Utku Çakırözer / Cumhuriyet - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Artvin mitingi sonrasında parti teşkilatıyla yemekte buluştuğu Kafkasör Yaylası’ndaki Artvin Belediyesi dinlenme tesislerinde gündemi değerlendirme fırsatı bulduk. Rize ve Artvin’deki mitinglere halkın ilgisinden çok memnundu. “İl başkanımızın söylediğine göre Rize’de bomba ihbarına ve her türlü tehdide rağmen halk meydanlara doldu” dedi.
Taban kaybediyorlar
AKP’lilerin protestosunu sorunca şunları söyledi:
“Bu aslında AKP’nin taban kaybettiğini, Erdoğan’ın rahat olmadığını gösteriyor. Özgüveni yok. Ancak ‘protesto’ ettirerek Rizelileri yanında tutmaya çalışıyorlar. AKP orayı kendi kalesi olarak görüyor. Ama ben Rize’yi AKP’nin kalesi olarak görmüyorum. Rize halkının da tüm Türkiye gibi yolsuzluğa karşı açık tavır koyacağına inanıyorum. Nitekim Rize’de meydanda ‘Hırsız’ sloganı atılması çok önemli. Beni dinlemiyorlarsa Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı dinlesinler. ‘Çok mal haramsız olmaz’ diyor. Rizelinin mutlaka kendi vicdanını dinleyeceğine inanıyorum.”
Dört ilde sürpriz
Rize mitingine ilişkin iki gözlemini aktardı:
- Eskiden buradan seçim otobüsümüz geçerken, Erdoğan’ın fotoğraflarını göstere göstere gururla kaldırırlardı. Bu sefer baktım utana sıkıla kaldırıyorlar.
- CHP mitingine çok kadın geldi!.. Bu çok güzel bir şey.
Kılıçdaroğlu Ankara ve İstanbul’u kazanacaklarından emin.Dört ilde de sürpriz sonuç alacaklarına inanıyor: Bursa, Balıkesir, Manisa ve Kocaeli.
Bu kez yenilecek
Bu tahminin ardından Erdoğan’ın “Birinci çıkamazsam ayrılırım” şeklindeki çıkışını şöyle değerlendirdi:
“Parti liderleri arasında tek şaibeli isim kendisi. Oyu yüzde 49’du. Neden çıtayı 38’e indirdin şimdi? Çıtayı indirdiği andan itibaren yenilgiyi kabul etmiştir. AKP’nin düşüş süreci başladı. O da bunu gördü, çıtayı indirerek kendine göre bir başarı hikâyesi çizmek istiyor. Şurası kesin: Bu seçimlerde Erdoğan yenilecek.”
Havlu attı, koltuk derdinde
Erdoğan’ın partisine getirdiği “3 dönem” kuralında yumuşama sinyali veren son açıklamalarını da “havlu atma” işareti sayıyor CHP lideri:
“Şu gerçeği gördü: Hırsızdan başbakan da cumhurbaşkanı da olmaz. Şimdi havlu atmış vaziyette, koltuğunu korumaya çalışıyor. Koltuktan gittiği gün akıbetinin ne olacağını çok iyi biliyor. Yüce Divanlık olacak!”
AKP’nin yeniden Gül’ü aday göstereceği şeklindeki iddiaları da “Cumhurbaşkanı’nı yukarıda tutabilirse kendisinin de aşağıda kalma şansı doğacak. Şu anda en büyük güvencesi Abdullah Gül” diye değerlendiriyor.
Gül’ün de şansını düşürdü
CHP liderine göre 17 Aralık yolsuzluk dosyaları sonrası yaşananlar sadece Erdoğan’a Köşk yolunu kapamadı. Gül’ün bir kez daha seçilme şansını da büyük ölçüde azalttı:
“Son olaylarda takındığı tavır nedeniyle, anayasaya aykırılığı açıkça bilinen yasalar konusunda gereğini yapmayıp hükümetle pazarlık masasına oturması Cumhurbaşkanlığı makamını zedelemiştir.”
Kafalarında erken seçim var
Kılıçdaroğlu, meydanlara bakınca ufukta “erken seçim sandığını” görüyor:
“Ekonominin daha kötüye gideceğini hükümet biliyor. Enflasyonu, doları, ithalatı, hayat pahalılığını kontrol edemiyorlar. Zamları bekletiyorlar. Yani seçimlere erken giderek tablo daha da kötüleşmeden acı iyice hissedilmeden sonuç almak istiyorlar. Her geçen gün aleyhlerinde yazıyor. Büyük olasılıkla Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile genel seçimleri birleştirebilirler.”
AKP’li vekiller huzursuz
CHP lideri önümüzdeki günlerde AKP’de bir “iç hesaplaşma” bekliyor:
“Orada çok sayıda dürüst milletvekilinin bu gelişmelerden büyük bir rahatsızlık duyduğunun farkındayım. Şu veya bu şekilde bu rahatsızlık bize dillendiriliyor...”
Demek tüm kayıtlar doğru
Başbakan’ın eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile konuşmasına ilişkin ses kayıtlarını doğrulamasının önemini vurgulayarak “Demek bütün ses kayıtları doğru” dedi. Ardından da ekledi:
“Bir de tabii ‘Yargı artık benim arka bahçemdir, istediğim kararı istediğim yerden çıkartırım. Ben devletim’ diyor. Hitler’in geldiği noktaya geldi.”
Tapelere ‘özel hayat’ ayıklaması
Başbakan ile ilgili her gün yeni bir ses kaydı yayımlanıyor. CHP lideri, “Biz de şaşırıyoruz her seferinde” diyor. Erdoğan, çıkan ses kayıtları için “yasadışı dinleme” gerekçesini öne sürerek bunları açıklayan Kılıçdaroğlu’na sert tepki gösteriyor. CHP liderinin bakışı şöyle:
“Burada önemli olan toplumsal yarardır, kamu yararıdır. Özel hayatla ilgili olursa doğrudur, yasadışıysa bunların kullanılmaması lazım. Biz Urla villaları dosyasıyla ilgili konuşmalardan özel hayatı ilgilendiren bölümleri özellikle çıkardık, onları yayımlamadık. Biz bu kadar duyarlıyız ama oturup ‘havuz’ oluşturursan da kimse kusura bakmasın.”
Hâkim vicdanıyla karar verir
Erdoğan-Ergin kayıtlarının bir de “Alevi hâkim” boyutu var. Ancak Kılıçdaroğlu meselenin bu yönünü çok fazla gündeme getirme yanlısı değil:
“Etnik ve inanç temelli bir süreci konuşmayı doğru bulmuyorum. Ama Adalet Bakanı’na telefon edip yargıya müdahale etmesini eleştirdim. Aslında orada da bir fişleme yapıldığı çıkıyor ortaya. Hâkimler vicdanları ile karar veriyor. Alevilik, Sünnilik ile ilgisi olur mu bunun? O zaman biz AİHM’ye neden gidiyoruz ki? Oradakilerin biri hariç tamamı Hıristiyan! Bu kafa oradan çıkan kararlara da ‘Hıristiyan olduğu için böyle karar verdi’ diyecek demek ki.”
Medya başardıklarımızı vermiyor
Kılıçdaroğlu’na parti içerisinden ve dışından “Sadece yolsuzluk anlatıyor. Projeler halka ulaşmıyor” eleştirileri yöneltiliyor. Buna itiraz ediyor:
“Ben her yerde CHP’li belediyelerin başardıkları projeleri anlatıyorum. İlk metro, ilk kentsel dönüşüm, ilk tanzim satış mağazaları, ilk tercihli yol, ilk süt dağıtımı, ilk aile yardımı, ilk Halk Ekmek fabrikalarını sosyal demokrat belediyeler yaptı. Toplumun huzuru ve barışı, işsizliğin önlenmesi için çalışacağız, diyorum ama medya bunları vermiyor. Benim de sıkıntım var o konuda...”