Bugün size, “Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?” ile “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” sözlerinin siyasi örneklerini vereceğim.
Enişte kim, kaz kim, tavuk kim, ona yazıyı okuyup siz karar verirsiniz artık…
Haa, unutmadan ortada bir de ‘Siyasi’ çakal var…
O belli…
Gelelim sadede…
Antalya’nın Kepez, Muratpaşa, Alanya ve Manavgat’tan sonra en büyük ilçesi olan Konyaaltı’nda, CHP üyeleri mahalle delegelerini belirlemek için sandığa gitmeye başladı.
Mahalle delegesi deyip geçmeyin, her biri sonuçta kurultayda genel başkanı belirleyen sürece götüren partinin mihenk taşı...
Neyse, bugün Konyaaltı’nda iki mahallede delege seçimi vardı.
Biri Gürsu, diğeri Akkuyu…
CHP’li üyeler Gürsu’da 35, Akkuyu’da ise 10 mahalle delegesini belirlemek için sandığa gitti.
Üç liste yarıştı.
Mevcut ilçe başkanı Onur Duruk’un sarı, Ayhan Zor’un beyaz, Demet Meral Gündüz’ün ise kırmızı listesi üyelerin tercihine sunuldu.
Benim dikkatimi çeken Gürsu’daki sarı listedeki bir isim oldu.
Mevcut ilçe başkanı Onur Duruk, listesine önümüzdeki ay başkan adaylığında kendisine rakibi çıkan Ayhan Zor’u da yazmıştı.
İşte yazının başındaki , “Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?” sözünü burada devreye alabiliriz.
Onur Duruk, kendisine karşı liste çıkaran ve rakibi olan birini delege seçtirmek için listesine niye yazar?..
Hadi diyelim eskiden CHP’de adettendi…
Özellikle illerde kurultay delegeleri yazılırken, rakiplerden de isimler yazılırdı listeye...
Ama şimdi rekabet o kadar büyük ki, adet falan hak getire…
Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in desteğini alan Onur Duruk’un, rakibi Ayhan Zor’u delege yapmak istemesini bir ‘Jest’ olarak görebilirsiniz.
Eyvallah da, kırmızı listeyi çıkaran ve Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen’in desteklediği söylenen Demet Meral Gündüz’e de bir jest yapıp onu listesine neden yazmadı Onur Duruk?..
İşte burada kafalar karışıyor ve bazı senaryolar vizyona sokuluyor.
Birinci senaryo şu; Rakibinin listesine giren Ayhan Zor’un ilçe başkan adayı olmadan önce Muhittin Böcek’i ziyaret ettiği biliniyor. Böcek’in bu durumda Zor ile arasının kötü olması düşünülemez. Zor’un Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ile de arasının iyi olduğu söyleniyor. Yani, Ayhan Zor’un, ilçe başkanı olması halinde hem Böcek, hem de Uysal ile uyumlu çalışması kuvvetle muhtemel…
Şimdi, bu senaryonun en vurucu cümlesi geliyor; Muhittin Böcek ve Ümit Uysal, Semih Esen’i zor durumda bırakmak için Konyaaltı’nda bir aday üzerinde uzlaşma sağlamış olabilirler mi?.. Normalde, iki cihan bir araya gelse, onların bir araya gelmeleri ihtimal dışı olan Böcek ile Uysal, Semih Esen’e yakın isim Demet Meral Gündüz’ü seçtirmemek için istemeyerek de olsa bir siyasi ittifak mı kurdular?..
(Bilmeyenler için not: Semih Esen’in, Ümit Uysal’ın desteklediği aday Hasan Şahin’e karşı Muratpaşa ilçe başkanlığı için Özgür Güngör’ü aday çıkardığı konuşuluyor. Bu da Ümit Uysal’ın Konyaltı’nda Semih Esen’e karşı bir hamle yapma ihtimalini kuvvetlendiriyor.)
Gelelim ikinci senaryoya…
Bu senaryoya göre; Onur Duruk, Ayhan Zor’un delege seçimlerini kaybedeceğini düşünerek, onu ve destekçilerini ilçe başkanlığı seçiminde yanına çekmek için listesine rakibinin ismini jest olsun diye değil, kurnazlık yapıp bilerek yazdı.
Yani, bu senaryoyu kaleme alanlar, Onur Duruk’un siyasi bir çakallık mı yaptığını iddia ediyorlar?
Yazının başında bahsettiğim, “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” sözü işte burada hayata geçmiş olabilir.
Bu senaryoda kaz kim, tavuk kim ona da siz karar verin.
Kıssadan hisse;
CHP’de sadece Ankara değil, Antalya ve diğer illerde karışık…
Belediye başkanlarının normalde, delegelerin, ilçe ve il başkanlarının kim olacağına karışmamaları lazım.
Ama tüm partilerde olduğu gibi CHP’de de toptancı bir zihniyet hakim…
Yani genel başkan diyor ki; illerde ben bir kişiyle, yani belediye başkanıyla muhatap olayım. Onlar kimlerle çalışacaklarına kendileri karar versinler. Uyumlu olsunlar, bana sorun getirmesinler. Ben il ve ilçe başkanları ile muhatap olmayayım. Varsa bir sorun arayayım belediye başkanını o çözsün. İl başkanı ile belediye meclis üyeleri belediyelerde sorun çıkarmasın. Bunun için de belediye başkanları kimi istiyorsa, il ve ilçede partinin başına o gelsin.
Olay bu…
Tekelci bir yaklaşım…
Durum buysa eğer, CHP genel merkezinin ideal yönetim biçimiyse bu yöntem, o zaman, bir başka ilçe belediye başkanının, diğer ilçe belediye başkanının işine karışmaması lazım.
Kimi istiyorlarsa onu seçtirsinler…
Benim bu tezimde ne kadar haklı olduğumu CHP’yi yakından takip edenler bilir.
Antalya’nın en son seçilmiş CHP İl Başkanı Nusret Bayar, Muhittin Böcek istemiyor diye şak diye görevinden alındı, tak diye şimdiki başkan Nuri Cengiz koltuğa oturtuldu.
Kimse sesini çıkarabildi mi?..
Yok…
CHP’li belediye başkanlarına tavsiyem; kimse kimsenin mahallesine girmesin…
Ankara’da karışık zaten, kimse sizin bu kavganızı ayıramaz.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |