Hani derler ya 7’den 77’ye herkes bilir. Evet, işte ‘Ah NeredeVah Nerede’ de öyle bir yapım. 1975 senesinde Arzu Film’den bu projede yer almam için gelen teklifi çok düşünerek kabul etmiştim, iyi ki de etmişim. Düşünme nedenim ise ben sinemacı değildim, sahne sanatçısıydım ve kadroda öylesine kuvvetli isimler vardı ki belki de bu isimler arasında yok olmaktan korktum. Çünkü hepsi sinemada en zirvede olan isimlerdi. Ben ise sahnede… Yapabilir miyim, yapamaz mıyım gelgitlerinden sonra bir cesaretle (etrafımdakilerin de teşviki ile) teklifi kabul ettim ve start başladı.
İlk çekim Tarabya’da bir mekanda dikiş makinesi önünde… Ben ürkeğim… Ama öyle bir ekip ki hemen üzerimden o yabancılığı attırdılar bana… Orhan Aksoy, Allah rahmet eylesin muhteşem bir yönetmen… Hani şimdilerde oyuncu koçları var ya o dönemde nerdeeee?.. Yönetmendi koçumuz filmi çekerken… Hepimizin rolüne girer onu bizlere yaşatana kadar tekrar yapardı…
O zamanlar şimdiki gibi sanatçıların karavanı falan yoktu. Hepimiz bir arada kahvaltı yapar, öğlen yemeklerini (sanatçılar, yönetmen set görevlileri) hep birlikte sohbet içinde gır gır şamata içinde yerdik.
Kadroya bakar mısınız, gerçi hepiniz ezbere biliyorsunuz da ben yine de yazmak istedim… Aslında baş rol ne kadar da Gülşen Bubikoğlu, Tarık Akan diye düşünülse de esas baş rol bu film de Adile Naşit’ indi… Halit Akçatepe, Ben, Nilgün Atılgan, Hulusi Kentmen, Aydan Adan, Hayati Hamzaoğlu, Şükriye Atav ve diğer değerler..
Adile Naşit, setin neşe kaynağı idi… Muhteşem bir ay geçirdik hep birlikte… Öyle, ‘bu gün senin rolün yok gelme’, ‘yarın senin var gel’ yoktu… Hepimiz her gün sabahın erken saatlerinden set bitene kadar orada olurduk. Bu yüzdendir ki bu film bir kere değil. yüzlerce kere seyredilse de aynı tadı karşı tarafa yani seyirciye yansıtıyor, o samimiyeti hissettiriyor…
Şimdi ben bunları niye yazdım? Hepinizin hala severek izlediği bu film yazlık dizi olacakmış? Haftada en az 3 ya da 4 kez çeşitli kanallarda oynayan bu nostaljik fimi yazlık bir dizi olarak harcamaya gerek var mıydı sorarım sizlere…
İnanıyorum ki asla reyting falan yapmayacak, harcanıp yok olacak, uzatmak için orijinalinden çıkılıp gereksiz sahneler eklenecek… Başka konumu yoktu ki klasikleşmiş bir filmi dizi yapıyorsunuz?
Hadi hepimizin yeri doldurulur da Adile Naşit in rolünü o tadı vererek kim oynaya bilir? Olmaz… Hallaç mı kalmış günümüzde… Onu da başka bir şekle sokarlar. Hayati Hamzaoğlu’nun bıçkın abiliği, Hulusi Kentmen’in babacan ama sert babalığı?…
Tarık ile Gülşen’in yerine yeni sanatçılar bulunmuş. Tanımıyorum ama eminim başarılıdırlar, üstesinden gelirler… Asıl diğer roller, dediğim gibi filmi götüren o sıcak ve samimiyeti veren…
Zaten filmde rol alan sanatçılarımızın hemen hemen bir çoğu aramızdan ayrıldı. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum.. Geride Gülşen Bubikoğlu, Serpil Nur ( ben) ve bildiğim kadarıyla (ki geçen ay Haber Türk ile bu konuda yapmış olduğumuz bir söyleşi sırasında) Aydan Adan kaldı. Keşke bizlere de fikrimiz sorulsaydı?
Neyse, anlaşılan ‘Ah Nerede Vah Vah Nerede’ olacak… Her zaman eskisi daha sevgiyle beğeniyle izlenecek.
Özel bir kanalda yayınlanan Cem Yılmaz’ın Erşan Kuneri’sini seyretmeye çalıştım. Cem Yılmaz’ın sahne performaslarının hayranıyım, zekasının, espri yeteneğinin hayranıyım ama bu diziden ben bir şey anladımsa arap olayım…
Bu kadar bel altı, bu kadar argo ve küfür niye acaba?.. Çağlar Çorumlu performansını çok beğendim ama bir bölümü inanın bir kerede izleyemedim sıkıldım… Tekrar başa döndüm, anlayabileyim diye tekrar ettim ama ya ben idrak edemedim derin mesajları yada bu kadar küfür ve argo beni irite etti… Kimileri çok beğenmiş, kimileri de benim gibi ya anlamamış yada beğenememiş…
Her şeyin başı sağlık diyerek bu günkü yazıma nokta koyacağım… Ramazanın son haftası düşme neticesinde kuyruk sokumu kemiğimi kırmışım… Bayramda dahil olmak üzere yatarak geçirdim günlerimi. Sabah akşam olduğum kortizonlu iğneler bana mısın demedi ağrılarıma… En son morfin bazlı ilaçlarla ki (2 şer kutu) kendi ihtiyaçlarımı görebilecek hale gelebildim çok şükür… İnsanın ağrısı neredeyse canı da oradaymış derlerdi, vallahi de öyleymiş… Rabbim kimseyi yatağa mahkum etmesin… Evin anahtarı kapının üzerindeydi, sağ olsun dostlarım açıp açıp geldiler. Beni hiç yalnız bırakmadılar. Buradan onlara binlerce teşekkür ediyorum, iyiki varsınız…
Demek ki;
• İyi bir sağlık varlıklı olmaktan değerlidir.
• Sağlıklı bir köylü olmak, hasta bir imparator olmaktan iyidir.
• Hasta olmayan, sağlığın kıymetini bilmez.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
||||||||||||
Koç 21 Mart - 20 Nisan
|
||||||||||||
|
||||||||||||
|
||||||||||||