İsviçre'de bir müzeden çalınan bir Çin vazosu. Londra'nın doğusunda bir komedyenin evinde yaşanan silahlı saldırı. Kent şehrinde lüks bir apartman dairesinde düzenlenen bir soygun.
Birbiriyle alakasız görünen bu üç olay aslında, polisin 6 yıllık bir soruşturmanın ardından ortaya çıkardığı bir uluslararası organize suç çetesinin işleriydi.
Bu çetenin karmaşık ilişkileri, Londra'da Thames Nehri kıyısında kumlara gömülmüş halde bulunan bir tablet sayesinde gün yüzüne çıkarıldı. Söz konusu tablet sayesinde İngiltere'nin en tanınmış silahlı soyguncularından birini öldürmek için plan yaptığı anlaşılan üç kişi, parmaklıklar ardına gönderildi.
Geçen yıl kasım ayında bir sabah, ellerinde metal detektörleriyle Thames kıyısında arama yapan polisler, çamurun 5 santimetre altına gömülmüş olan tableti buldu.
5 yıldan fazladır suyun altında olan tablet çalışmıyordu ancak adli bilimler uzmanları cihazı temizleyip SIM kart yuvasını açmayı başardıklarında, kartın halen içeride olduğunu gördü. Karta bağlı numaranın arama geçmişi incelendiğinde Louis Ahearne, Stewart Ahearne ve Daniel Kelly'nin suçluluğunu kesinleştiren deliller elde edildi. Üstelik bu üçlünün 1 ay önce İsviçre'de bir müzede gerçekleşen soygunda da rolü olduğu anlaşıldı.
Polis Amiri Matthew Webb, BBC'ye yaptığı açıklamada, "Şu noktayı çok düşündüm: Yakalanmalarının sebebi felaketleri olan gafları mıydı yoksa yakalanmayacaklarından emin oldukları için çok mu rahat davranmışlardı?" dedi.
Soldan sağa Louis Ahearne, Daniel Kelly ve Stewart Ahearne
İNCE İNCE PLANLANMIŞ BİR CİNAYET GİRİŞİMİ
Ahearne kardeşler ve Kelly polisin dikkatini ilk olarak 11 Temmuz 2019 günü Woodford'da yaşanan bir olayla çekti.
Londra'nın doğusundaki zengin mahallelerden Woodford'da sakin yaz akşamı silah sesleriyle bölündü. Altı kurşun, komedyen Russell Kane'in sahibi olduğu ve Paul Allen'a kiralanmış olan lüks dairenin cam kapısını delip geçti. Kurşunlardan biri Allen'ın parmağının kopmasına yol açtı, bir diğeri boğazından girip omurgasına saplandı, nefes alamamasına ve çok fazla kan kaybetmesine yol açtı.
Allen'ın o sırada evde olan eşi Jade Bovington, "Vuruldu, vuruldu" diye çığlıklar atıyordu. Bovington apar topar ambulansı ararken, silah seslerini ve çığlıkları duyan komşular ve bir özel güvenlik görevlisi de ilk yardım yapmak için Allen'ın yanına koştu.
Görgü tanıklarından biri, tanımadığı bir adamın alçak bir duvardan atlayıp çalılar arasında biraz koştuktan sonra kendisini bekleyen bir araca binip hızla olay yerinden uzaklaştığına dair ifade verdi.
Kurşun nedeniyle göğsünden aşağısı felç olan ve bugün hayatına tekerlekli sandalyede devam eden Allen, İngiltere tarihinin en büyük silahlı soygununu gerçekleştiren çetenin liderlerinden biri olarak tanınıyor.
Takvimler 2006 yılını gösterirken, Allen ve çetesi ellerinde AK-47'lerle Kent şehrinin Tonbridge kasabasında bulunan Securitas deposunu soydu. Deponun çalışanlarını ölümle tehdit eden soyguncular, İngiltere Merkez Bankası'na ait 53 milyon sterlin değerindeki senedi çalarken, kamyonlarına sığmayan 154 milyon sterlini geride bıraktı.
4 gün sonra Fas'a firar eden Allen, soyguncu arkadaşı Lee Murray ile birlikte Rabat'ta yakalandı. Murray halen Tiflet yakınlarında bir cezaevinde tutuluyor. Allen ise Ocak 2008'de İngiltere'ye iade edildi ve yargılanarak 18 yıl hapse mahkûm oldu.
2016 yılında serbest bırakılan Allen, doğduğu yer olan Londra'nın güneybatısına döndü. Ancak Eylül 2018'de Woolwich'teki evinin kapısının önünde kendisine ve hamile kızına ateş açılınca, Allen, eşi ve çocukları Woodford'a taşındı. 10 ay sonra da Woodford'da yaşadığı evin mutfağında uğradığı saldırıda vücuduna isabet eden 2 kurşun nedeniyle ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldı.
