Konyaaltı Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (KONYSİAD) Rixos Downtown Otel’inde gerçekleştirildiği toplantıda konuşan Bahar, hem OSB’de yaptıklarını anlattı, hem de sorular üzerine ATSO seçim süreci ile ilgili bilgi verdi.
Ali Bahar, ATSO seçimlerinde başkanlığa aday olduğunu hatırlatıp görüşünü soran bir işadamına şunları söyledi:
“ATSO, Antalya’nın en büyük lobi kuruluşudur. Yapılması gereken şey tekil projeler değildir. Şehrin barışık gücü olmalıdır. Bütün belediyeleri bir entegrasyon halinde çalıştırma konusunda istekli hale getirmelidir. Ve Antalya’nın lobisini yapma konusunda birinci kurum olmak konumundadır. Antalya bir şehir değil ülkedir. Ülke mantalitesiyle bakılarak yönetilmelidir. Tek başkana değil çok başkana, istişareye ihtiyacı vardır. Dolayısıyla biz bunları daha iyi yapabileceğimizi düşündüğümüz için buraya aday olmayı düşündüm.”
Bahar, ‘Bu düşünceniz devam ediyor mu?’ sorusuna, ‘Devam ediyor. Sonuna kadar. Geri dönüş söz konusu olamaz’ cevabını verdi.
SİYASİ DÜŞÜNCENİZ NEDİR?
Bir işadamının, ‘Siyasi düşünceniz nedir?’ sorusu üzerine ise Ali Bahar şunları söyledi:
“OSB’de son seçimde yüzde 98’le başkan oldum. Sanayicinin yüzde 98 oyunu aldım. Artık bizim siyasi bir görüşten bahsetmemiz söz konusu olamaz. Öyle bir şeyin gerekliliği yok. Biz işi siyasetten uzaklaştırmaya çalışıyoruz. Bundan uzaklaştırabilirsek şehre katma değer yaratabileceğimizi düşünüyoruz. Sanayicinin yüzde 98’inin oyunu almış biri olarak benim siyasi görüş belirtmek tek kelimeyle saygısızlık olur. Bundan sonra siyaset düşünüyor musun diyorlar. Daha bir koltuğa oturmadan başka bir koltuğu adres göstermek o koltuğa yapılacak en büyük saygısızlıktır. Ve koltuğu değersizleştirmektir. Biz o koltuğa değer katmaya geliyoruz. ATSO seçimleri bir savaş değil, bir yarış. Kazananı Antalya olan bir yarış… Rekabet kalite getirir. Biz Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nı 25 bin aktif, 40 de aktif olmayan üyesiyle birlikte yönetmek istiyoruz.”
ANTALYA OSB, İLKLERİN OSB’Sİ
AOSB’nin Türkiye’de faaliyette bulunan OSB’ler içinde hep ilkleri gerçekleştiren OSB olduğunu belirten Bahar, 4 ve 5. tevsi alanlarının devreye girmesi ile sanayi alanlarının 7 milyon metrekare alana çıkacağını ve 7 bin kişi istihdama ulaşacağını söyledi.
Türkiye’nin 5. en büyük OSB’si olduklarını belirten Bahar, bölgede faaliyette bulunan fabrika ve işletmelerin ticaret hacminin 8 milyar lirayı, ihracatın da 600 milyon dolara ulaştığını bildirdi.
Antalya OSB’nin adeta belediye gibi çalıştığını ifade eden Ali Bahar, OSB’nin elektrik, su ve doğalgaz gibi altyapı yatırımlarını OSB olarak kendilerinin yaptığını kaydetti. Ali Bahar, ‘’Antalya OSB’nin bütçesi Burdur gibi Anadolu kentleri belediye bütçesine denk. OSB’yi 300 firmamız temsilcileriyle birlikte yönetiyoruz’’ dedi.
Antalya OSB’nin Türkiye’deki OSB’ler içinde hep ilkleri yaptığına dikkat çeken Bahar, ‘ilk’leri şöyle sıraladı.
‘’OSB’ler içinde ilk Teknik Meslek Lisesi Antalya OSB’de yapıldı. Kendi seramızı kurarak 300 bin mevsimlik çiçek üreterek sanayicimize veriyoruz. Türkiye’de 3 kez, çevre ödülü alan en çevreci OSB’yiz. Dünyada ilk olan iş ve teknoloji konseptli otel yaptık. Çocukları annelerinden ayrılmaması için kreş yaptık. Sanatla sanayinin içiçe olduğunu gösterdik ve karikatür yarışması düzenledik. Türkiye’nin ‘en ucuz’ elektrik, doğalgaz ve suyunu kullanan OSB’yiz. Eğitim birimi kurduk. İnsan kaynaklarını, insan kıymetleri olarak değiştirdik. Bir yılda 5 bin sertifika verdik. Sanayicin nitelikli eleman arayışına çözüm buluyoruz.’’
Antalya OSB içindeki şirketlerin markalaşmasına da katkı yapacaklarını anlatan Ali Bahar, Antalya kentine daha fazla katma değer yaratmak amacıyla Teknoloji Geliştirme Merkezi kuracaklarını bildirdi.
Teknoloji Geliştirme Merkezi’nin Antalya’nın tanıtılmasında ve daha fazla insan gelmesini sağlayacağını anlatan Ali Bahar, şunları kaydetti.
‘’Antalya’ya en güzel otelleri yapmışız ama turisti kentin içine getiremiyoruz. Neden turisti heyecanlandıracak bir şey yok. Kent içinde turisti heyecanlandıracak işler yapmalıyız. Bunun için de Teknoloji Gelişim Merkezlerine ihtiyaç var. Antalya’yı Fransa’nın hatta Avrupa’nın Silikon Vadisi olan Nice kenti gibi hem sanayi, hem turizmle iç içe gelişmesini sağlamamız gerekiyor. Antalya kenti için daha fazla katma değer yaratmalıyız. Antalya’yı kent olarak değerlendirmemeliyiz. Bir ülke olarak değerlendirmeli ve tanınmalı ve bir ülke gibi yönetilmeli. Turist, gittiğinde 'Türkiye’ye değil, Antalya’ya gidiyorum' imajını yaratmalıyız."