Deniz Karataş, 17 Ağustos depreminin yıldönümü nedeniyle açıklama yaptı. Türkiye yüzölçümünün yüzde 42'sinin birinci derece deprem kuşağı üzerinde olduğunu hatırlatan Karataş, “Ülke tarihimizin kara günlerinden olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen hem devlet hem de millet olarak ne ders çıkardığımızı ne de olası depremlere karşı alınan önlemlerin yeterli olduğunu düşünüyorum. Bu acı günün, yakın tarihimizin en büyük toplumsal travmalarından biri olduğunu unutmamalıyız" dedi.
Acıların yeniden yaşanmaması, yeni ocakların sönmemesi için yapılması geekenleri de anlatan Karataş, "Yeterli mühendislik hizmeti almamış, imar kurallarına uyulmadan yapılmış, dere kenarlarına doldurulmuş binaların insanların ölümüne neden olduğunun bilinci içinde yapılarımızı depreme hazırlamalıyız. Kazandığımız para sadece yaptığımız işin değil, aynı zamanda aldığımız riskin de karşılığıdır" dedi.
1999 yılında yaşanan deprem sonrası çıkan 4708 sayılı yasanın bir milat olduğunu belirten Karataş, “Bu tarihten önce içinde bu yasayı barındırmayan yapılar gözden geçirilmek zorundadır. Kentsel dönüşümde amaç, büyük depremlerde ağır can kayıpları yaşanmadan, afetler sonrasında değil, öncesinde sorunları tespit edip, çözerek önlem almak olmalıdır" dedi.
Antalya'nın da 2'nci derece deprem kuşağında olduğunu hatırlatan Karataş, “Şehrimizde bulunan birçok binanın acilen yenilenme vakti gelmiştir ve geçmektedir. 130 bin yapı stoğunun en az 80 bininin ya yenilenmesi, ya da yeniden yıkılıp yapılması gerekmektedir. Belediyeler bu konuda bizlerden de almış oldukları rapor ve çalışmalar doğrultusunda hazırladıkları master planlarını bir an evvel uygulamaya koymalı ve harekete geçmelidir" dedi.
İstendiği takdirde depreme dayanıklı binaların inşa edilebileceğini anlatan Karataş, bunlara tarihten örnekler verdi. 500 yıldır üzerinden halâ bir tuğlası sökülemeyen, Mimar Sinan'ın başlıca eserlerinden olan Süleymaniye Câmii'nin bunlardan biri olduğunu, 1650 yıl öncesinin teknolojisi ile yapılmış Ayasofya'nın da halen dimdik ayakta durduğunu anlatan Karataş, “Bu eser onlarca büyük depremden sapsağlam çıkmıştır. Yine de sağlam çıkacaktır" dedi.
Mustafa KOZAK/ANTALYA, (DHA)