Av. Mesut Özderin'in konuşmasıyla damga vurduğu Zoom üzerinden yapılan törene çok sayıda izleyici ile Antalya Barosu Başkanı Av. Hüseyin Geçilmez, Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Altunkaya, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Aslan Delice, Özderin Avukatlık Bürosu kurucusu Mesut Özderin, eşi Nurten Fidan Özderin’in yanı sıra jüri üyeleri Prof. Dr. Murat Volkan Dülger, Dr. Öğr. Üyesi Cansu Topal ve derece alan öğrenciler katıldı.
Yarışma, Türkiye'de eğitim veren tüm devlet ve vakıf üniversitelerinin hukuk fakülteleri lisans öğrencilerinin katılımı ile gerçekleşti. Her sene belirli bir konunun belirlendiği makale yarışmasında bu yıl ‘'Sosyal Medyanın Denetimi’ başlıklı makaleler yarıştı. Prof. Dr. Murat Volkan DÜLGER, Sayın Doç. Dr. Hasan SINAR, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Cansu TOPAL’dan oluşan jüri tarafından yapılan değerlendirme sonucunda yarışmanın birincisi Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi Abdurrahman Akyol , ikincisi İbn Haldun Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Abdülmecit Güldağı ve üçüncüsü Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Semih Özdurak’a ödülleri ve plaketleri de sanal olarak takdim edildi.
Törende konuşan Akdeniz üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Mehmet Altunkaya, yarışmanın geçmiş dönemdeki çalışmalarını özetlemesini müteakip bu seneki konunun “ Hukuki dinlenilme hakkı” olduğunu duyurdu.
Altunkaya şunları söyledi:
“ Herkes mahkeme önünde dinlenilme hakkına sahiptir. Söz konusu hak hem aleyhe olan deliller hakkında savunma da bulunabilmeyi hem de lehe olan delilleri ileri sürebilmeyi içerir. Gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gerek Anayasamızın 36.Maddesinde yer alan hak arama hürriyeti yine Ceza Muhakemesi Kanunu’nda ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yer alan bu ilke bir de öğrencilerimiz tarafından makale olarak yarışmada ele alınmasını istedim. Bu nedenle gelecek yıl yarışma konusunu 'Hukuki Dinlenilme Hakkı' olarak belirledik."
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Dekan Yardımcısı Dr.Öğr.Üyesi Aslan Delice ise konuşmasında ; Hasan Özderin Makale Yarışması’nın genç hukukçuların önünün açılması konusunda büyük rol oynadığını belirterek, Özderin Avukatlık Bürosu ve Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi yönetimine şükran duygularını iletti. Delice, “Fakültemiz öğrencisinin birinci olması yarışmanın nesnel değerlendirilmesi bizi çok mutlu etti. Dereceyi paylaşan öğrencileri tebrik ederim” dedi.
Prof. Dr. Murat Volkan Dülger konuşmasında ;“Genç hukukçulara umut olmak için yapılan bu yarışmanın düzenlenmesinin genç hukukçular açısından mükemmel bir etkinlik olduğunu” ifade etti.
Dr. Cansu Topal ise katılımcılara güzel düşüncelerini ve ifadelerini kendileriyle paylaştıkları için çok teşekkür ettiğini bildirdi.
Yarışmanın üçüncüsü Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Semih Özdurak, “Değerli jüri üyelerimiz makalemi dereceye değer gördükleri için teşekkür ediyorum ve katılımcı arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Umarım hayatları boyunca nice başarılara imza atarlar” dedi.
Yarışmanın ikincisi İbn Haldun Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Abdülmecit Güldağı ise konuşmasında, hayalinin akademisyen olmak olduğunu ve bu tür makale yarışmalarının daha teşvik edici hale getirdiğini dile getirdi.
Yarışmanın birincisi Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Abdurrahman Akyol ise konuşmasında şunları söyledi:
“Öğrencilerin kendini geliştirebilecekleri kendilerini ifade edebilecekleri böylesine düzenli olarak icra edilen bir yarışmanın var olması bizler açısından oldukça önemlidir. Katılan yarışmacı arkadaşlara ve jüri üyelerine teşekkürlerimi iletiyorum.”
MESUT ÖZDERİN’DEN ÇARPICI KONUŞMA
Babası adına düzenlediği yarışmanın 11’ncisinde bir konuşma yapan Av. Mesut Özderin, avukatlık mesleğinin gün geçtikçe cazibesini yitirdiğini vurguladığı konuşmasında şunları söyledi:
“Öncelikle süreç boyunca hukuk fakültelerinde yarışmayı duyurmak için çok çalışan sevgili stajyerlerime, yarışmanın sekreteryasını yürüten ekip arkadaşlarıma, koordinatörümüz Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim üyesi Dr. Nurullah KANTARCI hocamıza, ilk yarışmadan beri desteğini esirgemeyen yarışmanın hamisideğerli dekanım Prof. Dr. Mehmet ALTUNKAYA’ya teşekkürlerimi sunuyorum.
Aynı şekilde ve önemle, hiçbir karşılık beklemeksizin değerli vakitlerini bu işe ayıran değerli juri üyelerimiz Sayın Prof. Dr. Murat Volkan DÜLGER, Sayın Doç. Dr. Hasan SINAR, Sayın Dr. Öğr. Üyesi Cansu TOPAL’a minnet duygularımı arz ediyorum.
