Usta sanatçılar, 'Arabada 5 evde 15', 'Dondurmamı yalan mı?' gibi sözler içeren şarkıları gerçek kültürümüzün yozlaşması olarak gösterdi.
Türk halk müziği sanatçısı Sümer Ezgü, düğünler başta olmak üzere çeşitli festival ve şenliklerde dejenere kadroların sahneye çıkarıldığını belirtip, "Belden aşağı sözlerin olduğu bir 'Ankaralı tayfası' çıktı" diyerek bu tür müzik yapanları geçen günlerde eleştirmişti. Ezgü, "Kültür ve sanat festivali adı altındaki etkinliklerde o kadar dejenere kadrolar çıkıyor ki olmaması lazım. Belden aşağı sözlerin olduğu bir Ankaralı tayfası çıktı. Şaşkınlıkla karşılıyorum. Kızı ile annesi, babasının önünde bu belden aşağı sözlerle karşılıklı oynuyor. Böyle bir bozulmayı bu halk hiç hak etmiyor" ifadelerini kullanmıştı. Sanatçı Sümer Ezgü'nün düşüncelerine Türk halk müziğinin usta isimleri de destek verdi.
SEKS İÇERİKLİ SÖZLER
Müziğin her türlü yozlaşmasına karşı olduğunu belirten CHP İstanbul Milletvekili ve Türk halk müziği sanatçısı Sabahat Akkiraz, müziğin sadece bir eğlence unsuru olmadığını söyledi. Müziğin hem halkı birleştiren hem de kültürümüzü artıran en önemli kaynaklardan biri olduğunu belirten Akkiraz, "Son dönemde özellikle anonim eserlerin üzerine uygunsuz, kültürel olarak anlamsız ve seks içerikli sözlerin konularak icra edilmesi hem kültürümüz hem de kültürümüzü taşıyan müziğimiz açısından utanç vericidir. Anadolu insanı hiçbir zaman sevgisini, aşkını ya da arzularını bu tip söz ve müziklerle anlatmaz" dedi.
SOSYAL YAPI BOZULMUŞ
Bu müziklerin geleneklerimizde olmadığını belirten ünlü sanatçı Musa Eroğlu da toplum bir taraftan yozlaşmaya başladığı zaman onun nerede duracağının kestirilemeyeceğini kaydetti. Önemli olanın bunlara çanak tutulmaması olduğunu söyleyen Eroğlu, "Sümer'in söyledikleri doğru. Ancak beriye doğru geldiğimizde bunalan bir toplum var. Nerede eğlenecek? İşte o tür yerde eğlenecek ve bu bir sektör artık ve kültürel boyutunun çok ötesinde. Sözlerin müstehcenliğinin yanı sıra Moldova'dan getirilen kızların 50 lira karşılığı barda oynatılmasını, bozulan toplumu düşünelim. Demografik yapı bozulmuş ve onları konuşmak gerekiyor" diye konuştu.
HASSAS DAVRANILMALI
Yıllardır halkın türkülere, müziğine gönül verdiğini belirten ünlü sanatçı Belkıs Akkale ise yapılan her tür müziğe saygı duyduğunu ama konu türküler olunca çok hassas davranılması gerektiğini vurguladı. Türkülerin ortak değerimiz olduğunu belirten Akkale, şöyle konuştu:
"Bunları çok hırpalamadan gelecek kuşaklara aktarmalıyız. Yeni türküler toplumun değer yargılarını henüz tam içine alamamış. Hepimiz çok dikkatli olmak zorunda ve sağlıklı aktarmalıyız. Sümer'e çok katılıyorum. Evet son senelerde artık her şey ticari düşünülmeye başlanıldı. Biz bu kadar hassas düşünürken, birtakım insanlar bunların ticaretini yapmaya başlamış. Sözlerin müstehcenliği, anonimlerde de vardır ama o kadar güzel, saf, terbiyeli ifade edilir ki anlayamazsınız bile."
BUNUN ADI YOZ KÜLTÜR
Sümer Ezgü'nün eleştirilerinde haklı olduğunu belirten CHP Muğla Milletvekili sanatçı Tolga Çandar, kültürün bizim kimliğimiz, kendimizi ifade tarzımız olduğunu belirterek, "Ama birileri bunu yapıyor. Belden aşağı şarkıları yapıyorlar ama ben de dinlemem geçerim. Bir gün bir minibüste denk geldim. 'Taze kavrulmuş çıtır çekirdek gibisin sevgilim' diyor. Sevgilisini çekirdeğe benzeten böyle bir tarif olabilir mi? Yoz kültürdür bunun adı ve bunlara karşı yıllarca mücadele ettim" dedi.
MİLLET REFLEKS GÖSTERMELİ
Kullanılagelen ezgilerin üzerine erotik resim sergilemiş kişilerden bunun hesabını milletin sorması gerektiğini dile getiren İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı'ndan Prof. Dr. Can Etili, "Bu refleksi milletin göstermesi lazım. Sümer Bey de önemli bir refleks göstermiş. Kültürünüzü ticari veya popülist yaklaşımlara alet ederseniz, asimile olursunuz, yok edilirsiniz, sizi o zaman Anayasa bile kurtarmaz" diye konuştu.
CAN YAKAN ACI BİR ŞEY
Ankara'nın 30 yıllık seğmeni ve Ankara Kültürünü Yaşatma Derneği Genel Sekreteri Murat Arslaner, hangi kente gidilse düğünlerde misket gibi bir Ankara havası duyulacağını söyledi. Misket ve Hüdayda gibi havaların aslında birer eğlence aracı değil, ağıt olduğunu ve orijinalinde kadınların bunları oynamadığını kaydeden Arslaner, bu kültürden maalesef uzaklaşıp, oyun havası haline sokulduğunu kaydetti. Arslaner, şunları söyledi:
"Biz bu işi bu hale getirenlerle şiddetle mücadele etmeye devam edeceğiz. İlgili bakanlarımıza bu bozulmuşluğu arz ettik. Ne idüğü belirsiz yarı çıplak bir sürü kızcağızı çıkarıyorlar, bir sarhoşluk, berduşluk rezaleti Ankara havaları diye. Maalesef tüm Türkiye'de duymaya başladık ve çok can yakan acı bir şey. Bizimle uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur. Seğmenler ne kaşıkla ne zille oynar ne gerdan kırar ne de kalçasını oynatır. Çok ciddi bir kültür bozulması var."
Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA)