Türkiye'nin politik durumu ile ilgili yorum yapamak istemediğini belirten Timur Bayındır, ancak ülke turizminin zeminin kötü olduğunu ifade etti. 2015'in kötü gideceğine dair uyarıyı ocak ayıında yaptıklarını belirten Bayındır'la, İstanbul turizminin mevcut durumunu konuştuk.
Yaşanan terör olayları ve siyasi durum sektörü nasıl etkiliyor?
BİR YATAĞI YÜZDE 65 DOLDURMAK İÇİN 100 MÜŞTERİYE İHTİYAÇ VAR
Otellerin bir ay dolu olması 365 günü kurtarmıyor. Bizim, 365 gün yüzde 60 ve üzeri doluluk temin etmemiz lazım. Bunu şu anda 3-5 otel sağlıyor ama diğer tesisler sıkıntıda. Personel maaşını, elektriğini, suyunu ödemekte veya devlete olan mecburiyetlerini yerine getirmekte zorlanıyor. Otelcilerin bir kısmı zorlanıyor, bir kısmı öz sermayesinden ödüyor, bir kısmı da ödeyemeyip cezaya giriyor. Büyük bir kısmı ise işletmelerini satmaya çalışıyor. Herkes yeni otel yapıyor ama hazır otellerden birini alıp alıp adam etseler çok daha iyi yaparlar. Yeni yapılan bir yatağı yüzde 65-70 doldurmak için yatak başına 2.5'er gün konaklamalı 100 yeni misafir lazım. 10 bin yeni yatak yapmışsanız, sizin 1 milyon yeni müşteriye ihtiyacınız var demektir. Böyle bir artış olmayınca pasta küçülüyor ve oteller karlılık marjının altına düşüyorlar.
Peki ne olacak bu durumda?
OTELLER HASTANE VE DERSHANEYE DÖNÜŞEBİLİR
Kapanabilir bazı oteller. Daha önce de olmuştu. Kimi oteller iş hanına, kimi hastaneye, kimi de dershaneye dönmüştü. Şu anda da öyle bir döneme doğru gidiyoruz. Ama anarşi ve savaş hali biterse turizm 6 ayda toparlanır. O zaman 2016'ya daha büyük bir ümitle gireriz.
Kongre turizminde İstanbul önemli bir pay alıyordu. Bu alanda da iptal veya talep düşüşü gibi bir durum söz konusu mu?
DEVLETİN, BELEDİYELERİN VE VALİLİKLERİNA CİL EYLEM PLANI YOK
Ülkeler halkını ve kongre yapacak kişileri uyarıyor. Diyorlar ki, “Türkiye şu anda tehlikeli mümkün olduğunca gitmeyin. Giderseniz de kalabalık alanlardan, AVM'lerden, metrolardan uzak durun. Her an bir patlama olabilir...” Biz hayır İstanbul güvenli derken bakıyoruz burada da bir takım hadiseler gerçekleşiyor ve yapmaya çalıştığımız tüm PR çalışmaları boşa gidiyor. Bir kere bu işi kökünden kazımak lazım.
İkincisi, ne devletin, ne belediyelerin ne de vilayetlerin böyle durumlar için acil eylem planı yok. Anarşi gibi, Türkiye'yi zor durumda bırakacak bir durumla karşılaşıldığında bunun önüne geçmek için PR ajansları ile çalışmak lazım. Ajans alarm ahlinde tüm bunları kollar. Planı projesi hazırdır, hemen devreye girer. Bu konuda Mısır'ı örnek almamız lazım. Bir de İstanbul'un merkezi noktalarının internetten canlı izletebilmek için gov.tr uzantılı bir sayfa yapıp insanlara izlettirmek gerekiyor.
Son zamanlarda İstanbul'da yeni otel yatırımlarının azaldığını söylemiştiniz. Bu duraksama dönemsel mi, yoksa artık otelcilik karlı olmaktan mı çıkıyor?
OTEL YAPMAK MODA OLDU
İstanbul otel yatırımına doydu. Ama Türkiye'de bir moda vardır. Hangi iş parladıysa insanlar direkt oraya yöneliyor, teksil, inşaat, turizm... bunun en iyi örnekleri.
Yapılan son araştırmaya göre 3 yıldız ve üzeri oda fiyatında İstanbul 47 euro ile Avrupa'da 30. sırada. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
3 YILDIZLI OTELİ 70 EUROYA SATIYORUM, YANIMDAKİ BEŞ YILDIZLI 60 EUROYA SATILIYOR
İstanbul'da fiyatlar çok düşük ve bu yıl daha da düştü. Rekabet edebilmek için otelciler fiyatlarını kırmak zorunda kaldılar. Ben Asya yakasında eski bir otelim. Orada aşağı yukarı her marka otel açtı. Yepyeni, sıfır kilometre tesisler. Fiyatlara bakıyorsun, çift kişilik oda 60 euro. Benim fiyatım 70 euro. Hele yeni açılan, borcu olan bir otel için hepten zarar demektir. O otel 60 euroya iniyorsa, benim 35 euroya inmem lazım. İşte bu nedenle İstanbul'da ortalama oda fiyatı çok düşük. Talep az, arz ve rekabet fazla. (TurizmGüncel)