Manavgat ilçesi Sorgun Ormanı'nda 5 Kasım 2003 tarihinde Adem Kibar'ın cesedi bulundu. Araştırma yapan jandarma, Kibar'ın öldürülmeden birkaç gün önce Manavgat'a gelerek Hayri Salcan aracılığıyla bir pansiyona yerleştiğini belirledi. Olay yerindeki araç lastik izleri Side tatil bölgesinde ayakkabıcılık yapan Hayri Salcan'a ait otomobilin lastik iziyle eşleşince, cinayet şüphelisi olarak Salcan ile halasının oğlu Mehmet T. ve amcası Şükrü S., 12 Kasım 2003 tarihinde tutuklandı.
20 YIL 10 YA HAPSE MAHKUM EDİLDİ
Antalya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın Mayıs 2004'teki karar duruşmasında Mehmet T. ve Şükrü S. beraat ederken, Hayri Salcan 'kasten öldürmek' suçundan 20 yıl 10 ay hapse mahkum edildi. Dava sürecinde sürekli suçsuz olduğunu iddia eden Hayri Salcan, Yargıtay'a itirazından da sonuç alamadı. Mahkeme kararı, Yargıtay tarafından 22 Eylül 2005 tarihinde onandı. 9 yıl cezaevinde yatan Hayri Salcan, şartlı tahliye hükümleri kapsamında 2012 yılında tahliye edildi.
AKIL HASTANESİNE SEVK EDİLDİ
Hayri Salcan, hem cezaevindeyken hem de tahliye olduktan sonra Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı, Başbakanlık, Adalet Bakanlığı, Yargıtay, Antalya Cumhuryet Başsavcılığı başta olmak üzere ilgili kurumlara 'suçsuz' olduğunu, cinayeti kendisinin işlemediğini belirten dilekçeler yazdı. Yazdığı dilekçeler nedeniyle 2 defa akıl hastanesine sevk edildiğini, Antalya Cezaevi'nden Mart 2006'da Nazilli Cezaevi'ne sevk edildiğini kaydeden Hayri Salcan, nakilden bir ay sonra saldırıya uğradığını, aldığı şiş darbeleriyle yaralandığını söyledi. Başbakanlık İnsan Hakları Kurulu Başkanlığı'na suç duyurusunda bulunduğunu anlatan Salcan, başkanlığın girişimleri sonucu Antalya'da 'işkence davası' açıldığını, cezaevinde olması nedeniyle davayı takip edemediğini, sonucu hakkında da kendisine bilgi verilmediğini kaydetti.
11 BİN 800 DİLEKÇE YAZDI
Hayri Salcan, 16 yıldır suçsuz olduğunu ispatlamaya çalıştığını, bu nedenle 11 bin 800 dilekçe yazdığını ancak sesini duyuramadığını anlattı. Olayla ilgili arandığında eşi ve çocuklarıyla Adana'da olduğunu kaydeden Hayri Salcan, "Ağabeyim telefonla beni arayarak pansiyona yerleştirdiğim Adem Kibar'ın Sorgun'da öldürüldüğünü, bu nedenle jandarmanın ifade için çağırdığını söyledi. Biz 7 Kasım'da Adana'ya gitmiştik. Eşim ve çocuklarımla otobüsle Adana'dan Manavgat'a geldik. Saat 04.30 sıralarında karakola başvurdum" diye konuştu.
'BİRKAÇ SAATLİK TANIŞIKLIĞIMIZ OLDU'
Adem Kibar'la 4 Kasım'da Antalya'da parkta tanıştıklarını ve beraber Manavgat'a geldiklerini, kalacak yeri olmadığını söylediği için tanıdığı bir pansiyona yerleştirdiğini anlatan Hayri Salcan, "Öldürülen şahsı daha önceden tanımıyorum. Birkaç saatlik tanışıklığımız var. Onun öncesinde tanımıyordum. Pansiyona yerleştirdiğimin ertesi günü öldürülmüş. Benim bu cinayeti işlemem için bir sebep yok" dedi.
'CİNAYETLE TEK BAĞIM LASTİK İZİ'
Cinayetle kendisi arasındaki tek bağın olay yerindeki lastik izi eşleşmesi olduğunu kaydeden Hayri Salcan, "Ortada gerçekten bir lastik izi var. Ama benim aracım kesinlikle olay mahalline gitmiş değildir. Gözaltına alındığımda aracım babamın evindeydi. Tutanak tutulmadan aracıma el konuldu. Ben saat 04.30'da gözaltına alındım. Saat 08.00'da bana 'Senin aracın olay mahallinde tespit edildi. Artık senin kurtuluş şansın yok' denildi. Aracımın olay mahalline gitme şansı yok. Olay yerinde 85 santimetre sert fren izi, 9.5 metre patinaj izi olduğu belirtildi. Aracımda inceleme yapılmadı. Olay mahalli kumluk. Patinaj esnasında mutlaka kum taneleri aracın kartel ve amortisör bloklarına, tampona ve aracın alt takımlarına yapışır. Ayrıntılı inceleme yapılsaydı aracımın olay yerine gitmediği belirlenmiş olurdu."
Haksız yere yargılandığını, ceza aldığını, asıl katil veya katillerin serbestçe dolaştığını öne süren Hayri Salcan, "Gözaltına alındığım andan cezaevinden çıktığım tarihe kadar herkese yalvardım. Devletin tüm kurumlarına da yalvardım. Bir yardım, bir aman diledim. Bu suçu gerçekten ben işlemedim. Adem Kibar'ı öldürmem için herhangi bir sebep yok. Böyle bir cinayeti işlemedim" dedi.
'ADIMA KİMLİK ÇIKARILDI, HACİZLERLE UĞRAŞIYORUM'
Cezaevindeyken, 2005 yılında adına kimlik çıkarıldığını, bu kimlikle bankalarda çeşitli işlemler yapıldığını, krediler çekildiğini belirten Hayri Salcan, "Ben hükümlüyken, hakkımdaki bütün her şey dondurulmuştu. Ancak bu kimlikle Türk bankalarının yanı sıra yurt dışındaki bankalardan işlem yapılmış. Bu kimlikle Çin Devlet Bankası ile Singapur merkezli bir bankadan kredi çekilmiş. Singapur bankası ödemeleri düzenli yaptığım için 'Bana iyi müşteri olduğum için teşekkür belgesi gönderdi, o bankayı da o zaman duydum. Şimdi Türk bankaları ve Çin Devlet Bankası'nın hakkımda başlattığı haciz işlemleriyle boğuşuyorum" diye konuştu.
Yaşanan olaylar nedeniyle büyük mağduriyet yaşadığını ifade eden Hayri Salcan, "9 yıl. Gelin siz bana sorun, ben gençliğimi yitirdim. 2 çocuğumun büyüdüğünü göremedim" dedi.
Hayri Salcan, gerçek suçluların bulunması için yardım beklediğini söyledi.
Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya), (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |