izahat yapamaz mı? Biz de gönül ferahlığı ile bu meselede taraf olsak.
Veyahut “Türkiye’nin Suriye politikasını ABD’nin dayatması veya ricası gibi görerek eleştiren muhalefet fena halde yanılıyor” diyen başbakan danışmanı Yalçın Akdoğan bize asıl gerekçeyi anlatabilir mi?
Türkiye’nin Suriye hassasiyetini “Türk kökenlilerin sistematik katliama maruz bırakılması” olarak gösteren Yalçın Akdoğan bize bir istatistiki bilgi verebilir mi? Bugüne kadar Suriye’de kaç Türk öldürüldü?
Bunca soru, bunca çelişki, bunca izah edilemeyen durum, bunca şaibe ortadayken niçin hep beraber ABD-İsrail’in yanında saf tutalım ki? Açıklasınlar biz de öğrenelim.
Bazı arkadaşların iktidar hesapları var ve bu hesaplarını dünya sistemi ile barışık kalarak, partneri olarak yürüteceklerini biliyorlar. Bu yüzden de ABD ile aynı hassasiyeti paylaşmaktan imtina etmiyorlar. Peki biz niçin aynı koroya katılalım? Takındıkları bu şaibeli tutumu sorgulamayacak mıyız?
Ahmet Davutoğlu’nun ‘dindar’ kişiliği her ‘meselede doğru yapıyor’ dememiz için yeterli midir?
Dünya medyasında, İsrail gazetelerinde bu meseleye dair ne yazılıp çizildiğini biz okuyoruz. Suriye meselesini ‘vicdan’ yapanlar okumuyor mu? Oralarda bu meselenin nasıl ele alındığını görmüyorlar mı? Orada yazılanlar, bahsedilen hedefler bizi rahatsız ediyorken, bazı çevreleri niçin rahatsız etmiyor?
Niçin bu meselelerde sadece iktidara yakın olanların vicdanı kabarıyor?
Peki her şeyin 'iktidar'la irtibatlı olduğu bu kadar açık olarak göründüğü bir durumda başka bir yol bulunamaz mıydı?

Dertleri bir şey yapmak değil, bir şey olmak olanların tercih ettiği bir yoldur bu.

Levent GÜLTEKİN/Gazeteciler

 
Antalya ve Alanya'da gece eylem vardı
 
Baykal'ın yüzü yaş engeline takıldı
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İşte vali, işte cemaat
Dün Yurt Gazetesi'nin manşetinde yer alan ve devletin mi yoksa cemaatin ...
Müdürün maaşı 18 bin TL
Arınç, sorumluluğu altındaki Anadolu Ajansı (A.A.) Genel Müdürü’ne aylık ...
Kolejler devletten 'Süt' istiyor
Türkiye’de anasınıfı ve ilköğretim 1-4. sınıflardaki 7 milyon öğrenciye ...
 
Dünyayı fethetti RTÜK'te takıldı
RTÜK Alexander filmini inceledi. İskender'in eşi Roksana'ya şiddet uygulayıp ...
Muş'ta 5.0 şiddetinde deprem
Muş'ta bugün Richter ölçeğine göre 5.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
"ÖSS randevuyla olacak"
Eğitimdeki yeni düzenlemelerle lise ve üniversitelerin kalitede eşitleneceği, ...
 
Eşine fuhuş yaptıran babasını ihbar etti
Aralarında Rus gelininin de bulunduğu yabancı uyruklu kadınlara fuhuş ...
Ev sahipleri dikkat
Kira geliri elde edenlerin beyanname verme süresi Perşembe günü akşamı ...
Çorum'da yangın:4 ölü
Çorum'un İskilip İlçesi'nde bir evde çıkan yangında 20 günlük bebeğin ...
 
Dursun Gündoğdu
Bu CHP, onları vekil bile yapar
YAZARLAR
Turgut Güngör
Turgut Güngör
Cumhuriyeti kutluyoruz
Serpil Nur Abiral
Serpil Nur Abiral
Katliam yasasını geri çekin
Halit Çelikbudak
Halit Çelikbudak
Robotaksi dönemi
Sude Karataş Geyikci
Sude Karataş Geyikci
757 yıllık bir Yörük geleneği
İsa Altun
İsa Altun
İban vurgununa dikkat
Mesut Gürkan
Mesut Gürkan
Denizin güzelliği ve yaşadığım simit şoku…
H.O.P
H.O.P
Ülkemize biçilen rol
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Türkiye’nin problemi yok, problemi bireysellik..  
Nesrin Mater
Nesrin Mater
Karadağ ve tembellik üzerine 10 tavsiye
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA GÜN HABER
ASTROLOJİ
Koç
 
21 Mart - 20 Nisan
Kasım ayı, kişisel gelişiminiz için size güçlü fırsatlar getiriyor. Akrep burcundaki Yeni ay, arzularınızı keşfetmeniz ...
 
Ana Sayfa Türkiye Antalya BURDUR ISPARTA Siyaset Turizm Resmi REKLAMLAR KAMPÜS Spor GÜN'ün ürünü
KünyeHakkımızda KünyeKünye İleti�YimIletisim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva