Ümit Uysal açık açık konuştu

RÖPORTAJ: Aliseydi KARAGÖZ
 
Röportajın soru-cevap kısmına geçmeden önce Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal kimdir? Mesleki ve siyasi geçmişi nedir?.. Nerelerden nerelere gelmiştir?
 
Evet, önce bunları yazalım ve ardından soru cevaba geçelim. Sizi fazla yormadan kısa bir özgeçmişle başlayalım yazımıza…
 
Antalya Serikli ev hanımı Alime Hanım ve Gazipaşalı öğretmen Mehmet Ali Bey’in iki evladından biri olan Ümit Uysal, 1970 yılında babasının öğretmen olarak görev yaptığı Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde dünyaya geldi.
 
Bir yıl sonra Baba Uysal’ın tayini memleketi Antalya’ya çıktı. Uysal ilkokulu Serik’in Üründü, ortaokul ve liseyi ise İzmir Karabağlar Cumhuriyet Lisesi’nde tamamladı.
 
Uysal, 1985 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazanarak 15 yaşında üniversiteye kaydoldu.1991 yılında mezun oldu. 10 yaşında ayrıldığı memleketi Antalya'ya 21 yaşında geri döndü. 1991 yılının Kasım ayında avukatlık stajına başladı.
 
Takvimler 1992 yılını gösterirken çıkarılan bir yasa ile 12 Eylül 1980’de kapatılan siyasi partilerin yeniden açılmasına izin verildi.. Atatürk’ün partisi CHP, 9 Eylül 1992’de yeniden açıldı. Ümit Uysal, 33 kişilik kurucu Antalya il meclisine atandı. 1993 yılında yapılan ilk il kongresinde rahmetli Özer Açıkalın’ın il başkanlığındaki yönetim kuruluna seçildi.
 
Partinin gençlik çalışmalarında başı çeken Ümit Uysal, bu sırada turizm çalışanı olan Ümran Hanım ile tanıştı ve hayatını birleştirdi. Sonrasında askere giden Ümit Uysal Çanakkale’de kısa dönem bahriyeli olarak vatani göreni tamamladı.
 
Türkiye'de yasal sınırların kalkması ile Gençlik Komisyonu’nun tekrar Gençlik Kolları’na dönüşümünde de etkin çalışma yürüten Ümit Uysal, 1996 yılında seçimli ilk Gençlik Kolları Kongresi’nde Antalya İl Gençlik Kolu Başkanı seçildi.
 
1997 yılında rahmetli Mustafa Çetin Kaya başkanlığındaki CHP İl Yönetimi’ne girdi. O yıl Ümran ve Ümit Uysal çiftinin kızı Eylül dünyaya geldi.1999 yılında İl Başkan Yardımcısı oldu. 2001 yılı Mayıs sonunda yapılan kongrede İl Başkanı seçildi. 31 yaşında İl Başkanı olan Ümit Uysal,  aynı zamanda Türkiye'nin en genç İl Başkanı unvanını da almış oldu.
 
2003 yılı Eylül ayı kongresinde il başkanlığına aday olmayan Uysal görevini kendi başkanlık döneminin il sekreterine kongreyle devretti.
Uysal, 2004 yerel seçimlerinde Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayı oldu.
 
Uysal sonraki yıllarda da partisine olan katkısını sürdürdü
 
2007’de Uysal çiftinin ikinci çocukları oğulları Efe dünyaya geldi.
 
2014 yerel seçimleri öncesinde Büyükşehir seçim kampanyası koordinatörlüğünü yürütmekte iken, CHP Genel Merkezi’nce Muratpaşa Belediye Başkan Adayı gösterildi.
 
‘Komşularım’ dediği Muratpaşalıların tercihi ile Belediye Başkanı seçildi.
 
Bir gazeteci olarak 20 yıldır tanıdığım ve takip ettiğim Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ile röportaj için geçtiğimiz gün bir araya geldik. Sorularıma içtenlikle cevap verdi Uysal...
 
İşte, bugüne kadar hiçbir yerde okuyamayacağınız ve kamuoyunun merakla beklediği sorular ve Başkan Uysal'ın cevapları...
 
Geçtiğimiz yerel seçimlerde CHP Genel Merkezi ilk önce Av. Sultan Yeğen'i Muratpaşa'ya aday olarak gösterdi. Daha sonra dönemin il başkanı Devrim Kök'ün adaylığı söz konusu oldu. Bunlar olmayınca Muratpaşa'ya siz aday gösterildiniz. Bu süreci anlatır mısınız, teklif kimden ve nasıl geldi?
 
Evet, ben de sizin bildiğiniz çerçevede biliyorum. Cumartesi adaylıklarını bildirilmesi için son gündü. Cuma günü Genel Merkez'den bir yetkili şahsımı arayarak, Ankara'ya gelmemi istedi. ‘Fikirlerinize ihtiyacımız var. Konuşmamız lazım’ dedi. Ankara'ya gittiğimde de bana adaylık teklifi etti. Zaten bir gün vardı. Ömrünü CHP'de geçirmiş bir insan olarak, bir gün kala bana görev düşüyorsa onu reddedemezdim. Kabul ettim. Toplumsal görev olarak, parti görevi olarak kabul ettim ve çalışmaya başladım.
 
Görev süreniz boyunca beklediğiniz gibi bir belediye başkanlığı yapabildiniz mi ?
 
Türkiye’de ‘122 biten beton işlerin’ moda haline getirildiği bir belediyecilik pratiği var. Muratpaşa başka türlü bir belediyeciliği, odağına insanın ve insanın mutluğunun olduğu bir belediyecilik pratiğini hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bu anlamda  ‘Evet, yaptım’ diyebilirim, Belediyeciliğimiz şu an Türkiye'nin her yerinden gelip inceleniyor. Parmakla gösterilerek anılıyor.
2016 yılı içinde Türkiye’nin ‘EN’leri arasına giren yatırımları gerçekleştirdik. Aynı zamanda bize ait rekorları kırdık. 2015 yılında 83 bin 937 ton asfalt çalışması yapmıştık. Bu aynı zamanda son 5 yılın en yüksek rakamıydı. Ama 2016’da, asfalt plent tesisimizin de faaliyete girmesiyle, bu rakam 123 bin 474 ton olarak gerçekleşti.
2015 yılında Muratpaşa’da 887 konteyneri yeraltına almıştık. 2011 – 2014 yılları arasında ise Muratpaşa’da yeraltına alınan çöp konteyner sayısının sadece 177.  2016’da 313 noktada bin 156 çöp konteynerini yer altına aldık. Bu rakam son 5 yılın toplamında da fazladır.  22 bin turunç fidanımız asfaltını yenilediğimiz, çöp konteynerini yer altına aldığımız caddelere dikimine başladık.
 
Bunlarla birlikte en fazla yeşil alan üreten belediye de Muratpaşa Belediyesi’dir.  Ayrıca 21 bin kişiye ulaşan sosyal hizmet ağını oluşturan yine biziz. Torpili ve tanıdığı ortadan kaldıran, klasikleşmiş halkla ilişkiler masasından çok daha fazlasını sunan Turunç Masa uygulamasını kuran da yine biziz. Ramazanda 55 bin komşumuzla iftar açtık. Muharrrem ayında 15 bin komşumuzla lokma paylaştık. Hristiyan komşularımıza paskalya bayramında çiçek götürdük.
 
Avrupa’nın en büyük dernekler yerleşkesinin tamamlanması için son ihalemizi yaptık. Toplam bedeli 9 milyon 661 bin TL. Bu yıl içinde inşaatımız tamamlanacak. Hacı Bektaş-ı Veli Kültür Merkezi ve Cemevi ise Nisan ayında hizmete açmayı planlıyoruz.  7 tane spor salonu başlayıp bitirdik. 8’incisinin inşaatına 75’inci Yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesi’nde başladık.
 
Sizi bu dönemde en çok şaşırtan şey ne oldu ?
 
Şaşırtan fazla bir şey yok aslında. Bazı şeylerin çok güç olacağını biliyordum. Özellikle Büyükşehir Belediyesinin kaybedilmesinden sonra Antalya’nın en büyük ilçesinde belediye başkanlığı yapmanın çok büyük bir sorumluluğu beraberinde getireceğini tahmin ediyordum. Tahmin ettiğim gibi de oldu.
 
Sizi engelleyenler çıktı mı ?
 
Beni engelleyen özel bir şey çıkmadı açıkçası. Tabi ölçülü taleplerimiz oluyor, genel kamu yönetimi ve bürokrasisinden. Her şeyi istemeyeceğinizi biliyorsunuz. Dolayısıyla, çok bir engel çıktığını da söyleyemem.
 
Lara’da, bölge sakinlerini verdiği isimle ‘Hayalet Ormanı’ nın Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan tahsisini talep ettik. Olumlu bir gelişme bekliyorum. Orayı piknik alanı olarak düzenlemek istiyoruz. Onun dışında şu anda kamu yönetiminden bir beklentimiz yok.
 
Şehrin asgari müşterek işlerinde herkesle kavga etmeden ve belli bir uyum içinde çalıştık. Yapay kavgalara asla girmedik.
 
Özellikle şuan işsizlik durumu var, bölgemizdeki turizm ve tarımda. Bunun yansıdığı aşırı bireysel talepler çok. Belediyelere yükleniliyor. Hele hele bizim gibi muhalefette olup genel olarak imkanları sınırlı olan partilerin yerel yönetimlerinde çok ağır bir baskı oluşturuyor. Onlar bir sıkıntı teşkil ediyor. Onun dışında pek bir sıkıntı yok.
 
Ciddi ve disiplinli çalıştığımız için finansal ve darboğazımızda yok. Yönetilebilir bir tablomuz var. 51 kalem projemiz de gürül gürül işliyor.
 
Hiç tehdit aldınız mı ? Mesela ölümle tehdit edildiniz mi?
 
Yok ama gıyabımda öyle şeyler söyleyenler olduğunu duydum. Ama bana hiç kimse öyle bir şey söylemedi açıkçası...
 
Son dönemde sizi FETÖ ile ilişkilendirmeye çalışanlar var. Bunun kaynağı nedir, özellikle parti içerisinde bu konu çok konuşuluyor ?
 
Bu üzerine konuşulmaya değer bir şey değil. Saçma sapan şeyler. Böyle şeyleri konuşanlar varsa buna onlar cevap vermeli. Aksi takdirde, birilerinin hayal dünyasında ürettiklerine cevap vermeyi zül sayarım. Hitler ne kadar Yahudi ise bende o kadar o dediğiniz yapıyla ilgili olabilirim. Ben bütün hayatımı göz önünde yaşıyorum.
 
Peki bu insanlar bu lafları neden çıkartıyor, amaçları ne olabilir?
 
Çok açık konuşayım,  ben burada kamu yönetimini çok titiz ve yasal sınırlar içinde tanzim ediyorum. Kimseye haksız kazanç sağlamıyorum, kimseye kamu kaynaklarını çarçur ettirmiyorum.
Onun dışında parti içinde seçimlerde de taraf olduğum adaylar hep kazandı.
İddiaların hepsi ama hepsi bunlardan kaynaklanıyor.
Yani adama belediyeden kazanç sağlamıyorsun, aşırı taleplerini karşılamıyorsun, bu bazen Ahmet bazen Mehmet oluyor, bir şey bulmaya çalışıyor. Darbeci kuruluşla ve bu terör yapısı ile ilgisi olanların tutuklandığını görüyor, ‘Aaaa’ diyor, geliyor size saldırmaya kalkıyor.
Bir şeyler bulup sizi sözde zor durumda bırakmaya çalışıyor. Niye? Altını çizerek ifade ediyorum, ya menfaati yerine gelmediği içindir ya da parti içinde kongrede kaybetmiştir.  
Böyle abuk subuk,  realite ile uzaktan yakından bir ilgisi olmayan saçma sapan şeylerden medet umuyor. Önleyemiyorsunuz. Önemsemiyorsunuz da...
 
Özellikle bu Falez A.Ş ile ilgili olmasın sayın başkan?..
 
Falez A.Ş. ile ne gibi ilgisi olabilir ki bu şeyin!
 
Dedikodular bu boyutta ama... FETÖ’den tutuklu Erkan Karaaslan’ın bu Falez A.Ş’yi belediyeye hibe etmesi meselesi…
 
Ortada üzerine dedikodu edecek bir tek mevzu bile yok. Bu sadece, çıkar beklentileri yerine getirilmeyen çevrenin yapay köpürtmesidir. Sade vatandaş güler geçer bunlara.
Falez A.Ş. Muratpaşa  Belediyesi’ne bağış yoluyla intikal etmiştir. Bu sürecin altında tüm Muratpaşa Belediye Meclisi’nin imzası var.
Türkiye’de böyle yüzlerce şirket var.
Zaten yasa dışı bir şey olsa, Ticaret İl Müdürlüğü tescil etmez. Belediyemize bağışlandığı anda şirket geçmişiyle bağı tamamen kesilmiştir. Tüm hisseler Belediyeye geçmiş, mali müşaviri bile değiştirilmiş ve tamamen belediyenin malı olmuştur.
Bunu ‘Ahmet efendi bağışlamış’, şunu ‘Mehmet efendi bağışlamış.’ Oralardan sonuç çıkarmaya çalışılıyor.  Boş işler bunlar.
 
Peki bu FETÖ yapılanması ile ilgili belediyede ne gibi bir çalışma veya önlem aldınız ?
 
Antalya Valiliğinin tarafından söz konusu yapıyla mücadele kapsamında bize bildirilen ne varsa gereğini yaptık. Valilik personelin adı anılan yapıyla ilişkisini belirlemek için hazırladığı bir form vardı. Valiliğin yazısı doğrultusunda tüm diğer kamu kurum ve kuruluşlarında olduğu gibi tüm çalışanlarımıza bu formları doldurttuk ve ilgililerine teslim ettik.
 
CHP'nin kentteki gücünü nasıl görüyorsunuz? Bir yönetim zafiyeti var mı ?
 
Ben, 25 yıldır, partinin içerisindeyim. Kuruluşundan beri buradayım.1992’den beri görevliyim. Genel olarak partimizin yönetiminde bir aksaklık görmüyorum. Çok daha iyi daha atak olabilir. Bunlar hep konuşula gelir ama pek de göremezsiniz.
40 bin kişilik bir üye yapısının olduğu bir partide telefonlarına bakan, her isteyenle görüşen il başkanımız var. Fakat kendine tahsis edilmiş bir bütçe yok. Kendisine tahsis edilmiş bir personel yapısı olmaz. Zor bir iştir.
Eğer Türkiye siyasetinde partinin durumu gerilemezse, Antalya'da partinin her hangi bir zor durumu, sıkıntısı söz konusu değil. Ama Türkiye’deki siyasi koşullar değişirse ona söylenecek bir şey yok.
 
Sayın başkan, sizin için partinin iç işlerine çok karıştığınız söyleniyor. Neler söyleyeceksiniz ?
 
Tam aksine, ben partide seçilen mekanizmalardan hiçbir şey beklemediğimi, hiçbir talebimin olamayacağımı ve olmadığını deklare eden bir kişiyim. Ama her kongrede de birisini destekliyorum. Bu benim üye olarak doğal hakkım değil mi?
Bir kişiyi desteklerken de bunu en doğru şekilde yapmaya, diğer arkadaşları karalamadan, aleyhlerine bir şey söylemeden yapıyorum çünkü o da benim partilim. 
Bakın, ben 25 yıllık siyasi hayatım boyunca aynı anda iki listede birden bulunmadım. Hep tek listede oldum. Daha doğru gördüğüm, daha doğru, daha toparlayıcı olacağını düşündüğüm adaya desteğimizi ifade ederim.
Ama diğer tarafa da hiç toz kondurmam. Hiç kötü bir şey söylemem. Sadece irademi ortaya koyarım. Belediye başkanı oldum diye bunu da yapmayacak halim yok.
Bununla birlikte parti içi siyasi iradesi nedeniyle bir tek belediye çalışanına en ufak bir şey söylemişliğim yoktur. Değişik adayları destekleyenler vardır. Benim makam aracımı kullananlar bile değişik adayları desteklemiştir. Ben de bir tanesini destekliyorum. Olay bu kadar basit aslında.  
Ama benim desteklediğim aday kazanınca problem yaratılıyor. Üstelik ben seçim kazanan adaylardan parti içinde bir tek şey dahi istememişken ve bunun olmayacağını da açıklamışken. Nereden çıkıyor bu yaklaşımlar anlamıyorum.
 
Geçtiğimiz il başkanlığı seçimlerindeki kongrede tatsızlık yaşanmıştı. Siz orada bir konuşma yaptınız. Konuşma sonrası birden ortalık karıştı. Yıldıray Sapan ile bir tartışma yaşadınız... Belediye başkanı olarak sizin orada konuşma yapmanız doğru muydu ?
 
Dilek ve temenniler en son maddesinde söz aldım. Eski il başkanlarının her kongrede, her zaman söz hakkı vardır. Tüzük bilgisi eksik olan bazı arkadaşlar buna tepki gösterdi. Bunu ‘hukuka aykırı bir şekilde konuşturuluyor’ zannettiler. Oysa son maddeler dilek ve temennilerdi. Tepki gösteren arkadaşları bu hususta divan tarafından bilgilendirdi. Olay odur.
 
Bu olaydan sonra Yıldıray Sapan'ı mahkemeye verdiniz. Bunun dışında mahkemeye verdiğiniz kimler var?
 
İsimlere girip bunun şahsi bir mesele olarak algılanmasını istemem. Evet, birkaç kişi var haklarında şikayetçi olduğum. Şimdi, insanlar hukuka aykırı bir şey yapıyor ve size bir şey söylüyor, hakaret ediyor, dayanaktan yoksun suçlamalarda bulunuyorsa mahkeme hakkınızı kullanıyorsunuz. Buna bu çerçevede yaklaşmak gerekir. Yoksa isimler değil önemli olan.
 
Siz, sayın Deniz Baykal’ın evine gittiniz, daha sonra da sayın Baykal makamınıza gelerek nezaket ziyaretinde bulundu. Bu görüşme nasıl oldu?
 
Şu noktayı netleştirmek gerekiyor, benim Deniz beyle ilgili bir sıkıntım hiçbir dönem olmadı. ‘Küsler, konuşmuyorlar’ diyenler oldu. Ama siyaset küslük gibi kavramlarla ilerlemiyor. 2004 yılında Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı için benim aday gösterilmememin sonrasında ben Deniz bey için oy kullandım.
Ama kendisinin parti içerisinde uygulamalara karşı pozisyon aldım. Bu bazen seçimde aday çıkarmakla bazen de farklı şekillerde oldu. Ama kamuoyuna yönelik kendisi ile ilgili her hangi bir kötü açıklamam yoktur. Saygıda kusur etmemişimdir. Sadece parti içinde kalan ve son derece demokratik bir şekilde cereyan eden bir durumu anlatmaya çalışıyorum. 
 
Baykal ile konuşmuyordunuz ama...
 
Hayır, ben her zaman Deniz beyle konuştum…
 
Sizi 2004 seçimlerin aday göstermemişinden dolayı kızgınlığınız da mı yoktu?
 
Çok net ifade ediyorum, ‘Hayır.’ Ziyaret konusuna dönecek olursak, o dönem yerel seçimlerin üzerinden henüz bir yıl geçmiş Büyükşehir’i kaybetmenin, Kepez’de üçüncü parti konumuna düşmenin sancıları hala yaşanıyordu.  Kamuoyunun talebi var, teşvikler var. Bunun partiye güç verecek bir buluşma olacağını düşündüğüm için imtina etmedim.  Ziyaret ettim. Kendisi de bana ziyarette bulundu.
 
Belediyedeki en önemli hizmetiniz veya icraatınız hangisi ?
 
Muratpaşa’da hizmetlerimizi iki ana başlık altında topluyoruz. Temel belediyecilik ve sosyal belediyecilik olarak. Bunların hiçbiri bir diğerinden daha önemli değil.
Muratpaşa’da her şeyi insan üzerinden kurguluyoruz. Kardeşliğimizi, dayanışmamızı, sevgi ve saygımızı pekiştirmeye çalışıyoruz. Böylesi bir barış ve kardeşlik ortamı içinde komşularımızın hayat standardının en üst seviyede olduğu bir Muratpaşa için çalışıyoruz.
Bir projenin önemi ya da değeri kaç para harcadığınızla değildir. İnsanlara ne kadar faydalı olduğu ile ilgilidir. İlla dev ihaleler falan yapmak zorun da değilsiniz. Gerçi onu da yapıyoruz. 27 Ocak’ta Antalya’nın kültür sanat hayatında büyük bir boşluğu dolduracak opera ve gösteri sanatları merkezi ihalemizi gerçekleştireceğiz ama şunun altını çizmek gerekir, insanların hayatını değiştiriyorsanız ondan büyük ihale yoktur.
 
Şu anda borcunuz var mı belediye olarak?
 
Tabi borç var. Geçmişten devir edilen borçlar var. Bizde bir miktar borç aldık. Yıllık gelirimize göre borcumuzun oranı yüzde 40'ın altındadır. Türkiye ortalaması yüzde yüz civarındadır. Son derece yönetilebilir bir finansal tablomuz var.
 
Borcumuz yok diyorsunuz da belediyeye icralar geliyor ama...
 
O icraların belediye ödemeleriyle ilgili bir konu değil. Şunu ifade edeyim Muratpaşa Belediyesi’nde oluşturduğumuz sistem sayesinde esnafının borcunun 45 gün içinde ödendiği bir yapıya kavuştuk.  Bahsettiğiniz icralarsa  kamulaştırma ile ilgilidir. Bu tür davalar Türkiye’deki tüm belediyelerin derdidir. 30 yıllık geçmiş imar planlarından kaynaklanan belediye gücü ile ödenemeyecek durumda olan icralardır. Son bir yasal düzenleme ile sınırlandırılmıştır. Belediyelerin sadece fiilen el attığı yerlerden kesinleşen davaların borçları ile ilgili ödeme yapma hükümlülüğü var şu anda. Rahatlamıştır o konu.
 
Bugüne kadar birçok CHP'li meclis üyesi partiden istifa etti. Meclis üyelerinde bir sıkıntı mı var nedir ? Muratpaşa’dan da oldu. Neler söylemek istersiniz?
 
Bizim buradan sadece bir tek kişi gitti. Onu da siz biliyorsunuz. (Ercan Merthatun ) AKP’ye geçti. Ben şu veya bu nedenle bir insanın bu kadar ayrı ayrı yerlerde duran partiler arasında yer değiştirmesinde hem de ani seçim sonrasında hiçbir şekilde, hiçbir siyasi nedenle açıklanamaz. Bunu ancak başka nedenlerle açıklayabilirsiniz. Bu siyasi yönden açıklanacak bir şey değil.
İnsanların yaşamında bazı değişimler olabilir ama bunlar zaman alır. Yani seçime girip 1 hafta, 3 ay, 1 yıl sonra rakip partiye geçmesine siyasi nedenler sıralamak boşa çabadır.. Bunda başka şeyler aramak gerekiyor…
Diyelim ki, herkes çok kötü davrandı, yine de insanın hayat felsefesinde topluma bakış açısında ideolojilere bakış açısında bu kadar kısa sürede parti değiştirmesinin hiçbir makul tarafı olamaz, olamaz.
 
Başkanım, yakın çevrenizden aldığımız bilgilere göre tekrar aday olmayacağınız söyleniyor. Tekrar aday olacak mısınız ?
 
Bunu seçimlere 6 ay kala kararlaştırıp, kamuoyuna açıklayacağım. Şu anda ‘kesinlikle adayım, aday değilim’ diye bir şey söyleyemem. Erken olur, yanlış olur.
 
Bundan sonra yapacaklarınız neler ?
 
Yarım kalan işleri tamamlayacağım. Asfalt şu an yüzde 25’lerde. Bunu yüzde 100'e çıkartacağım. Yeraltına aldığımız çöp konteyner sayısını  6 bine çıkartacağız. Parklarımızda büyük revizyona gidiyoruz. Kent estetiği çalışmalarımız devam edecek.  21 binlik sosyal hizmet tabanımızı 25-30 bin aralığına çekmeyi hedefliyoruz.
Barışçıl, sevecen, herkesin birbirini kucakladığı, eşit mesafede, torpili, tanıdığı bırakıp, doğrudan belediyeye bir telefon açıp sorunların çözüldüğü bir belediyecilik anlayışımızı sürdüreceğiz.
 
Başkanım son olarak partililere ve Antalya halkına söylemek istediğiniz bir mesajınız var mı ?
 
Titiz, temiz. etkin, saygın, birleştirici, barışçı, kamu hizmetlerini en yoğun şekilde sergilemeye sunmaya devam edeceğiz. İnsanlarımıza sevgilerimi sunuyorum ben... Antalyamızın bir an önce turizm başta olmak üzere bu ekonomik sorunlardan kurtulmasını temenni ediyorum. Sizlere de yayın hayatınızda başarılar diliyorum.