İşte, turizm duayeni Hüseyin Baraner’in o yazısı:
“Küresel turizm, 2025 yılına dair umut verici tahminlerle yeniden şahlanıyor. Birleşmiş Milletler Turizm Örgütü (UN Tourism), gelecek yıl için turist sayılarında %3 ila %5 artış öngörüyor.
Ancak, dikkat!
Bu olumlu beklentilerin gölgesinde Türk turizminin farklı bir hikaye ile karşı karşıya kalacağını unutmamalıyız.
Ekonomik ve Jeopolitik Zorluklar:
Türkiye global turizm akışında kendi tehlikelerini yaratan özel bir ülke durumunda…
Her ne kadar ekonomik ve jeopolitik zorluklarla yaşamaya alışkın olsak da, Türk turizminin tehditleri sadece bunlarla sınırlı değil. Artan maliyetler ve çevresel sorunlar, sektörümüzü zor duruma sokmakta. Ancak daha acil müdahale gerektiren başka sorunlar var. Aksi takdirde, her biri yarınlarımızı tehdit eden adeta saatli bombalar haline gelecek.
Kartalkaya Otel Yangını: Bir Miladın İfadesi
Para hırsı sarmış birkaç uyanık cahil otelci, sektörümüzü sırtından hançerledi ve tüm sektörümüzün büyük acılar ile uyanmasına vesile oldu .
Kartalkaya Otel'deki yangın, Türk turizminde bir dönüm noktasıdır. Her yıl hızla büyüyen sektörümüzün altyapısının bazı noktalarda ne denli yetersiz olduğunu görmek, biz turizmcileri derinden yaraladı ve tedirgin etti.
Dünya çapında birinci ligde oynayan Türk turizm sektöründe nasıl böyle bir otel hala aktif olarak çalışabilir ve müşteri kabul edebilir durumda olmasını anlamak mümkün değil. Ve en tuhafı kimsenin sorumluluk üstlenmemesi.
Sorumlu kim bunu bilmek istiyoruz?
Bu güvenlik açığı, uluslararası arenada yürüttüğümüz güvenli turizm çalışmaları bakımından da inandırıcılığımızı kaybetmemize neden oldu. Halbuki son yıllarda özellikle güvenli turizmde ne kadar yol almıştık ve bunun PR’nı dünyada ne kadar başarılı yapıp sadece bu sebepten dolayı milyonları Türkiye’ye çekmeye başarmışken, milyonlarca iyi niyetli, namuslu, ahlaklı, çalışkan Türk turizm emekçilerinin şevkini de kırmış oldu.
Hayatını kaybedenler hepsi birbirinden değerli insanlarımız için derin bir üzüntü duyarak, onlara Allah’tan rahmet dilerken bu olayın gelecek için bir dönüm noktası olmasını umuyoruz.
Göz ardı edilemeyecek tehlikeler ile karşı karşıyayız:
Sadece otel yangınları değil, diğer tehlikeler de kapıda. Güvenlik endişeleri, sahte alkol vakaları ve tarım ürünlerinde pestisit kalıntıları gibi aşırı zehirli gübreleme sorunları, dünya basınında yer almaya başladı. İlk ulusal seyahat uyarıları yapılmaya başladı.
Bu geldiğimiz durumda, artık sayın bakanım, sayın valim, sayın başkanım devri bitmeli; herkes işini yapmalı, raporlamalı ve şeffaf bir şekilde kamuoyuna sunmalı.
Global turizmin bu yoğun rekabetinde acımasız pazarlama ve satış taktiklerinin piyasa savaşlarına dönüştüğü küresel pazarlarda kendi ayağına sıkan tek sektör biz olmayalım.
Unutmamalıyız ki , Türk turizmi öyle büyüdü ki: yapılan en küçük hatanın yıl bazında küresel pazarlarda Türkiye’ye verdiği kayıp bile milyar Euro‘yu bulabiliyor!
Sarsılıp kendimize gelmeliyiz!
Tüm kurumlarımız, bakanlığımız, yerel otoriteler, dernekler siyasete boyanmış durumda; herkes dostunu kolluyor.
Ancak yaşananlar bize gösteriyor ki, bugünkü dünya konjonktüründe güvenlik, sağlık ve savunma konularında siyaseti tamamen bir kenara atıp, el ele verip çalışmazsak, her zamanki gibi yine bütün Türkiye’mizin kaybettiğini şahit olacağız
Bunu birçok defa yaşadık ama artık yaşamak istemiyoruz ve yüksek sesle ivedilikle haykırarak.
Sektör çalışanları olarak:
GÜVENLİ OTEL,
GÜVENLİ GIDA,
GÜVENLİ İÇKİ
talep ediyoruz!
Ulusal Bir Adım Atmalıyız!
Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, valiliklerin, belediyelerin, TÜRSAB’ın, TÜROFED’in, TÜROB, TTYD’nin ve ilgili tüm kurumların siyaseti bir kenara bırakarak sektörün geleceği ve bekası için yeni bir denetim otomasyonu kurması gerekmektedir. Masaya oturup teknik çalışmalar yapmalı ve birbirlerini desteklemelidirler.
Maalesef yukarıda bahsedilen kurumların hiçbiri bu ‘kritik kabul etmiyor!’ ; ben şahsen çok defa yaşadım ‘tenkit edeni’ hemen dışlıyorlar ve ilişkiyi kesiyorlar.
Bu anlamda, aralarında hiçbir fark yok.
Oysa hepimiz biliyoruz ki, el ele verip özellikle konaklama vergisinin belediyelere aktarılması için siyasi çaba gösterseydik, bu durumu gerçekleştirebilirdik.
Tüm dünyada olduğu gibi konaklama vergisinin önemini artık görüyoruz. Destinasyonların altyapı ve güvenlik yükünü, belediyelerin konaklama vergisi almadan kaldırmasının mümkün olmadığını anlayabiliyoruz.
Özellikle bu yıl, TGA’da toplanan paraların bir kısmının sahil belediyelerindeki itfaiye ve yangın söndürme teknolojilerine yatırılması, ileride daha sürdürülebilir bir tanıtım hizmeti sunmamıza yardımcı olacaktır.”
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
![]() Koç ![]() 21 Mart - 20 Nisan
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |