Şu günlerde CHP'nin özellikle Ankara, İstanbul, Antalya ve İzmir'de belediye başkanlığına aday gösterilmeyenlerin isyanı yaşanıyor. Daha önce CHP'den aday gösterilmeyenler soluğu DSP'de aldı ve bu partiden belediye başkan adayı oldu.
Peki bir partiden aday gösterilmeyenin başvurusu kabul edilmeyince başka partiden aday gösterilebilmesi mümkün mü? Bunun mümkün olmadığı daha önceki Yüksek Seçim Kurulu Kararlarıyla ortada.
Bu sefer ne değişti? Bu kez koşullar farklı mı? Bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var. Yüksek Seçim Kurulu bir müracaat üzerine bir partiden adaylık başvurusu yapan kişinin daha sonra diğer partiden adaylığının yolunu açtı.
Yüksek Seçim Kurulu 30.1.2014 tarihinde 277 sayılı kararı ile "Bir siyasi partiden merkez yoklamasına katılan aday adayının, o partiye ait aday listesinin il/ilçe seçim kurullarına verilmesinden önce aday adaylığından ayrıldığı takdirde, partisinden vaki aday adaylığından vazgeçmiş sayılacağından, başka bir siyasi partiden merkez yoklamasına katılabileceği gibi partisinden istifa etmesi koşuluyla bağımsız adayda olabileceğine," oybirliğiyle karar verdi.
YSK bu kararı neden verdi? Deniyor ki, CHP'de yaşanan küskünlüğü derinleştirip, oyları bölmek. Bunu diyenlerin şöyle bir kanıtları var: YSK 40 yıllık içtihadını değiştirdi! Hafta sonu İzmir Barosu seçimleri sırasında görüştüğüm usta siyasetçi, usta hukukçu Sabri Ergül, YSK kararına karşı bu kararın kaldırılması için başvuracaklarını söyledi. Yine usta siyasetçi ve hukukçu Ali Büyükkayıkçı Siyasi Partiler Yasası 'nın 40. Maddesinin bir kişinin bir partiden adaylık başvurusundan sonra başka partiden adaylığının mümkün olmadığını belirtti.
Büyükkayıkçı Yüksek Seçim Kurulu kararlarına karşı daha üst kurul olmadığı için müracaat imkânı olmadığını ancak, YSK'nın da kanunun açık hükmüne aykın karar veremeyeceğini açıkladı. Sabri Ergül ile görüşmemize göre; YSK'ya müracaatın şu önemi var.YSK bu kararından dönebilir. Kanuna açıkça aykırı bir kararı maddi hata nedeniyle yine kendisi değiştirebilir. Aşağıda Siyasi Partiler Yasasının 40'inci maddesini yayınlıyorum. İsteyen kanun maddesini irdelesin. "Siyasî partilerde aday adaylığı ve merkez adaylığı: Madde 40 - (Değişik birinci fıkra: 28.3.1986 - 3270/11 md.) Siyasi partiler, Anayasa ve kanunlarda belirtilen şartlara aykırı olmamak kaydıyla adaylarda daha başka ne gibi şartlar bulunması gerektiğini tüzüklerinde gösterebilirler. Bir kimse, aynı zamanda, önseçimlerde ve merkez adaylığında değişik siyasi partilerden veya aynı partiden, aynı seçim için birden fazla seçim çevresinden önseçime katılamaz. Bir kimse, bir partiden önseçim veya merkez adaylığı yoklamasına katıldıktan sonra başka bir partiden merkez adayı gösterilemez ve partisinden istifa etmedikçe bağımsız aday olamaz." Bu metne göre partiden istifa ile bağımsız aday olabilmenin önünde bir engel bulunmuyor. Ama tartışma konusu başka partiden aday olunup olunamayacağı ile ilgili. Kanunun 40. Maddesinin altında şöyle de bir metin var? "(1) Bu fıkrada yeralan, "Bu Kanunun 38 inci maddesinde yazılı kontenjan adaylığı ile" ibaresi, 27.10.1995 tarih ve 4125 sayılı Kanunun 21 inci maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olup, metinden çıkarılmıştır." Sabri Ergül'ün YSK'ya başvurusu kabul edilirse küskünler yine küsecek. YSK başvuruyu kabul eder ve önceki kararından dönerse CHP'den aday olamayanların adresi DSP veya İşçi Partisi veya başka bir parti olamayacak!
Birol Keskin/YENİ GÜN