Deniz Feneri e.V davası savcılarının HSYK tarafından görevden alınmasından sonra böyle bir kararın beklendiğini belirten Sapan, “Filolar halinde cezaevinde sanıkları ziyaret eden AKP milletvekilleri ile bakanlar, bunun işaretini vermişlerdi. AKP’li bakan ve milletvekilleri, başta Zahid Akman ve Zekeriye Karaman olmak üzere sanıklara verdikleri sözü tutmuş oldular. Bu saatten sonra kimse bağımsız yargıdan bahsedemez. Bunların büyükleri, Sivas’ta 33 aydını yakanlara da benzeri desteği vermişlerdi. Cezaevlerinde sanıkları ziyaret edip avukatlıklarını üstlenmişlerdi. O davanın ne olduğu malum. Sivas’ın baş sanığının, karakolun yanı başında 18 yıl yakalanmadan yaşadığı, eceli ile ölmesi sonucu ortaya çıktı. AKP’nin organik ilişkiler içinde olduğu Deniz Feneri e.V de benzeri bir yola girdi” şeklinde konuştu.
Türk ordusunun komuta kademesindeki subayları ile aydınların ve gazetecilerin eften püften nedenlerle Hasdal ve Silivri’de yıllarca tutulduğunu, tahliye istemlerinin ısrarla reddedildiğine dikkat çeken Yıldıray Sapan şunları söyledi:
“Uydurma nedenlerle tutuklanan subay ve aydınlar onlarca duruşma yapılmasına rağmen ısrarla demir parmaklık arkasında tutulurken, milyonlarca Euro’luk vurgundan tutuklanan AKP’nin yandaşları duruşmaya bile çıkmadan tahliye edilmektedir. Recep Tayyip Erdoğan’ın gözdesi bakanlardan Beşir Atalay’ın köstebek olduğu ortaya çıkan Deniz Feneri e.V davasının bu seyri izleyeceği baştan belliydi. AKP ile kendilerine ilintili kişilerin gurbetçileri dolandırmasını, dini duygularını sömürmesini, saf Müslümanların paralarını söğüşlemesini görmezden gelmesi bizim için şaşırtıcı değildir. Üstelik bir de bunlar yapanları devlet yönetiminde üst düzey görevlerle ödüllendirilmesi, AKP’ye yakışan bir davranıştır. AKP usulü adalet de zaten bu kadar olur.”