Dösiad Perşembe kahvaltılarının bu haftaki konuğu Antalya Orman Bölge Müdürü Ali Gökçöl oldu. Orman Bölge Müdürlüğünün çalışmaları hakkında bilgi veren Gökçöl, turizm nasıl hizmet ihracatı yapıyorsa biz de orman teşkilatı olarak bu ihracatı artırmak için elimizden geleni yapmalıyız” diye konuştu.
Dösiad Perşembe etkinlikleri çerçevesinde Ayka Vital Park Otel’de yapılan kahvaltıda konuşan Antalya Orman Bölge Müdürü Ali Gökçöl, orman teşkilatının çalışmaları hakkında bilgi verdi. Gökçöl, turizm sektörünün yaptığı hizmet ihracatından örnek vererek orman teşkilatının da aynı şekilde bu ihracatı artırmak için çalışması gerektiğini belirtti. Antalya’yı bekleyen en büyük tehlikenin yaz aylarında artış gösteren orman yangınları olduğunu vurgulayan Gökçöl, “Yaz yaklaştıkça endişemiz artıyor. Orman yangınları yaz aylarında artış gösteriyor. Yangın ihbarı gelince adeta yüreğimiz yanıyor. Herkes dikkatli olmalıdır” dedi.
Ormanı koruyan ve turizmi birleştiren anlayışı desteklediğini anlatan Gökçöl, golf sahaları her tarafı çimle kaplı olduğu için toprağı 12 ay muhafaza ediyor. Ormanlık alan golf sahasına döndüğünde alanın karbon bağlama bakımından, fotosentez bakımından da kaybı yok” dedi.
Gökçöl uyardı: Orman yangınlarına dikkat!
Orman yangınlarının nedenlerinden birisini orman içinde yaşayan insanlar ve orman kenarlarında kurulan yerleşim yerleri olarak açıklayan Gökçöl, vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı.
Fıstık çamı vatandaşla devlet arasında sosyal problemi çözdü
Orman teşkilatının son dönem çalışmaları hakkında bilgi veren Gökçöl, şunları söyledi:
“ Orman teşkilatı olarak geçmişte yapılan çalışmalara göre bu sene devletin ormanla ilgili çalışma mantığı değişti. Eskiden sadece çam ağacı dikiliyordu.Şimdi yangına dayanıklı ormanları koruma projesi kapsamında keçiboynuzu, zakkum gibi ağaçlar dikerek geniş çaplı bir ekosistem oluşturmaya çalışıyoruz. 2 milyon adet fıstık çamı diktik. Fıstık çamı üretici gelirleri içinde oldukça önemli bir paya sahip olup, gıda sanayiinde kullanılır. Ürün değeri yüksek olan Fıstık çamı ağaçlandırmalarıyla hem vatandaşla devlet arasındaki sosyal problemi hem de ağaçlandırma sorununu çözmüş olduk.”
Müşterinin istediği şekilde ürün hazırlıyoruz
Yine orman teşkilatı olarak ülkenin ihtiyaç duyduğu hammadde ihtiyacını karşılamak için çalışmalar yaptıklarını anlatan Antalya Orman Bölge Müdürü Ali Gökçöl, “Dünyaca ünlü Mdf tesislerimiz var. Bu alanda tarım gibi ihracat yaptığımız yerler var. Bir ara Amerika’da kriz oldu bu orman ürünleri sektörünü olumsuz etkiledi. Fakat sektör şu an iyiye gidiyor. Piyasanın iyileştiğini sattığımız ürünlerden anlıyoruz. Sattığımız ürün 1 ay sonra Çin’de bir ay sonra Avrupa’da. Ürünleri vatandaşın ve sanayicinin istediği şekilde hazırlıyoruz. Beklemek yok. Müşteri ne isterse o şekilde üretim yapılıyor ” dedi.
Gökçöl, 2B arazileriyle ilgili sorunun vatandaşın lehine,orman teşkilatıyla olan problemlerini çözücü şekilde gelişip sonuçlanması yönünde de dilekte bulundu.
Son yıllarda orman teşkilatının değişen yapısı ve uygulamaları sonucu ormanla daha iç içe olma fırsatı yakalayan vatandaşın ormanı daha çok sahiplendiğine dikkat çeken Gökçöl,”Tanıdığım ve gözlemlediğim pek çok kişi benden daha ormancı. Bu tür gelişmeler mutluluk veriyor. Yol yapacağız diyoruz;vatandaş ağaç kesilmesin diyor.Yol yapın fakat ağaçlarımıza dokunmayın diye görüşlerini dile getiriyor.Ormana sahip çıkıyorlar” diye konuştu.
HES’lere karşı değilim
Şahsi olarak Hidroelektrik santrallerine (HES) karşı olmadığını vurgulayan Gökçöl, şöyle devam etti:
“HES’lere karşı değilim; otlatmaya karşı olmadığım gibi.Ekolojik dengeyi bozmadan HES’lerin yapılması gerekir.Elimizde bulunan yerel kaynakları çok iyi kullanmalıyız.Bunlardan birisinin de Hes olduğu kanısındayım.HES’e karşıyız, Nükleer Santrale karşıyız? Elektriğimiz 1 dakika kesilse hemen elektrik arızayı arıyoruz? HES’i yapmazsak vatandaş ısınmak için daha çok odun kesecek, kömür yakacak. Termik santraller daha çok çalışacak. Bunun sonucunda sülfirik asit havaya karışacak ve asit yağmurları artacak.HES’leri bu nedenle destekliyorum.”
Gencer: Bütünlüğü bozmadan ormanları hizmete açmalıyız
Dösiad Yönetim Kurulu Başkanı Gültekin Gencer ise İş dünyası olarak milli servetimiz olan ormanların korunurken onu insandan tamamen koparmanın doğru olmadığını düşündüklerini belirterek, “Ormanı korumak esas olmakla birlikte her şey yeryüzünde insan içindir. Ormanları doğayla uyumlu bir anlayış içinde değerlendirmek, ekosistem bütünlüğü içinde ve topluma çok yönlü sürdürülebilir faydalar sağlayacak şekilde hizmete açmak neden mümkün olmasın? dedi.
Ormanı koruyan ve turizmle birleştiren bir anlayış geliştirilmedir
Gencer, ormanı koruyan ve ormanı turizmle birleştiren bir anlayışın geliştirilmesi gerektiğine inandıklarını belirterek, şöyle devam etti:
“Ormanı koruyan ve ormanı turizmle birleştiren bir anlayışın geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Golf sahaları, golf otelleri, dağ evleri, trekking yolları buna en güzel örnektir.Yine Orman Bölgenin bozuk orman alanlarımızı verimli hale getirme çalışmalarına 2011 yılında da devam etmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Yaklaşık 5563 hektar bozuk ormanda rehabilitasyon yapılarak verimli hale dönüştürülmesini büyük başarı olarak görüyoruz. Bu çalışmaları küresel ısınma tehdidi ile karşı karşıya olan ülkemiz ve dünyamız için bir kazanç sayıyoruz.”
Öte yandan Gencer, bölgenin ormandan azami istifade ve ormanı azami ölçüde koruma anlayışını birleştirmeye hazır olduklarını ifade ederek, “Orman varlığımızı tek bir çalısına kadar savunmalıyız. Ancak bir ülkenin doğal kaynakları oradaki insanların refahına hizmet etmediği sürece o kaynakları sürdürmenin imkansız olduğunu bilmeliyiz” şeklinde sözlerini noktaladı.
Gencer, etkinlik sonunda Antalya Orman Bölge Müdürü Ali Gökçöl’e plaket takdim etti.