Eskiden doktordan randevu alındığı gibi terziden de randevu alındığına dikkat çeken Yoğurtçu, duvarlarına asılı fotoğraflarla insanı tarihte yolculuğa çıkaran küçük dükkanında, dönemin ünlü sanatçılarına ve futbolcularına yönelik anılarını araştırmacılara da anlatıyor.
Ağabeyinin yanında terziliği öğrenerek, yok olmaya yüz tutmuş mesleğine bıkmadan devam eden iki çocuk sahibi Reşat Yoğurtçu, 1954 yılından bu yana kıyafet dikiyor. İzmir’in Alsancak semtinde başladığı mesleğinde ağızdan ağza yayılan ünü ile dönemin birçok tanınmış ismine ısmarlama kıyafet diken Yoğurtçu, 1979 yılında Basmane’de küçük bir dükkana taşındı. Yoğurtçu’nun her sabah 09.00’da açıp, saat 19.00'da kapattığı dükkanına girenler, duvarlarında asılı, aralarında Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de bulunduğu eski fotoğraflar, çeşit çeşit kumaşlar ve renkli ipliklerle adeta geçmişe yolculuk yapıyor. Siyah dikiş makinesinde 65 yılda birçok futbolcu, müzisyen, iş insanına takım elbiseler diken Yoğurtçu’nun, aynı zamanda dünyanın birçok farklı ülkesinden de müşterisi var.
Dükkanına gelen kişilerin isimlerini tek tek hatırlayan ve her birisiyle ayrı bir anısı olan Yoğurtçu, bugünü geçmişin anılarıyla yaşıyor. Terzi Yoğurtçu, dükkanında yurt içi ve yurt dışından gelen ziyaretçileri, sanatçıları, araştırmacıları ağırlayarak, onlara ilginç hikayelerini anlatıyor. 2016 yılında çıkan yangında yanan dükkanını eski müşterileri ve esnafının yardımıyla toparlayan Yoğurtçu, aynı zamanda, İspanyolca, İtalyanca ve Yunanca biliyor. Ismarlama çalışan son terzilerden olan Reşat Yoğurtçu, konfeksiyona direnerek, iş yerinde sanatını icra ederken sanatçı Gönül Yazar'ın yanı sıra dönemin Turgay Şeren, Vahap Özaltaylı, Sait Altınordu, Metin Oktay, Varol Ürkmez, Mustafa Denizli gibi futbolcularına da elbise diktiğini söyledi.
'ARTIK SADECE TANIDIKLARA YAPIYORUM'
İzmir Fuarı'nın hareketli olduğu dönemlerde fuara gelen sanatçılarla çalıştığını anlatan Yoğurtçu, dönemin Musevi vatandaşlarının kendisine yeteneği nedeniyle 'Altın çocuk' lakabını taktığını, dikişe, terziliğe çok önem veren İtalyanlara, NATO’da Yunan subaylara kıyafet diktiğini ifade etti. Eskiden doktordan randevu alır gibi terziden randevu alındığına dikkat çeken Yoğurtçu, şimdi tamamen el işi ceketler diktiğini söyledi. Yoğurtu, "Eskiden, nasıl doktordan randevu alırsınız, terziden de alırdınız. Randevusuz iş olmuyordu, artık tanıdıklara yapıyorum. Müşterilerimin çoğu vefat etti. Bizim işler çok ağır, ince iş yapıyorum, el işi. Bursa’ya iş gönderiyorum. Tamamen el işi ceketler üretiyorum. Eskiden büyük markalar benimle çalışmak istiyordu, fakat ben geri çeviriyordum. Amerikalılar geldiğinde, onların pantolonlarını söker, nasıl diktiklerine bakardım. O şekilde öğrendim ve o zamandan beri onların kesiminde dikiyorum. Bu işi severek yaptım, sevmezsen yapamazsın. Bu işi ben elde yapıyorum, İzmir’de yapmazlar bunu" dedi.
Reşat Yoğurtçu'nun komşusu ve eski müşterisi 47 sene söğüşçülük yapmış olan Hüseyin Kepenek (77), "İzmir’e geldim geleli dışarıdan elbise giymedim, hep Reşat dikti. Çok üstün bir terzi. Hala geliyorum, burada muhabbet edip, dertleşiyoruz. Hala komşuyuz, bu mahallenin eski dönemlerini biliyoruz. Reşat bu zamana kadar bir sürü insanı giydirdi, binlerce ziyaretçisi oldu ve hepsi çok memnun kaldı" dedi.
Melis KARAKUZULU/İZMİR, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |