Ümit Uysal’ı il başkanlığı döneminden, yani 2001 yılından bu yana tanırım. İyi bir siyasetçidir. O tarihi takiben eden yıllarda da sık sık görüşür, sadece siyasete değil, hayata dair konuşurduk. Felsefeyi hatim etmiş, hoş sohbet biridir.
Siyasete, yönetici anlamında ara verdikten sonra da buluştuk, konuştuk. Yüz yüze olmasa da bir olay sonrası, kısa değerlendirmeler için birbirimizi arardık. Onun siyaset arabası rolantide giderken, aniden gaza bastı ve sert bir dönüş yaptı. Belediye başkanı oldu. Eskisi kadar sık olmasa bile yine de basın toplantılarının devamında bir kahve içimi kadar sohbet etme imkanı buluyoruz.
Geçen gün, Uysal’ın Gençlik Evi tanıtım toplantısına gittim. Sadece bu mekanla ilgili değil, yaptığı diğer işlerle ilgili de bir sunum gerçekleştirdi.
Başkan olduktan sonra şöyle bin kanı vardı; ‘Süleyman Evcilmen gibi kurt bir siyasetçi ve belediyecinin gölgesinde kaldı’…
Kulağına eğildim; ‘4-5 aydır iyi duyumlar alıyorum’ dedim.
Doğruydu da…
İnsana dokunmaya başlamıştı.
İnsan odaklı işler yapıyordu. Her gün, her an içlerindeydi. Ayaklarına kadar gidiyordu. Bir bakıyorsunuz, konserde gitar çalıyor, onlarla spor yapıyor, bir bakıyorsunuz bağdaş kurup oturmuş çocuklarla hasbihal ediyordu.
Çamaşırhaneydi, yurttu, kreşti, yaşlı bakım eviydi bunlara daha ağırlık veriyordu. Şimdi hedefinde opera ve gösteri merkezi binası hedefi var.
O günkü basın toplantısında da, ‘Sokakta büyüyen her çocuktan biz sorumluyuz’ derken içten söylüyordu.
Bir dönem AKP’li belediyelere çok puan getiren ‘Beyaz masa’ uygulamasının daha hızlısını Muratpaşa’da ‘Turunç Masa’ olarak kurdu. Buraya başvuranlar konusunda, ‘Torpil, tanıdık ve ayırım yok’ diyor.
Belediyede çalışan personele sahip çıkıyor, çalışmayana ise güle güle demesini biliyor.
Beni en çok mutlu eden de sosyal projelerdeki bir iddiası… ‘Herkese getiremeyeceğim, herkesin eşit olarak yararlanamayacağı bir hizmeti yapmam’ demesi hoş.
Misal; 3 yerde çamaşırhane açmışlar, vatandaşın istemesi halinde 13 yere daha açacaklarını söylüyor. Kreş konusunda da aynı fikirde, yaşlılar evi konusunda da…
Doğrusu da bu…
Belediyede tadımlık, göstermelik hizmetler artık yok.
Yani, reklam olsun, haber torbası dolsun, gazetelerde boy boy fotoğrafım çıksın diye bir kreş açıp, onun ekmeğinden, suyundan yararlanmak yerine, gerçek anlamda hizmet götürmeyi tercih ediyor.
Ben, işim nedeniyle günün 10 saatini Muratpaşa’da geçiren biri olarak anlattıklarından çok mutlu oldum.
İnsana dokunan, insan odaklı hizmeti benimseyen, bu anlamda proje üreten her belediye başkanı kazanır.
Ümit Uysal’ın bir yıl dolmadan kat ettiği mesafeyi önemli buluyorum.
Ve, darısı diğer belediye başkanlarına diyorum.