Gözügüzelli, "Doğu Akdeniz'de var olan bütün gelişmelerde ve projelerde, aslında yüz yıllardır bitmeyen projenin devamı getirilmek istenilmektedir. Dün toprağımız üzerinde gözü olanlar, bugün Kıbrıs, Suriye örneklerinde olduğu gibi ülkemizin bölünmez bütünlüğü üzerinde sinsi emellerini yürütüyor" dedi.
Antalya'da, otelde düzenlenen KONYSİAD'ın aylık olağan toplantısına; KONYSİAD Başkanı İlhami Kaplan, dernek üyeleri ve basın mensupları katıldı. KONYSİAD'ın bu ayki onur konuğu, Akdeniz Üniversitesi İİBF Uluslararası Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı ve aynı zamanda Kıbrıs Bahçeşehir Üniversitesi Deniz Hukuk Uygulama ve Araştırma Merkezi Başkanı öğretim üyesi Dr. Emete Gözügüzelli oldu.
'YÜZYILLARDIR BİTMEYEN PROJENİN DEVAMI'
Toplantıda Doğu Akdeniz'deki son gelişmeler hakkında bilgi veren Emete Gözügüzelli, Doğu Akdeniz'deki olayların 'beka' sorunu olduğunu belirtti. Birlik ve beraberlik çağrısı yapan Gözügüzelli, "Doğu Akdeniz beka meselesidir. Neden bir beka meselesidir? Türk Deniz Kuvvetleri ve Kara Kuvvetlerimiz Kıbrıs'ta mevcut haklarımızı korumak için o bölgede varlığını sürdürmektedir. Doğu Akdeniz'de var olan bütün gelişmelerde ve projelerde, aslında yüz yıllardır bitmeyen projenin devamı getirilmek istenilmektedir. Dün toprağımız üzerinde gözü olanlar bugün Kıbrıs, Suriye örneklerinde olduğu gibi ülkemizin bölünmez bütünlüğü üzerinde sinsi emellerini yürütüyor" dedi.
'KIBRIS TÜRK'TÜR'
Doğu Akdeniz'in 'mavi vatan' olduğunu vurgulayan Gözügüzelli, Kıbrıs'ta Türklerin azınlık olarak gösterilmeye çalışıldığını belirterek, "Kıbrıs aslında bizimdir. Tarihi gerçeklere baktığımızda, Kıbrıs'ı 1571'de Rumlardan almadık, biz Venediklilerden aldık. 'Kıbrıs Yunan adasıdır' gibi sonradan Yunan milliyetçiliğini ortaya koymak adına dile getirilen o Helen milliyetçiliği var. Kıbrıs Türkleri azınlık olarak gösterilmeye çalışılıyor. Bunlar maalesef gerçekliği yansıtmıyor. Kıbrıs Türktür ve bugün bu egemenlik devam etmektedir" diye konuştu.
'TÜRKİYE'NİN KIBRIS'TAN ÇIKARILMASI İSTENİYOR'
Kıbrıs müzakere ve Maraş süreçlerinin hayata geçirilmek istendiği kaydeden Emete Gözügüzelli, Batı'nın yeni görüşme süreci başlatma çabası içinde olduğunu söyledi. Gözügüzelli, "Bu kadar çaba neden oluyor? Türkiye'nin Akdeniz'den, Türkiye'nin Kıbrıs'tan çıkarılması isteniyor. Bunu nasıl kabul edelim. Kıbrıs'ı birleştirdikleri anda yarın Anadolu'yu isteyecekler; yarın Rum Pontusçular canlanacak, Karadeniz'i isteyecek. Bu ülkeyi parçalamak için uğraşanlara karşı uyanık olmak zorundayız" dedi.
Kıbrıs'a Anadolu'dan gelen Türkler olduğunu belirten Dr. Emete Gözügüzelli, "Bugün bize diyorlar ki 'Siz Kıbrıslısınız'. Bizim öz kimliğimiz ve İslam kimliğimize karşı hem içte hem dışta asimile politikaları uygulanıyor. Kıbrıs'ta sınırlarımızda provokatif çalışmalar inatla sürmektedir. O yüzden anavatan garantörlüğü çok önemli. Maraş neden isteniyor? Egemenliklerini yaymak istiyorlar. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu olmasaydı Kıbrıs'ta Türk varlığının devamlılığı tehlikeye girecekti. Bunu Rum basını da yazmıştır. Mevlüt Çavuşoğlu engellemiştir, Birleşik Kıbrıs yönünden. 'Garantörlük' adı altında sunulan harita oyununa, Dışişleri Bakanı'mız Mevlüt Çavuşoğlu olmasaydı düşmüş olacaktık. Müthiş bir bürokrasi tecrübesi ve davranışı sergileyerek bu oyuna gelinmemiştir" diye konuştu.
DİYOR Kİ
KONYSİAD’ın kahvaltısında sizi dinledik… Yardımcı doçent titrinize rağmen, Akdeniz Üniversitesi’nde ana bilim dalı başkanı, Kıbrıs Bahçeşehir Üniveritesi’nde merkez başkanı olmanızı taktir ettik.
Siz kürsüde konuşurken, bir akademisyeni değil de bir siyasiyi dinliyor gibiydik… Sizden mevcut durumu ortaya koymanızı beklerken, konuya bodoslama siyasi yönünden daldınız. Diplomasi, bilim, ilim ve akademik dilden çok uzaktı yaptığınız konuşma... Sizi tanıyayım diye Google amcaya bir soralım dedik. Ekşi Sözlük’te gazetecilik döneminize ilişkin şöyle bir not düşülmüştü; Kıbrıs'tan, çalıştığı gazete olan Tercüman'a pireyi deve yaparak paso galeyan dolu haberler ileten muhabir. İki günde bir; Kıbrık elden gitti, Rum'a teslim olduk, yandık, bittik, kül olduk tarzında başlıklarla belirir…”
Bu notun düşüldüğü 2007’den bu yana tarzınızda bir değişiklik olmamış maşallah…
“Akdeniz'de savaşa çok az kaldı, kaybedersek Türkiye parçalanır” sözünüz ise bu yıla ait…
BM ve AB onaylı INSPAD Enstitüsü’nün ‘Barış Büyükelçisi’ sıfatınızla Kıbrıs konusundaki şahin bir tavrı nasıl aynı kapta saklıyorsunuz?..
Gerçekten şaşırdık.
Sizin gibi akademisyenlerin sakin, yapıcı, yol gösterici olmanız gerekir. Sadece gerçeği söyleyip gerisini siyasete ve diplomasiye bırakmanız lazım.
Danışman konumunda olması gereken bir akademisyen ‘Savaş’ derse, bunu önlemekle görevli diplomatlara, savaş kararı alma yetkisindeki siyasetçilere, savaşmakla görevli askerlere ne diyebiliriz ki…
Size sadece şunu söyleyebiliriz…
Kıbrıs konusunda aynı hassasiyete sahibiz…
Ancak, birilerine bilgi verirken, görüşlerinizin akademik sınırlar içerisinde kalmasını tavsiye ederiz.
Bırakın yorumları dinleyenler olarak biz yapalım…
Fotoğraf: Aslı DURAN/ANTALYA, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|