Yorucu tırmanışın ardından toplanan ve muz gibi soyulduğu için 'yayla muzu' adı da verilen meyve olarak tüketilen çubuk şeklindeki otun demeti, 5 ile 10 lira arasında satılıyor.
Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki yüksek kesimlerde yetişen, kuzukulağıgiller familyasının ekşimsi tadıyla kiviyi andıran ve muz gibi soyularak yenildiği için 'yayla muzu' da denilen ışkın otu olgunlaştı. Boyu 40- 150 santime kadar ulaşabilen bilimsel adı 'Rheum ribes' olan ışkınlar, Bingöl'de yöre halkı tarafından 2 bin 700 rakımlı Ömeran Dağı'nda toplanıyor. Yorucu tırmanışın ardından zirveye ulaşanlar, topladıkları çubuk şeklindeki ışkınları demet haline getirip, 5 ile 10 lira arasında değişen tutarla satıyor. Bölgede sevilerek tüketilen ışkınlar, yurt genelindeki birçok kentte de satılıyor. Bol miktarda C vitamini barındıran ışkının, aynı zamanda A, B1, B2, E ve K vitaminlerini de içerip, taze tüketildiğinde mide bulantısı, şeker hastalığı ve hazımsızlığa iyi geldiği söyleniyor.
Işkının birçok hastalığa iyi geldiğini belirten TEMA Vakfı İl Temsilcisi Cuma Karaaslan, "Yaklaşık 20 yıldır buraya gelip, bu otu topluyorum. Bingöl'ün hatta coğrafyamızın en güzel meyvesidir. Yaklaşık mayıs, haziran ayı başından itibaren, temmuz ortalarına kadar toplanıp, yenilebiliyor. Adına ışkın deniyor. Yerel dilimiz Zazaca'da ise 'Rıbes' dediğimiz bir meyvedir. Bilimsel adı ise 'Rheum ribes'tir. Bölgede 'yayla muzu', hatta 'Kürt muzu' bile diyen var. Şimdilerde Amerika'da da muz olarak anılıyor. Batı'da en pahalı meyve olarak da satılıyor. Hastalıklardan en başta şeker hastalığının tek çaresidir. Gerçekten tedavi ettiği söyleniyor. İnsanlarda yüksek şekeri düşürdüğü ispatlıdır. Yüksek kesimlerde, karların erimesinden sonra uygun iklim nem bağı ortamıyla birlikte suların aktığı yaban sırt alanlarında yetişiyor. Bazı yöre insanımızın geçim kaynağı da oluyor. İnsanlar çok erken saatlerde gelip bunları toplayıp, çarşıda, pazarda ve tezgâhlarda satıyorlar. Oldukça yoğun talep ve ilgi var bu ota" dedi.
'VATANDAŞLAR BİLİNÇLİ TOPLUYOR'
Bölgede yaşayan vatandaşların, ışkını, çiçeklerine zarar vermeden, devamlılığının sağlanması için bilinçli topladıklarını ifade eden Karaaslan, "Dönemsel bir bitki olduğu için bekletilmesi saklanması söz konusu değildir. İnsanlar toplama alanlarında sürekli her yıl topladığı için, genetiğine zarar vermeden devamlılığını sağlayacak şekilde topluyorlar. Çok basit yeme şekli var. Kabuğu hemen soyuluyor. Bu otun özü sudur. Tadı kiviyi andırıyor. En güzel suyu, en güzel değeri, en iyi bitkiyi alıp kendi kendine yetişen bir meyvedir. Bingöl'ün nadide bitkilerindendir. Bingöl Matan bölgesinin özelliği biraz daha geç oluşmasıyla, daha kıvamlı hale geliyor. Karlıova, Solhan ilçelerindeki Şerafettin Dağları, Çötere Dağı eteklerinde olduğu bilinir. Bölgemiz açısından endemik olan bir üründür. Ama Türkiye'de sanırım Bingöl'de, Muş'ta, Tunceli'de, Diyarbakır'ın bir kesiminde olma ihtimalleri var. Bu bitkinin olduğu yerlerde Kirkor mantarı, diğer bitkiler olmak üzere tazeliğini korumaktadır. Haziran ayında bölgede başlayan yeşillik, ilk meyvesini ışkınla başlatır. Daha sonra tırşık, yarpuz, dağ nanesi, dağ çayı, kuzukulağı ve diğer otlarla devam edip kışa kadar dağda bir çuval unla beslenebilir, hayatınızı devam ettirebilirsiniz. Bunlar için de dünyayı kırmaya dökmeye gerek yok, doğada her şey var" diye konuştu.
Işkını toplayanlar ise bölgede yetişen otun, yöre halkının geçim kaynağı haline geldiğini ifade etti.
Aziz ÖNAL/BİNGÖL, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |