CPJ Direktörü Joel Simon, "Türk basının şu anda içersinde bulunduğu zor durumu biliyoruz açıkcası bu durumdan endişe ediyoruz" dedi.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (ANKA) -Can Kamiloğlu Bildiriyor- Dünyanın en saygın basın örgütlerinden biri olarak kabul edilen Gazetecileri Koruma Komitesi(CPJ) yetkilileri, Türkiye’nin basın özgürlükleri konusunda artık ciddi adımlar atması gerektiğini söyledi. CPJ Direktörü Joel Simon, "Türk basının şu anda içersinde bulunduğu zor durumu biliyoruz açıkçası bu durumdan endişe ediyoruz" dedi.
CPJ, Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkililerinin basın özgürlükleri konusunda çok önemli ve özgürlükleri destekleyen söylemlerde bulunduklarını, ancak bu konuda yapılan bu konuşmaları destekleyen hareketlerin biran önce gerçekleşmesini beklediklerini, gazetecilerin haklarında dava açılmasından korktuklarını, gazeteci tutuklamaları ve medya kurumlarına karşı gerçekleşen baskınları ve Türkiye’de yaşanan son gelişmelerin endişe içerisinde izlediklerini kaydetti.
-RAPOR BM’DE AÇIKLANDI-
Birleşmiş Milletler’de düzenlenen basın toplantısında, “Basına Saldırılar 2010” raporunu açıklayan Gazetecileri Koruma Komitesi, BM muhabirlerinin ve Türk gazetecilerin, Türkiye’deki basın özgürlüğü ile uluslararası basın özgürlükleri konusundaki çeşitli sorularını da yanıtladı. Gazetecileri Koruma Komitesi Direktörü Joel Simson, Türkiye’de son dönemde yaşanan gazeteci tutuklamalarından derin endişe duyduklarını belirterek, Türkiye’nin basın özgürlüğü yolunda son dönemlerde gerçekleştirdiği önemli kazanımları kaybetmesinin endişesi duyduklarını söyledi.
-ODA TV BASKINI-
Oda TV’nin polis tarafından basılıp Soner Yalçın ve 3 gazetecinin polis tarafından Ergenekon Soruşturması kapsamında gözaltına alınması ile ilgili basın mensuplarının çeşitli sorularını da yanıtlayan Simon, “Türkiye CPJ' ye ilk girdiği zamanlarda basın özgürlüğü konusunda çok gerideydi ve kötü raporları vardı. O yıllarda çok sayıda gazeteci hapisteydi. Türkiye o zamandan bu günlere kadar özgürlükler konusunda çok büyük gelişmeler kaydetti. Bugüne kadar önemli iyileşmeler yapıldı. Ancak bu tür ihlalleri geçmişte yaşananları yeniden görmeye başladık. Gerçekleşen son baskın ve gazetecilerin gözaltına alınması ile ilgili tüm detayları tam olarak bilemiyoruz, neden yapılmıştır, deliller nelerdir ama işittiğimiz şeylerden oldukça rahatsızlık duyuyoruz. Son dönemde yaşanan bu tür tutuklama olayları basın özgürlüğü konusunda Türkiye’nin bugüne kadar kazandıklarının kaybedildiği veya ihlal edildiği düşüncesinin ortaya çıkmasını sağlıyor” dedi.
-“GAZETECİLER DAVA KORKUSU YAŞIYOR”-
Simon, Türkiye’nin basın özgürlüğü konusundaki gayretini takdir ettiklerini, Cumhurbaşkanı ve hükümetin bu konuda açıklamalarının tek başına hiç bir zaman yeterli olmadığını bu açıklamaların desteklenmesi gerektiğini belirterek, basın özgürlüğü konusunda açıklama yapmanın yetmeyeceğini bu konuda harekete geçmek gerektiğini savundu.
Simon ayrıca, “Hukuki şartlar görev yapan gazeteciler için oldukça istikrasız. Bazı önemli ve hassas konularda yazan gazetecilerin kendilerine karşı dava açılabileceği korkusunu yaşıyorlar. Türkiye’de hukuki ortam gazeteciler için hala güvenilir bir ortam değil bu konuda endişeler taşıyıp bunu yetkililere anlatıyoruz” diye konuştu. Simon, Türkiye’de gazetecilerin terör suçlarından tutuklanması ve medyaya vergi cezası gibi uygulamaların hükümetlerce uygulanan küresel bir taktik olduğunu vurgulayarak, “Türk basının şu anda içersinde bulunduğu zor durumu biliyoruz açıkçası bu durumdan endişe ediyoruz” dedi.
-“BAZI GAZETECİLER MAHKEMEYE GİTMEKTEN İŞ YAPAMAZ DURUMDALAR”-
Gazetecileri Koruma Komitesi’nin aralarında Türkiye’nin yer aldığı bölge olan Ortadoğu ve Kuzey Afrika Programı Koordinatörü Mohamed Abdel Dayem, gazetecilerin Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda çeşitli sorularını yanıtladı. Türkiye’de hakkında dava açılan ve tutuklu gazetecilerle ilgili düşünceleri yönündeki bir soruyu yanıtlayan Dayem, “Türkiye’de yargılanan gazeteci sayısı oldukça fazla. Bir gazeteciye karşı açılan dava sayısı çok fazla, aynı kişi için düzinelerle ifade edebileceğimiz açılmış dava sayısı var. Bazı kişiler mahkemeye gitmekten gazetecilik yapamıyorlar yazılarında oto sansür uyguluyorlar. Bazı gazeteciler anti terör yasası kapsamında yargılanıyor” dedi.
Yıllık raporlarında Türkiye’de anti terör yasalarının gazetecilere uygulanması sonucunda 4 ayrı davayı da konu ettiklerini belirten Dayem, haber yazmanın bir terör sucu olmaması gerektiğini savundu.
-“DOĞAN GURUBUNA KESİLEN CEZA, SEÇİLEREK UYGULANMIŞ SİYASİ BİR KARAR”-
Dayem, bazı medya kuruluşlarına uygulanan vergi cezalarıyla ilgili bir soruya ise, “Özellikle Doğan gurubuna kesilen vergi cezası konusunda oldukça endişeliyiz, medya gurupları da dahil herkesin vergi ödemesi gerektiğine inanıyoruz. Bu seçilerek uygulamaya konulmuş bir uygulama olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda alınan kararın siyasi bir karar olduğunu düşünüyoruz. Diğer bazı medya guruplarından da benzeri şikayetler alıyoruz” diye yanıtladı.
-“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KONUSUNDA SOMUT ADIMLAR ATILMALI”-
Dayem, basın özgürlüğü ve Türkiye’de gelişimi konusunda sorulan bir soruyu da ''Türkiye son yıllarda basın özgürlüğü konusunda olumlu adımlar atmasına rağmen daha önünde uzun bir yol var. Türkiye’de hükümet yetkilileri ve Cumhurbaşkanı çok olumlu görüşler ifade ettiler. Ancak sadece görüş ifade etmek artık yetmez. Türk hükümeti basın özgürlükleri konusunda artık acilen somut adımlar atmasını sabırsızlıkla bekliyoruz” karşılığını verdi.