Her çocuk, emniyet duygusu ile birlikte, huzur ve güven içinde yaşamak, kabul görmek, fikrine önem verilmesini ister.
Başkası ile mukayese edilen, aşağılanan, hor görülen, kendini emniyet ve huzur içinde bulmayan, kendini kötü hisseden çocuk ruhsal yönden mutlu olması, doyuma ulaşması düşünülemez.
Yaşanılan olumsuzluklar beraberinde de bazı sıkıntıları getiriyor. Bunların başında madde bağımlılığına yatkınlık geliyor. Geçen hafta katıldığım ‘Bağımlılık yapıcı maddeler’ konulu panelin bitiminde her halinden oldukça dertli bir anne ve baba, bağımlı bir çocuklarının olduğunu, sentetik kannabinoid madde kullandığını, madde bulamadığında da aileye şiddet uyguladığını anlatıyorlardı.
Daha da acısı gece uyurlarken yatak odasında beyzbol sopasıyla uyumak zorunda kalmanın canlarını nasıl acıttıklarını ifade ederlerken, gözlerindeki ızdırabı okuyordum. Sopayla uyuyorlardı. Çünkü çocukları gece aniden saldırırsa kendilerini korumak için bulunduruyorlardı.
Anne ve babanın çocuklarına karşı takındıkları yanlış tutum ve davranışların onu nasıl adım adım madde bağımlılığına götürdüğünü de ifade ettiler. Hem anneyi hem de babayı sabırla dinledim. Yaptıkları hataları da samimi olarak belirttiler. Bağımlı çocuklarını ’biz görmedik, biz yaşamadık, biz acı çektik, yokluk yaşadık ama oğlumuz görsün, yaşasın, acı çekmesin, yokluk nedir bilmesin’ diyerek oldukça serbest ve başıboş yetiştirdiklerinden muzdarip olduklarını her fırsatta anlattılar. Bazı dönemlerde anne çocuğa kızarken baba çocuğu korumuş. Bazen de tersi olmuş. Baba kızarken anne çocuğu korumuş. Ailenin maddi durumu çok iyi. Her türlü oyuncağa ve hediyeye boğulan çocukları erken yaşta her şeye ulaşmış, yaşamış. Ne istemişse eksiksiz yerine getirilmiş.
Ruh sağlığı uzmanlarının belirttiğine göre, bir davranışın ebeveynlerden biri tarafından onaylanıp diğeri tarafından onaylanmaması, çocuğun kafasını karıştırıyor. Çocuk hangi davranışın uygun olduğunu öğrenemiyor. Çok katı sınırların (aşırı kontrolcülük) veya çok geniş sınırların (kontrolsüzlük) olması. Çok katı sınırlar çocuğun deneyip yanılarak öğrenmesini engelliyor, bu çocuğun gelişimini olumsuz etkiliyor. Kontrolsüzlük de çocuğun nerede durması gerektiğini bilmemesine neden oluyor. Anne-babanın kararlı olmaması: Çocuğun uygunsuz davranışı karşısında ceza verileceğinin söylenmesi ama cezanın uygulanmaması.
Bu durumda çocuğa şöyle bir mesaj veriliyor; ‘biz ceza vereceğimizi söyleriz ama bunu uygulamayız.’ Böylece çocuk gerçek bir ceza almayacağını öğreniyor ve aynı davranışı tekrarlıyor. Cezanın davranışla tutarlı olmaması. Verilecek cezanın çocuğun davranışıyla tutarlı olması gerekiyor. Çok hatalı davranış karşısında az ceza vermek, çok küçük bir hatada ise büyük bir ceza vermek çocuk için öğretici olmaz. Hatalı davranışa anında müdahale edilmemesi: Cezanın uygun olmayan davranıştan hemen sonra verilmesi, o davranışın tekrarlanmaması için önemli. Verilen cezaların çocuğun yaşına göre ve gelişimine uygun olmaması. .Olumlu davranışın tekrarlanması için pekiştirilmesi önemli. Çocuğun bir davranışı tekrarlamasını istiyorsanız ‘aferin’ demek, o davranışı tekrar yapması için onu motive eder. Açıklama yapmadan ceza vermek. Bir ceza verirken, bunun neden verildiği, hangi davranışın yapılmasından ya da yapılmamasından dolayı ceza aldığı çocuğa anlatılmalı. Bu hem uygun olmayan davranışın tekrarlanmaması için ona fikir veriyor hem de boşuna cezalandırıldığını düşünerek ilişkinin bozulmasını önlüyor.
Çocuğa rüşvet vermek. Çocuğa sorumluluklarını yerine getirmesi için rüşvet vermek uygun bir yöntem değil. Sorumluluklarını yerine getirmek çocuğun görevi, ona verilecek ödül sorumluluklarını yerine getirdiğinde ya da uygun bir davranış yaptığında; ‘aferin, eline sağlık, bravo sana’ şeklinde sözlerle olmalı. Fiziksel ve duygusal cezalandırma. Bu yöntem, disiplin uygulamadaki en hatalı yöntem. Hiçbir davranış fiziksel cezalandırmayı hak etmez. Çocuk yetiştirirken fiziksel cezalandırma hiçbir şekilde kullanılmamalı. Aynı şekilde duygusal cezalandırmalar da çocuğun gelişimini olumsuz etkilemektedir.
Çocuğun uygun olmayan davranışı karşısında küsmek, bağırmak, aşağılamak gibi davranışlardan kaçınmak gerekiyor. Birbirinden farklı ilgi ve yetenekleri olan çocuklarımızın istediğimiz her alanda başarılı olmalarını beklemek çocuğun daha fazla baskı hissetmesine neden olacaktır. Bu konuda yapılması gereken onların ilgili ve yetenekli olduğu konularda daha fazla destek olarak gelişmelerini sağlamaktır. Çocukları şartsız olarak sevmeli ve bunu kendilerine hissettirmeliyiz. Çocuğun başarılı oldukça sevileceğini düşünmesi telafisi zor hatalar doğurmakta ve ailesiyle ilişkilerine zarar vermekte, çocuğun sürekli baskı altında kalmasına neden olmaktadır. Anne ve babalar tutarlı davranışlar sergilemelidir. Çocukların sadece biyolojik ihtiyaçları değil, şefkat, sevgi, ilgi, gibi ruhsal gıdaları da sağlanmalıdır. Aksi takdirde aile büyük bedeller ödemektedir.
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |