Karaca, müziğin ruhun gıdası olduğunu belirterek, "Onların strese girdiği anlar oluyor. O gün sazımı alır bahçeye, kümese girerim. Onlara sazımla birlikte bir şeyler söylerim. Ertesi gün yanlarına gittiğimde yemyeşil olmuşlar. 10 yumurta alırken 15'e çıkıyor. Sanki bana gülüyorlar, zevkle bakıyorlar" dedi.
Eskipazar Açık Ceza İnfaz Kurumu'ndan yaklaşık 5 yıl önce emekli olduktan sonra ilçeye bağlı Karahasanlar köyüne yerleşen Sedat Karaca, eşiyle birlikte 6 dönüm bahçelerinde sebze, meyve ve tavuk yetiştiriciliğine başladı. Karaca, okul yıllarında ve hükümlülere verilen kurslarda öğrendiği sazı eline alıp bahçesindeki sebze, meyve ve kümesteki tavuk ile horozların yanına giderek türkü söylüyor.
'SAZI ÇALDIĞIMDA BANA CEVAP VERİYORLAR'
Sedat Karaca, 40 yıl cezaevi müdürlüğü yaptığını, eşiyle birlikte örnek bir bahçe yapmaya çalıştıklarını belirterek, "Ülkemize ve kendi ekonomimize katkımız olsun dedik. Uğraşmayı, doğayı, insanları ve müziği seviyorum. Ben bu müziği, elmalara, armutlara, kavun, karpuza çaldığım zamanlar bana cevap verirler gibi. Onların strese girdiği anlar oluyor. Yağmurlu havalarda, soğuk havalarda sebzeler strese girer. O gün sazımı alır bahçeye, seraya girerim. Onlara sazımla birlikte bir şeyler söylerim. Ertesi gün yanlarına gittiğimde yemyeşil olmuşlar. Sanki bana gülüyorlar, zevkle bakıyorlar. Dallarında çiçekler açmış. Bana cevap verir gibi bir halleri var. Tavuklarımız da soğuk havadan girdikleri stresten dolayı birkaç gün yumurtlamıyor. Sazı alıp gidiyorum. Bir türkü söylüyorum ertesi gün 10 yumurta alırken 15'e çıkıyor. Ertesi gün ise 20'ye çıkıyor. Hayvan diyoruz ama demek ki müzikten anlıyorlar. Ben çalıp söylerken öyle mutlu oluyorum ki. O hayvanların, sebzelerin, meyvelerin bana karşı verdiği cevabı görünce yorgunluğumu unutuyorum" dedi.
'HER ŞEYİN GIDASI MÜZİK'
Kendisini bahçede ve kümeste saz çalıp, türkü söylerken görenlerin durumu hayretle karşıladığını ifade eden Karaca, şöyle konuştu:
" 'Müdür kafayı üşüttü' diyenler de var. 'Biz kendimize saz bulamıyoruz o ise sebzelere, meyvelere, tavuklara saz çalıyor. Eski köye yeni adet getirdi' de diyorlar. 'Saz çalarak büyütüyorum onları' dediğimde bana gülüyorlardı. Bir taraftan da bakıp 'Senin bahçen hep yeşil, meyveli, sebzeli, sen haklısın, acaba bizde mi yapsak. Radyo mu çalsak' diyorlar. Müzik hakikaten ruhun gıdası. Meyvelerin, sebzelerin, doğanın gıdası, her şeyin gıdası müzik."
Bülent DİKTEPE/ESKİPAZAR (Karabük), (DHA)