ATSO ve SGK, rehberlik ve iş birliği protokolü imzaladı
ATSO ve SGK, rehberlik ve iş birliği protokolü imzaladı
Gemi ve yat imalatçılarını sevindiren BDDK kararı
Gemi ve yat imalatçılarını sevindiren BDDK kararı
Akdeniz Üniversitesi'nde İŞKUR Gençlik Programı başlıyor
Akdeniz Üniversitesi'nde İŞKUR Gençlik Programı başlıyor
'Türkçe rehberlik uygulaması mesleği değersizleştiriyor'
'Türkçe rehberlik uygulaması mesleği değersizleştiriyor'
11 Şubat 2025 Salı - 10:19

'Her 3 dakikada bir kişi hayatını kaybediyor'

FİZİK Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Engin Çakar öncülüğünde düzenlenen ‘İnme ile Mücadele Okulu’, alanında uzman profesyoneller, inme geçirmiş ve yaşama tutunmuş hastalar ile onlara destek veren kuruluşları bir araya getirdi.

 Her 3 dakikada bir kişi hayatını kaybediyor
Facebook'ta Paylaş Twitte'da Paylaş Google+'da Paylaş Haberi Yazdır Arkadaşına Gönder Metni küçült Metni büyüt

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl dünya çapında yaklaşık 12-15 milyon kişi inme geçiriyor. Bunların yüzde 15-20’si erken dönemde hayatını kaybederken, geri kalanı hayatlarını mücadele ile geçirmek zorunda kalıyor. Bu durum, inmenin yetişkin engelliliğinin en yaygın nedeni olmasına sebep olarak görülüyor. Ölüme neden olan hastalıklar arasında ülkelere göre değişmekle birlikte iki ila beşinci sırada yer alan inme, her geçen gün artan bir halk sağlığı sorunu olarak kabul ediliyor. Ülkemizde her yıl yaklaşık 125 ila 150 bin kişi inme geçiriyor. İnme hastalarının yüzde 62’si 70 yaşın altında ve maalesef hastaların %22’si 16 ila 45 yaş arasında genç ve erişkinlerden oluşuyor. Dengesiz beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı gibi etkenler, inme riskini artıran başlıca faktörler arasında yer alıyor. Her 4 kişiden biri hayatlarının herhangi bir döneminde inme ile karşılaşma riskine sahip.

‘İNME, BEYİN DAMAR TIKANIKLIĞI VEYA KANAMA SONUCU OLUŞUR’

Etkinlikte, inme ile ilgili doğru bilgilendirme yapılmasının önemine dikkat çeken Memorial Şişli Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Çakar, “İnme, tüm dünyada ‘stroke’ olarak bilinir ancak Türkiye’de ‘felç’, ‘kısmi felç’ veya ‘beyin krizi’ gibi farklı isimlerle de anılıyor. İnme, temel olarak beyin damar tıkanıklığı ya da beyin kanaması sonucu ortaya çıkan bir durumdur” diye konuştu.

‘25 YAŞ ÜSTÜ HER DÖRT KİŞİDEN BİRİ RİSKTE ANCAK VAKALARIN YÜZDE 80’İ ÖNLENEBİLİR’

Beyinde etkilenen bölgeye göre vücutta farklı fonksiyon kayıpları yaşanabileceğini belirten Prof. Dr. Çakar, “Solunum durması, kalp sorunları, el-kol veya bacak hareketlerinde kısıtlılık gibi belirtiler görülebilir. 25 yaş üstündeki her dört kişiden biri, hayatının bir döneminde küçük veya büyük çapta inme geçirme riski taşır. Ancak bu vakaların yüzde 80’i önlenebilir. Biz bu farkındalığı artırmak için çalışmalarımızı düzenli olarak sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

‘GEÇİCİ İSKEMİK ATAK BÜYÜK İNMENİN HABERCİSİ OLABİLİR’

İnmenin farklı seviyelerde görülebileceğini belirten Prof. Dr. Çakar, geçici iskemik atağın en hafif inme tablosu olduğunu ancak ciddiye alınması gerektiğini vurguladı. Çakar, “İnmenin en hafifi geçici iskemik ataktır. Bununla hastalar birkaç saat süren şuur bulanıklığı, kol güçsüzlüğü veya konuşmada bozulma hissedebilir. Ancak bunu ciddiye almazlarsa, bir yıl içinde kesinlikle büyük bir inme geçirme riskiyle karşı karşıya kalırlar. Bu nedenle geçici bile olsa bu tür belirtiler fark edildiğinde derhal hastaneye başvurulmalıdır” dedi.

‘BEYİN DOKUSU, ‘KULLAN YA DA KAYBET’ PRENSİBİYLE ÇALIŞIR’

İnmenin tedavisinde erken müdahalenin hayati önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Çakar, İngilizce’de kullanılan ‘Time is Brain’ (Zaman, beyindir) ifadesine dikkat çekerek, “Hastaneye ne kadar erken ulaşılıp cerrahi, nörolojik veya radyolojik işlemler yapılırsa, o kadar fazla beyin dokusu kurtarılabilir. İnme sonrası hastanın erken rehabilitasyona alınması gerekir. Beyin dokusu, ‘kullan ya da kaybet’ prensibiyle çalışır. Eğer hasta evine gönderilip dinlenmeye bırakılırsa ve hareket ettirilmezse, vücudu öğrenilmiş bilgileri kullanmamaya alışır ve tedavi süreci çok daha zor hale gelir. Hastayı oradan döndürmek çok zorlaşır. Onun için bu hastanın erken rehabilitasyona yani toplamında fizik tedavinin de içinde olduğu nörorehabilitasyon programı olan kapsamlı fizik tedavi rehabilitasyon kliniklerine ulaştırılması gerekir. Hasta eğer hayatına tekrar bağımsız dönecekse veyahut minimal yardımla hayatına dönecekse ancak böyle sağlanabilir” diye konuştu.

‘İNME İLE MÜCADELE BİR TAKIM ÇALIŞMASI’

Prof. Dr. Çakar, söz konusu tedavinin bir ekip işi olduğunu, hastanın ihtiyacına cevap verebilecek niteliklerin neler olduğunu ise kendi tedavi sistemleri üzerinden şu sözlerle aktardı:

“Bu tedavi büyük bir takım çalışmasıdır. Bizim kliniğimizde bu ekibin başında bir fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimi bulunuyor, ancak başarının temelinde olmazsa olmaz ekip arkadaşlarımız yer alıyor. Fizyoterapistler, ergoterapistler, konuşma ve yutma terapistleri, solunum terapistleri, fizik tedavi teknikerleri gibi geniş bir uzman kadrosu, hastaların iyileşme sürecinde kritik bir rol oynuyor. Bu ekibin iyi yetişmiş olması ve inme gibi hastalıklar konusunda tecrübeli olması büyük önem taşıyor. Bu noktada, eğitim kliniklerinin rolü hayati. Biz kliniğimizde, öğrencileri stajyer olarak alıp yetkin profesyonellerin yanında yetişmelerine olanak sağlıyoruz. Çünkü tek başına bir mucize söz konusu değil. Hastanın ailesinden destek beklediğimiz gibi, biz de hastanedeki ailesi olarak ona en iyi şekilde yardımcı olmalıyız. Örneğin, konuşmasını geliştirebilmesi için konuşma terapistiyle birebir çalışmasını, el-kol hareketlerini güçlendirmesi ve yürümesini iyileştirmesi için fizyoterapist ile birebir çalışmasını, günlük yaşam aktivitelerini yeniden kazanabilmesi için ergoterapist ile iş ve uğraşı terapisi uygulamalarına katılmasını sağlıyoruz. Bu süreç bizim için çok değerli. Ayrıca solunum terapisi, hastanın doğru nefes almasını, bu nefesi sese dönüştürmesini ve akciğer kapasitesini artırmasını sağlayarak genel iyileşme sürecine büyük katkı sunuyor. Burada da solunum terapistleri kritik bir rol üstleniyor. Görüldüğü gibi fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimi bu orkestranın şefi. Ancak bu orkestrayı oluşturan her bir birey tedavi başarısını doğrudan etkiliyor. Robotik teknolojiler de büyük bir destek sağlıyor, gelişen teknolojiyle birlikte bu sistemlerden daha fazla yararlanıyoruz. Ancak değişmeyen en önemli gerçek şu: Bu teknolojiyi hastaya doğru şekilde uygulayabilecek uzmanların varlığı her zaman önceliklidir” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Çakar bu tarz etkinliklerle farkındalığı artırmayı hedeflediklerinin bir kez daha altını çizerek sözlerini şöyle tamamladı:

“Biz klinik olarak zaten belirli bir kapasiteye sahibiz ve bu kapasite dolu bir şekilde işliyor. Ancak insanlarda farkındalık yaratabilirsek, nitelikli sağlık hizmetine ulaşma isteği artacak ve buna bağlı olarak sağlık hizmetinin kalitesi de yükselmeye başlayacaktır. Biz bunu bir amaç olarak görüyoruz. Türkiye olarak bu alanda öncü bir konumdayız ve bu başarıyı hem ulusal hem de uluslararası alanda örneklerle yaygınlaştırmak istiyoruz. Şunu hiç unutmamalıyız: Her 40 saniyede bir kişi inme geçiriyor ve her 3 dakikada bir kişi inme nedeniyle hayatını kaybediyor. Oysa inme riskini yüzde 80 oranında azaltmak mümkün. Bu yüzden herkesin bu konuda bilinçlenmesi gerekiyor.”

MÜCELLA FEKE: EŞİMİ YENİDEN HAYATA DÖNDÜRDÜK

Organizasyona inme ile mücadele ederek diğer hastalara ve yakınlarına da ilham olan isimler katıldı. Bunlardan biri de Mücella Feke oldu. Eşi Zafer Feke’nin hiçbir sorun yokken bir anda inme geçirdiğini ve söyleyen Mücella Feke, yaşadıkları süreci şu sözlerle anlattı:

“Eşim, hiçbir sağlık sorunu yokken aniden beyin kanaması geçirdi. 20 gün yoğun bakımda kaldı. O güne kadar böyle bir hastalığı bilmiyordum. Tedavi sürecinde eşim hem hızlı iyileşti hem de psikolojik olarak çok daha dinamik hale geldi. Üç aydır tedavi görüyoruz ama normalde altı ay veya daha uzun sürede toparlanan hastalara kıyasla çok daha hızlı ilerleme sağladık.”

İlk başta eşinin sadece iki metre yürüyebildiğini, konuşmasının anlaşılmaz olduğunu söyleyen Feke tedaviden aldıkları verim hakkında bilgi verdi. “Eşim şimdi işine dönebildi, toplantılara katılıyor, telefonda konuşabiliyor ve yürümesi düzeldi ancak geliştirilmesi gerekiyor. Sol kolunda da yüzde 50 oranında hareket kazanımı sağlandı. En büyük endişem yakınları inme geçiren arkadaşlarımın bana bu hastalığın ikinci bir atak riski olduğunu söylemesiydi. Bundan çok korkuyordum. Ancak hastanede öyle güzel takip ediliyor ki bunu artık düşünmüyorum. Bununla birlikte bu merkezde sistematik bir tedavi programı uygulanıyor. Hastanın gelişimine göre hangi aşamada hangi cihaza geçmesi gerektiği belirleniyor. Örneğin, biz başlangıçta yürüme bandına çıkmadık, çünkü önce doğru yürüme alışkanlığı kazanmamız gerekiyordu. Bu düzen ve disiplin bizim için çok değerliydi.”

‘BİZ BU HASTALIĞI YAŞAYANA KADAR HİÇBİR FARKINDALIĞIMIZ YOKTU’

İnme farkındalığının artırılması gerektiğini vurgulayan Feke, “Biz bu hastalığı yaşayana kadar hiçbir farkındalığımız yoktu. Ancak inmenin ne kadar yaygın olduğunu yaşayarak gördüm. Başka hastaların ve hasta yakınlarının da doğru tedaviye ulaşmasının onların hakkı olduğuna inanıyorum. Bu yüzden farkındalık yaratan bu tarz etkinlikler çok kıymetli” diye konuştu.

ZAFER FEKE: GÜNDELİK HAYATIMDA HİÇ BİR EKSİLME OLMADAN DEVAM EDİYORUM

3 aydır tedavisi süren ve bir süre daha tedavisi devam edecek olan Zafer Feke de, "Çok güzel bir çalışma oldu ve arkadaşlar bütün imkanlarını kullandılar. Bu çalışmalar neticesinde ben de sağlığıma kavuşuyorum. Biraz konuşmam bozuk ama çalışmalara devam edeceğim. İş hayatımda toplantılara katılıyorum, eşimle birlikte çalışıyoruz. Gündelik hayatımda hiç bir eksilme olmadan devam ediyorum" diye konuştu.

Tuğçe ODABAŞI-Harun ŞAHBAZOĞLU/İSTANBUL,(DHA)

 
Ünlü rockçı hayranlarını korkuttu
 
'Köy Üniversitesi' projesi tanıtıldı
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Şubat ayında hangi sebze ve meyveleri tüketmeliyiz?
Şubat ayında, kış sebzeleri ve meyveleri bağışıklık sistemini güçlendirir ...
Dünyanın en tehlikeli 3 ilacı: Sizin de evinizde bulunuyor olabilir
Birçok insan, uzun vadeli sağlık sorunlarını gidermek ve acil tıbbi ihtiyaçlarını ...
81 ilde 'Halk Sağlığı Acil Müdahale' ekibi kurulacak
SAĞLIK Bakanlığı, afet, yangın, sel, deprem ve salgın hastalıklar gibi ...
 
Soğuk havaları hastalıksız atlatma önerileri
Uz. Dr. İrem Özçelik, soğuk havaları hastalıksız atlatmak için önerilerde bulundu.
Kahve ve diyabet ilişkisi
HARVARD Üniversitesi'nden uzmanlar, düzenli tüketilen sade kahvenin tip ...
Aile hekimleri için yeni dönem başladı
Sağlık Bakanlığınca yayımlanan yeni genelgeyle, aile hekimleri, aynı il ...
 
'Özel hastaneleri denetleme komisyonları 1 ay içinde sahada olacak'
SAĞLIK Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Uzm. Dr. Hasan Basri Velioğlu, ...
Sağlık Bakanlığı'ndan kalp krizi açıklaması
Sağlık Bakanlığı, bazı basın yayın organlarında verilen 'Türkiye'de kalp ...
56 ilaç geri ödeme listesine alındı
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 43'ü yerli üretim olmak ...
 
Dursun Gündoğdu
Antalya'da kuzular kurda emanet
YAZARLAR
Turgut Güngör
Turgut Güngör
Ekonomi çıkmazı
Serpil Nur Abiral
Serpil Nur Abiral
İğrençlikte son nokta; kızından oğlu olan İMAM
Halit Çelikbudak
Halit Çelikbudak
Dünya ısınmaya devam ediyor
İsa Altun
İsa Altun
DARK WEB'E DİKKAT! 
Sude Karataş Geyikci
Sude Karataş Geyikci
757 yıllık bir Yörük geleneği
Mesut Gürkan
Mesut Gürkan
Denizin güzelliği ve yaşadığım simit şoku…
H.O.P
H.O.P
Ülkemize biçilen rol
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Türkiye’nin problemi yok, problemi bireysellik..  
Nesrin Mater
Nesrin Mater
Karadağ ve tembellik üzerine 10 tavsiye
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA GÜN HABER
ASTROLOJİ
Koç
 
21 Mart - 20 Nisan
Şubat ayı, Koç burçları için önemli kararlar ve cesur adımların ayı olacak. Özellikle kariyerinizde hızlı gelişmeler ...
 
Ana Sayfa Türkiye Antalya BURDUR ISPARTA Siyaset Turizm Resmi REKLAMLAR KAMPÜS Spor GÜN'ün ürünü
KünyeHakkımızda KünyeKünye İleti�YimIletisim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva