Cinayetin ardından kan donduran hikâye çıktı. Kızların sorgusunda anlattıklarından yılların dedektifleri bile etkilendi.
Hürriyet'in haberine göre, Gülseren Süngü üç evlilik yapmış, bu evliliklerinden iki kızı olmuştu. Kızlarıyla 8 yıl önce Balıkesir’den İzmir Aliağa’ya yerleşen Süngü, burada birahanelerde garsonluk yaparak geçimini sağlıyordu. Kızlar büyüdükçe sorunlar da çıkmaya başladı. Bir taraftan annelerinin rahat hayatından rahatsız olan ancak büyüdükçe özgür yaşamak isteyen kızlarla anneleri çatışmaya başladı.
EVDE TACİZ EDİYORLARDI
Büyük kız Şeyda geçen yıl liseyi bitirip üniversiteyi kazandı ancak Muğla’daki üniversiteye kaydını dondurdu. Kardeşi B. ise liseye devam ediyordu. İddiaya göre annelerinin farklı erkek arkadaşları eve geliyor, zaman zaman kızları taciz ediyorlardı. Annenin cep telefonundaki bir videoda da kızlarını erkek arkadaşlarının yanında dans etmeye zorladığı görülüyor.
25 BIÇAK DARBESİ
12 Eylül’ü 13 Eylül’e bağlayan gece kızlar annelerinin 03.00’te eve gelip uyumasının ardından 06.00’da sessizce kalktı. Önce aldıkları şok cihazıyla bayıltmaya çalıştılar. Gülseren Süngü bayılmayınca kafasına şok cihazıyla vurdular. Sonra da defalarca bıçaklayarak annelerini öldürdüler. Bir süre sonra anne Süngü’nün minibüs şoförü olan erkek arkadaşı Erhan Ş.’ye (27) “İbo gelecek, benden habersiz eve gelme” yazılı SMS geldi.
Erhan Ş. durumdan şüphelendi. Eve gitti ve genç kadını kanlar içinde yerde yatarken buldu. Telefonla polisi ve Süngü’nün kızları Şeyda P. ve B.P.’yi aradı. Süngü, 25 bıçak darbesiyle olay yerinde hayatını kaybetmişti. Sorgularında annesinin ‘İzmir’e gezmeye gidin’ dediğini ve evde bulunmadıklarını söyleyen Şeyda P. ve B.P.’nin şüpheli hareketleri İzmir’den Aliağa’ya giden cinayet büro amiri, emniyet büro amiri, komiser ve iki ekipten oluşan deneyimli polislerin dikkatini çekti. Sabah 09.00’da başlayan sorgu 21.00’de kızların cinayeti itirafıyla bitti. Kızların itirafını özel sorgu yöntemi sağladı.
Dede, ilk damadını suçladı
Gülseren Süngü’nün babası Kasım Süngü “İlk kocası kadın satıyordu. Büyük torunumu da satmaya çalıştı. Balıkesir’e, sonra da Aliağa’ya yerleştiler. Aydın’dan kaçmalarının sebebi budur” dedi.
400 cinayet gördüm böylesine şaşırmadım
Güzellikleri ve sakinlikleriyle dikkat çeken iki genç kızın sorgusunu yapan İzmir Emniyeti Cinayet Masası’nda görevli genç komiser sorgu sırasında yaşanan anları Hürriyet’e anlattı: “Futbol hakemi de olduğum için evdeki futbol madalyaları dikkatimi çekti. Ablanın madalyalı bir futbolcu olduğunu öğrendim. Bu ortak noktadan hareketle daha karşılıklı güven içinde konuşmalar gelişti. Kızlar ilk önce farklı farklı kişileri hedef gösteriyordu. İş böyle çok karışmıştı. Çünkü çok sayıda isim geçiyordu. Ancak kızlardan birinin topuğunda kan izini görünce çıkarmaya çalışıp başarılı olamadıklarını anladık. Kadının parmaklarında da bir saç bulmuştuk. Tüm bunlar üst üste gelince kızlar üzerinde yoğunlaştık.”
ABLANIN NABZI 140 ATIYORDU
“Ablanın nabzı 140 atıyordu ama sakin durmaya çalışıyordu. Bu da deneyimimize dayanarak dikkatimizi çekti. Ayrı odalarda çapraz sorguya almaya karar verdik. Bir ağabey gibi yaklaştık. Eğer sonradan suçlu bulunurlarsa ne kadar şimdi itiraf ederlerse ne kadar ceza alacaklarını anlattık. Onları bir ağabey gibi çok sevdiğimizi, yanlarında olduğumuzu anlattık. Ağlayarak çözüldüler. Cinayeti işlediklerini itiraf ettiler. Her aşamasında çok pişman olduklarını ama artık geri dönüşü olmadığı için duramadıklarını söylediler. 27 yaşındayım bugüne kadar 400 cinayet çözmüşümdür. Ama bu kadar acıdığım üzüldüğüm bir durum olmadı. ”
‘ANNEM MAKASLA DÖVÜYORDU’
“Kızlar annelerinin gece hayatından, erkeklerle birlikte olmasından çok etkilenmişler. Makasla, dayakla şiddet uyguladığını, küfür ettiğini oysa kendilerinin okuyup güzel bir hayatları olmasını hayal ettiklerini ağlayarak anlattılar. Bu da çok etkiledi. ‘ Annemizi sevmiyorduk ama öldürecek kadar da değildi. Eve erkek arkadaşları geliyordu. İstemiyorduk. Bize çoğu zaman küfür, makas ve şiddetle saldırdığı için canımıza tak etti’ sözleriyle cinayeti işlediklerini itiraf ettiler.”