Savcılığın iddianamesinde Ahearne kardeşler ve Kelly'nin Allen'a yönelik cinayet planında eşit pay sahibi olduğu öne sürüldü. Üçlünün saldırı öncesi bir araç kiraladığı, günlerce izleme yaptığı ve kaydı olmayan cep telefonları satın aldığı belirlendi.
Savcı Michael Shaw, "Bu, suç konusunda oldukça ileri düzeyde olan üç adamın tüm detaylarıyla araştırıp planladığı bir suikast girişimiydi" ifadelerini kullandı.
Peki Ahearne'ler ve Kelly, Allen'ın nerede olduğunu nasıl öğrenmişti? Üçlünün kıta Avrupa'sındaki suç bağlantılarının ortaya çıkarılmasıyla bu soru da yanıt buldu.
CENEVRE'DEKİ SOYGUN "SUÇUN ZİRVESİ"
Silahlı saldırıdan sadece 1 ay önce, Ahearne kardeşler ve Kelly, Cenevre'de bulunan Doğu Asya Sanat Müzesi'nin önünde dikiliyordu. Ellerinde bir balyoz, taşlama makineleri ve levyeler vardı.
Ahşap ön kapıyı zorlayarak açan üçlü, birkaç saniye sonra 14'üncü yüzyılda Çin'i yöneten Ming Hanedanı'na ait eserleri koruyan camı da kırmayı başardı. Hırsızlar hepsi oldukça değerli parçalardan üçünü (toplam sigorta değeri 2,8 milyon sterlin olan nadir bir vazo, bir şarap kadehi ve porselen bir kâse) alıp hızla olay yerinden uzaklaşmayı hedeflemişti.
Ancak tam çıkarken Stewart, karnını kapıda açtıkları deliğe sürtünce geride DNA izleri kaldı. Üstelik Cenevre Havalimanı'nda araç kiralayan kişi de Stewart'tı. Louis de soygundan bir gün önce müzenin içinde ve dışında videolar çekerken güvenlik kameralarına yakalanmıştı.
Çalıntı eserlerle güneydoğu Londra'ya dönen üçlü, birkaç gün sonra ellerindeki parçaları satışa çıkarmak için girişimlere başladı. Kelly'le birlikte Hong Kong'a giden kardeşler, eserlerden birini bir müzayede evinde elden çıkarmaya çalıştı.
Ancak müzayede evinin yetkililerinin Londra polisine ihbarda bulunması üzerine, iki polis memuru sanat simsarı kılığında sürece dahil oldu ve hırsızlar yakayı ele verdi.
7 hafta süren dava sürecinde savcılık, Ahearne kardeşler ve Kelly'nin gerçekleştirdiği bu uluslararası soygunun "suçun zirvesine ulaştıklarına" kanıt olduğunu vurguladı. Ancak polisin çalıntı eserleri kovalarken bilmediği bir şey vardı. Üçlü çete Woodford saldırısı sonrası da benzer izler bırakacaktı.
YİNE KİRALIK OTOMOBİL DETAYI
Saldırıdan saatler sonra, Woodford'daki olay yerinde adli bilimler ekipleri incelemeler yaptı. Glock marka silahtan ateşlenmiş 6 kurşunun kovanları ile bahçenin silahın ateşlendiği tarafındaki çitlerde sürtünme izleri tespit edildi. Çitlerden toplanan DNA örneklerinin büyük olasılıkla Louis ve Kelly'e ait olduğu anlaşıldı.
Güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen polisler, İsviçre'deki kiralık araçla aynı şirketten kiralanmış olan otomobilin plakasını da belirledi. Kayıtlarda, Stewart'ın aracı saldırından iki gün önce şirketin Dartford'da bulunan şubesinden kiraladığı ve bir gün sonra iade ettiği ortaya çıktı.
Yine güvenlik kamerası görüntülerinde, saldırıdan 90 dakika önce kiralık aracın yakınlardaki bir akaryakıt istasyonuna girdiği görüldü. Shaw, mahkemede, "Louis Ahearne susadığı için bir akaryakıt istasyonunda durdular. Sorun şu ki akaryakıt istasyonlarının güvenlik kameraları çok güçlüdür" dedi.
Saldırıdan iki gün önce Kelly ve Louis, Stewart'ın sürdüğü kiralık araçla 16'ncı yüzyıldan kalma bir malikane olan Ide Hill Hall'a gitmişti. Aracın üzerine çakar yerleştiren üçlü ve bir arkadaşları, polis gibi davranıp zorla içeri girerek, değerli eşyalar çalmıştı. Ekip daha sonra başka bir mahkemede hırsızlık ve hırsızlık girişimi suçlamalarıyla yargılanarak suçlu bulundu.
10 Temmuz günü Stewart'ın kiralık araçla Londra'nın doğusunda çeşitli mahallelerde gezdiği de belirlendi. Kamera görüntülerinin dikkatle incelenmesi sayesinde Stewart'ın aslında Allen'a ait bir otomobili takip ettiği anlaşıldı. Ancak üçlü çetenin Allen'ın yerini nasıl öğrendiğinin ortaya çıkması için 5 yıldan fazla zaman geçmesi gerekecekti.
GERÇEKLER THAMES NEHRİ'NDEN ÇIKTI
Ekim 2024'te, yani Allen suikastı davasının başlamasından dört ay önce ve İsviçre'den İngiltere'ye iadesinden kısa süre sonra Louis, ilginç detaylar içeren bir savunma yaptı.
Anlattığına göre, Woolwich'e dönerlerken kiralık aracı John Harrison Yolu'nda durdurmuşlardı. Sokaktan alınan güvenlik kamerası görüntülerinde "biraz hava aldığının" görüleceğini umduğunu belirten Louis, Kelly'nin de aksi yöne yani Thames tarafına gittiğini söylemişti.
Polis Amiri Webb, "Aracın John Harrison Yolu'nda durduğunu ve Kelly'nin araçtan indiğini biliyorduk ama dahası yoktu. Nereye gittiğini, ne olduğunu bilmiyorduk. Sadece John Harrison Yolu'nu biliyorduk. Aklımıza ilk gelen şey, ortadan kaldırmak isteyecekleri kritik şeyin bir ateşli silah olabileceğiydi" ifadelerini kullandı.
Louis'in savunmasındaki bu detay, polisleri Thames kıyısında bulunan tablete götüren yolun başlangıcı oldu. Tabletin duruşmaların başlamasından bir gün önce bulunması Kelly'i çok öfkelendirdi. İkinci günkü duruşma sırasında cezaevi minibüsünde çekilen görüntülerde Kelly'nin Louis'e, "İspiyonculuk nasıl gidiyor?" diye bağırdığı görüldü.
Leyy ve Stewart, duruşmalar boyunca sessizliklerini korudu ve ifade vermeyi reddetti. İkisi de daha önce güvenliklerinin tehlikede olduğunu söylemişti. Louis ise ifadesinde, Allen'ı vuran silahın tetiğini çeken elin Kelly olduğunu ima etti.
Ancak Polis Amiri Webb, her şeyin çözülmesini sağlayan şeyin nehirden çıkarılan tablet olduğunu belirterek, "Herkes şoke olmuştu. Müfettiş Matthew Freeman beni arayıp 'Thames'e gittik ve bir tablet bulduk' dedi. O sırada kullandığım sözcükleri tekrarlayamayacağım ama ağzım açık kaldı. Bulmacayı tamamlamak için harika bir parçaydı" ifadelerini kullandı.
Arama verileri sayesinde hem bu tabletten hem de Kelly'e ait bir akıllı telefondan, birkaç seçilmiş numaranın arandığı, bunlar arasında Ahearne kardeşler de olduğu anlaşıldı. SIM kart sayesinde Louis ve Kelly'nin yakalandığı Ağustos 2019'da aracın içinde bulunan GPS takip cihazlarıyla da bağlantı kuruldu.
Ardından e-posta hesaplarının Kelly'e ve yakın bir arkadaşına ait olduğu ortaya çıkarıldı. Bu e-postalar kullanılarak çeşitli e-ticaret sitelerinden 59 kez alışveriş yapıldığı belirlendi. Satın alınan parçalar arasında kayıtsız kullan-at telefonlar olduğu, bu telefonların cinayetin planlanmasında kullanıldığı da anlaşıldı. SIM kart ise Allen vurulmadan kısa süre önce ağdan kaybolana dek kullanımdaydı.
"KAZIMAYA DEVAM ETTİKÇE BULMAYA DA DEVAM EDİYORSUNUZ"
Tablet bulunduktan sonra üçlü çetenin sonu da geldi. 24 Mart'ta yapılan duruşmada, cinayet işlemek için komplo kurma suçlamasından suçlu bulunan Ahearne kardeşler ve Kelly'nin cezaları 25 Nisan'da belli olacak. Ancak Polis Amiri Webb, bu hükümlerin derin soruşturmalarını sonlandırmayacağını belirterek, "Bu öyle bir dosya ki kazımaya devam ettikçe bulmaya da devam ediyorsunuz" dedi.
BBC'nin "How an iPad dug up from the Thames solved museum thieves' murder plot" başlıklı haberinden derlenmiştir.
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
![]() Koç ![]() 21 Mart - 20 Nisan
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |