DSP Genel Başkan Yardımcısı Uluç Gürkan, OECD kadın erkek eşitlik endeksinde önceleri 12’nci sırada yer alan Türkiye'nin şimdi 127’nci sırada yer alabildiğini, bu sonuçla listede İran’ın gerisinde kaldığını bildirdi.
Gürkan, DSP Ankara İl Başkanlığı’nın, Cumhuriyet Kadınları Derneği ile ortaklaşa düzenlediği “2011 Siyasi Partiler Yasası ve Kadın Kotası Paneli”nde konuştu. Cumhuriyet Kadınları Derneği'nde gerçekleştirilen panelde Gürkan, 12 Eylül 1980 sonrası oluşturulan Siyasi Partiler Yasası'nın, "askeri hiyerarşi" mantığıyla hazırlandığını anlattı ve “Bu mantıkla hazırlanan yasa, parti genel başkanlarını 'tek adam' haline getirdi. Bu yasayla bütün demokratik yapı ortadan kalktı. Eğer bu yasa olmasaydı, şimdiki parti yönetimleri, istemediği il ya da ilçe örgütü için 'sildim seni' diyemezdi” diye konuştu.
-“GENEL BAŞKANLAR ‘GENELKURMAY BAŞKANI’ GİBİ”-
Gürkan, Siyasi Partiler Yasası’nın, genel başkanları bir “kral” ya da “Genelkurmay Başkanı” haline getirdiğini, bu yasa dolayısıyla siyasi partilerde kadın yönetici sayısının artamadığını söyledi ve “İşleyen demokrasinin önündeki en önemli engel, Siyasi Partiler Yasası'dır” dedi.
-TÜRKİYE OECD EŞİTLİK ENDEKSİNDE İRAN’IN GERİSİNDE-
Ankara’da bir caddeye adı verilen Tunalı Hilmi'nin, birinci Meclis’te kadın hakları için çok uğraştığını ancak ikinci Meclis döneminde kadınların nüfusta sayılmasını sağlayabildiğini anımsatan Gürkan, OECD kadın erkek eşitlik endeksinde önceleri 12. sırada yer alan Türkiye'nin şimdi 127.sırada yer alabildiğini, İran’ın bile gerisinde olduğunu, 4 milyon kadının okuma yazma bilmediğini, 7 milyon kadının okuma yazma bilse bile okulunu bitirmemiş durumda olduğunu anlattı. Gürkan, Türkiye’de 2957 belediye başkanından sadece 27’sinin kadın olduğuna da dikkat çekti.
DSP Genel Başkan Yardımcısı Gürkan, Türkiye'ye "ılımlı İslam" modelinin biçildiğini, bu modelle kadının hak ettiği yeri almasının mümkün olmadığını belirtti. Türkiye’nin, çevresindeki ülkelere göre demokrasinin işlediği tek ülke olduğunu da kaydeden Gürkan, “Türkiye’nin ‘model ülke’ olması gerektiği söyleniyor. Ama bu nasıl bir model? 2011 seçimleri bunu ortaya çıkaracak” dedi.
-KADIN KOTAYA HAPSOLMAMALI-
Gürkan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kadının olmadığı bir yerde demokrasiden bahsedilemez. Kadın demokrasinin olmazsa olmazıdır. Kadın kotasını destekliyorum. Ama bu bir riski de içeriyor. Bu risk de kadını kotaya hapsetme riskidir. Kadınlar kotayla yetinmemeli, kotayı aşmalıdır. Kadınların kotadan başka kaybedecek hiçbir şeyleri yok.”(ANKA)