Antalya’da odalara, birliklere, derneklere bir haller oluyor.
Adaylar, seçimi kazanma, makam koltuğuna oturma hırslarını iyice abarttılar, ölüm, kalım meselesi yaptılar.
Öyle ki, siyasileri solladılar, hatta geçtiler bile…
İnsan ister istemez oturup düşünüyor; ya bu işte büyük rant var, ya da siyasi ikbal…
ATSO’da yaşananları gördük.
Bugünlerde Antalya Mimarlar Odası da içten içe kaynıyor.
Oda da kurulduğu tarihten bugüne kadar görülmemiş bir bölünme, tahrik, kin ve nefret yaşandığı iddiaları bana kadar ulaştı.
8-10 oy farkla yönetime seçilen başkan ve grubu, karşı listeden gelen bir yönetim kurulu üyesini devamsızlık nedeniyle ihraç edince hakimiyetini iyice hissettirmeye başlamış.
Şimdi de listeyi delip yönetime giren diğer yönetim kurulu üyeleri hedefe alınmış.
Bunlar doğru değil…
Hani, seçimler bitince kırmızı liste, mavi liste, sarı liste, beyaz liste artık ne varsa, kardeş oluyordu.
Kırmızı liste ile seçime giren Antalya Mimarlar Odası’nda demek ki olmamış bu…
En büyük göstergesi de başkanın odasındaki poster…
Mimarlar Odası Başkanı Hasan Çerçiler, kendine münhasır biri…
Kimseyi kılık kıyafeti ile eleştirmem…
Seçildiği gün ajanstan gelen fotoğrafını görünce şaşırmıştım.
Takım elbiseli, kravatlı bir oda başkanı beklerken, rengarenk kıyafetler içerisinde biri çıkmıştı karşıma…
Bu aykırılık hoşuma da gitmişti…
Mimarlar da bir eser ortaya koyuyorlardı sonuçta ve benim gözümde birer sanatçıydı hepsi…
Sanatçı ruhuna vermiştim renk cümbüşü bu kıyafetler içerisinde olmasını…
Sonuçta, ben bir gazeteci olarak çıkardığı işe bakarım…
Çalışkanlığı ve düzenlediği etkinlikler ile her ne kadar alkış alsa da, yönetim biçimi ile ilgili sorunlar ayyuka çıkmış.
Misal; odasını yeniden düzenlemiş, arka fona seçimde kullandığı posteri getirmiş asmış.
O posterin üzerinde kırmızı listeye oy verenlerin fotoğrafları var.
Yani seçim bitmiş ama kardeşlik, dostluk, barış gelmemiş odaya…
Bu seçim makam odasına taşınmış…
Kendisine, ‘Bunu kaldıralım, karşı grubu destekleyen yönetim kurulu üyesi arkadaşlara ayıp oluyor’ diyenlere de, ‘Onlar da bu odaya girmek zorunda değil’ diyormuş renkli başkan…
Başkanın özel işleri, ortaklıkları ile de bir takım dedikodular kulağıma geliyor…
Onlar kendisini ve ortaklıklarını ilgilendirir ben oda ile ilgiliyim.
Çünkü, o oda da gelip geçici…
O oda şahsının değil tüm mimarların…
Seçilirken renkli olan başkanın, sonradan siyah-beyaza dönüşmesi hiç hoş kaçmamış.
Eğer, odaya birlik, beraberlik, kardeşlik getirmek istiyorsa seçimde kullandığı o afişi kaldırmakla başlayabilir işe…
Yoksa, bu iş hakikaten tatsız, tuzsuz, renksiz bir hal alacak ve olan odaya olacak.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |