Ankara'da karışık hesaplar baş döndürüyor. Anayasa'nın ilk 4 maddesi olmasa da 10, 24, 42 ve 66. maddeleri değiştirilmek isteniyor. 

AKP mutlaka bir anayasa değişikliği için her yolu denemeyi planlıyor. AKP'ni başta MHP, Hüda Par, DSP ve Mecliste diğer partilerdeki sağ görüşlü milletvekilleri destekliyor. Karşılarında CHP, TİP, Emek var. Dem Parti bu konuda tarafını Mecliste yapılan görüşmeler sonrası belirleyecek.

Kulislerde bazı isimlerin bir anayasa oylamasında saf değiştireceği konuşuluyor. İyi Parti ne kadar sağlam görünse de kanca atılan milletvekilleri olduğu konuşuluyor. Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partisi genel başkanlarıyla birlikte hareket eden milletvekilleri ile biliniyor. İyi partide 5 istifa ihtimali, Saadet içindeki 10 Gelecek Partili, Deva partisinin 12 milletvekili kafalarda soru işaretleri bırakıyor. 13 bağımsız milletvekilinin ne zaman ne yapacağı ise belirsiz. 

KAPILARIN ARDINDAKİ

 Anayasa değişikliğinde 400 milletvekilinin kabul/ evet oyu gerekiyor. Referandum için bu sayı 360.

Bugünkü tabloda "Cumhur ittifakı" AKP 268, MHP 50, Hüda Par 4, DSP 1 koltukla 323 milletvekili görünüyor. İkinci bir hesapla, Anayasa oylamasında DEM'in 57 milletvekili desteğiyle AKP 268, MHP 50, Hüda Par 4, DSP 1 koltukla rakam 375 oluyor. 

 Türkiye'de politikada 24 saat uzun bir zamandır. Milletvekilliği transferlerinde daha önce seks kasetleri, mafyavari tehditler, bavulla taşınan dolarlar, vadedilen villalar, yakınlarına makamlar gündeme geldi. 

 Koltuk hırsı insanlara neler yaptırıyor, şaşırdık kaldık. "Fırıldak" lakabı takılan milletvekilleri tanıdık. Vatanı bölmek için çalışan, kendi çıkarı için en yakınlarını satanlara tanık olduk.

 Erdoğan'a yeniden adaylık olanağı sağlamak için ne tür hesaplar yapıldığını bilemiyoruz. Kapalı kapılar ardında Kürt konusu konuşuluyor görünse de ne olduğunu kimse söylemiyor.

YOKSULLUK SORUNUMUZ

 Türkiye'de utanılacak asgari ücret, sahte enflasyon oranı, düşük emekli maaşları, sosyal yardıma muhtaç kitleler derin, yoksulluk çekenler, pazar artıklarını toplayan kadınlar, çöplerde yiyecek arayanlar, süt bulamayan bebekler...

 11,5 milyon emekli, ayrıca 4,5 milyon dul ve yetim var. Emekliler 12 bin 500 lira maaşla yetinirken, dul ve yetimlere 4-6 bin lira veriliyor.

 Türkiye'de 4 yaşlıdan biri yoksul ve sosyal dışlanma riski altında bulunuyor. Taşı toprağı altın denilen İstanbul'daki yoksul sayısı 2 milyon 756 bin kişi. 20 milyonluk kentte 10 kişiden biri, ikisi yoksul. 

 Yılın enflasyonu açıklanıyor kimse inanmıyor. Hesabı yapan TÜİK. Nasıl bir istatistik oluyorsa kimsenin aklı almıyor. İnsanlar yaşadığını, hissettiğini, etkilendiğini bilir. Bize göre enflasyon yüzde 100, bilemedin yüzde 90. Devlet kurumu yüzde 44.38 diyor. Aralık ayında enflasyonun yüzde bir olduğu açıklanıyor.

BÜROKRASİYE GÜVEN YOK

 Kimse inanmıyor, takmıyor, ciddiye almıyor.

İşçilerin, emeklilerin, memurların dernekleri, sendikaları, örgütleri eylem hazırlığı yapıyor. Kimi bu rakamın iptali için mahkemeye gidiyor. Kimi yasal haklarını kullanma yollarını arıyor. Kişisel olarak hak aramaya kalkanlar, çok yüksek avukatlık ücretine takılıyor. 30 bin lira vekalet ücreti isteyen avukatlar oluyor.

 Üretim sorununa çare bulmadan, yeni fabrikalar açmadan, tarımsal alanda faaliyet göstermeden, sanayide yol almadan, sadece turizm gelirleri ile bir yere varılamaz.

 Yeni yılda güvenilmeyen bürokrasi, inanılmayan siyasetçiler ile nasıl yol alınacak, neler yapılacak, ne olacak endişesi yaşanıyor. 

 Sonu belirsiz bir tünelde önümüzü görmeden, yarınımızı bilmeden sürünerek, sürüklenerek gidiyoruz. Her karanlığın sonunda bir ışık olur umudunu yitirmeden, aydınlık günlere ulaşmayı diliyorum.