Dün Baro Başkanıma toplantıyı hatırlatmak için yazdığımda bugün için 29 meslektaşın yemin töreni olduğunu, uygun bir anda yayına gireceğini söyledi… Bizim konuşmamız esnasında yemin edecek meslektaş sayısı artarak 33’e ulaşmış…
Kasım 1994’de Ankara Barosundan Antalya Barosuna kaydımı aldırdığımda bana verilen sicil 1184 idi. 68 yaşında1184 üncü avukat olarak beni kaydeden baromuz, 96 yaşında az önce 8.970 inci avukatını kaydetti.
68 yılda 1184, 28 yılda 7.786 avukat
11 senedir bütün okullara afiş gönderdiğimiz halde sayısından bir türlü emin olamadığım hukuk fakültelerinden yüzlerce genç gelecek kaygısı ile mezun olurken, geçenlerde kadromuza yeni bir meslektaş katmak için yaptığım iş görüşmelerinde “ücret talebiniz nedir” sorusuna yeni avukatların hemen hemen tamamının cevabı aynı idi “asgari ücretin bir tık üstü”…
Gün geçtikçe cazibesini kaybeden avukatlık mesleğinin, hukukçuluğun geldiği noktada derin bir teessürün içindeyiz artık… Sanki Can Yücel’in dizelerinin arasına sıkıştık “Hangi kamusu açarsan aç / ister Kabus-u ister Larus’u / Mutluluk denemez bu halimize…”
Bir başka şair de zannetmiyorum bizi anlatmak için yazdığını ama “trajik mutsuzluk dedikleri bu olsa gerek / yerimizin neresi olduğunu bilmiyoruz / bir yerimiz var mı? / kuşkuluyuz / ya buraya nasıl geldiğimiz” diyor…
Emekli bir polis memurunun oğlu olarak bit pazarından palto alarak staja başladığım günden bu yana geçen 30 yıldan fazla sürede eriyip giden mesleğimin geldiği noktada üzüntü duymamak imkânsız…
Her sene 20 civarında makale ile gençler yarışırken ve kaba bir hesapla 50.000 ‘den çok fazla olduğunu düşündüğüm öğrenci sayısı içerisinde bu sayıyı beğenmezken, bu sene sadece 10 makalenin yarıştığını görmek gerçekten üzücü…
Sayıca çokluğun nitelikçe getirdiği zaafiyet artık bütün süreçlere tesir etmeye başladı…
Umut vermek için değil; hiçbir zaman geç olmadığını düşünenlerdenim… O nedenle yol hala yakınken hukukla ilgili sorunların çözüme kavuşturulması için herkesin üzerine düşen yükü sırtlaması gerektiğine inanıyorum.
Bu yarışma her şeyimi borçlu olduğum mesleğim için kendimize düşeni yapmaktan ibaret… O karanlığı aydınlatacak kendimize ait mumu yakmak… Zira bizim hedefimiz geçmiş bütün törenlerde söylediğim gibi bir sayfa fazla okutmak, yarım sayfa fazla yazmak için vesile olmak… Bu nedenle özellikle saygıdeğer hocalarımızdan, sevgili öğrencilerimizden desteklerini esirgememelerini bir kez daha rica ediyorum.
Nitelikli hukukçular ülkemizin en önemli ihtiyacıdır. Uzayan yargı süreçleri, Adalet Bakanlığının kendi istatistikleri ile yüzde 60 oranında üst mahkemelerce bozulan kararlar son bulmadıkça, insanların yargı sistemine olan güvenleri tazelenmedikçe aldığımız nefeste hep bir şeyler eksik olmaya ve o eksikler canımızı yakmaya devam edecektir…
Zaman zaman müvekkillerle olan görüşmelerde “Sizin davanızı 5 yıl sonra kazandığımızda siz ne kazanmış olacaksınız? ” sorusunu ve bunun cevabı olan anlamsız bakışların artık son bulmasını diliyorum.
Bireylerin yargının sorunlarını bilerek her derdini mahkemeye götürmeyerek kendileri için sisteme katkı yapmalarını diliyorum.
Ve artık hepimizin öğrenmesini diliyorum ki hiçbir davanın kazananı yoktur, kaybedeni ve daha çok kaybedeni vardır.
Hayalim ufku açık, geleceği aydınlık binlerce hukuk öğrencisinin mezun olduklarında ihtiyaç olan her yerde makamlarının ağırlığını doldurarak görev yaptığı bir ülkedir.
O ülke;hukuka saygının kurallara uymaktan, ahlaklı olmaktan geçtiğinin farkında olan bireyin; kendi kiracımı bir an evvel nasıl çıkarırım kendi kiraya verenimi ise biraz daha nasıl süründürürüm arsızlığından, arayışından vazgeçtiği ülke olmadığı sürece beklediğimiz sabaha kavuşmanın zor olacağını düşünüyorum.
Bu şartlarda hukukçu ya da vatandaş, yargının sorunlarının çözülmesi için hepimizin omuzlarında ağır yükler olduğunun farkında olarak, yine Can Yücel’in dizeleri ile gelecek seneye kadar hoşçakalın diyorum…
Ben de yaktım emektar lüküsü
Yaparmışçasına süksü
ohhh be ohhhh
Görür oldu göz gözü
Dağıtalım diyorum,çocuklar,bu kara dumanı
Gül alıp satmanın tamdır zamanı!...”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |