Meyve ve sebze işlemenin, sanayi istihdamına, ülkenin ağaçlanmasına, sağlıklı beslenmeye ve net döviz girdisine büyük katkıda bulunduğuna işaret edilen gerekçede, Türkiye'nin, dünya yaş meyve sebze üretiminde Çin, Brezilya. Hindistan. ABD. İtalya. İspanya, Filipinler, Meksika, İran ve Fransa'dan sonra geldiği kaydedildi. Gerekçede, üretilen yaş meyve, sebze ve narenciyenin çok azının ihraç edebildiği ifade edilerek, şöyle denildi:
"Narenciyede yüzde 29 olan üretimin ihracata oranı, yaş sebzede yüzde 3, yaş meyvede ise yüzde 2'ye kadar düşmektedir. Yaş sebze ve meyve deposu olan Antalya ve ilçeleri, Türkiye sebze üretiminin yaklaşık yüzde 15'ini, ihracatın da yaklaşık yüzde 30'unu karşılarken, meyve üretimimizin yaklaşık yüzde 10'unu ve ihracatımızın da yine yaklaşık yüzde 10'unu karşılamaktadır. Üretimini ihracata kanalize edebilmesi halinde ülkemizin yaş meyve sebzede çok büyük bir potansiyele sahip olduğu açıktır. Üreticilerimizin yurt dışındaki rekabet gücünün düşük olması, var olan bu potansiyelin verimli olarak kullanılamamasına yol açmaktadır. Türkiye yıllık 3,5 milyon ton yaş meyve ve sebze ihraç etmektedir. Bu ihracatın yüzde 44'ü Rusya'ya, yüzde 29'u da AB ülkelerine yapılmaktadır. Bu pazarlarda yaşanabilecek daralmada en çok üretici ve ihracatçı, dolayısıyla ekonominin tüm kesimleri etkilenecektir. Hatta bazı stratejik ürünlerde ihracat olmazsa üretim durma noktasına bile gelebilecektir. Ülkemizdeki yaş sebze ve meyve üretimi, ihracattaki talebe göre planlanmalıdır. Üreticimizin bu bilince sahip olması sağlanmalıdır."