Turgut Güngör
Diktatörlerin gidişi kanlı olur, sessiz olur, acı olur. Kimi linç edilir, kimi ülkesinden kaçar. Kimi diktatör sayısını bilmediği trilyon dolarlara sahiptir. Hiç bir diktatör yoksul halkı düşünmez, ihtiyaçlarını bilmez, isteklerini dinlemez. Diktatörlük kimi babadan oğula geçer, kimi sözde demokratik seçimle koltukta kalır. Kimi silahla, militanla, sözde orduyla hüküm sürer. Kimi bu devran, bu gösteriş, bu egemenlik hiç bitmeyecek diye düşünür, hareket eder, asar, keser.
Ve bir gün tüm koşullar oluşur. Kimi isyanla baş kaldırır, kimi dış güçler devreye girer, kimi en yakın adamları güvendikleri terk eder.
Suriye direnmeden, silah kullanmadan, savaşmadan beyaz bayrağı çekerek teslim oldu. 61 yıl süren Baas rejimi çöktü. Bir insanın iki dudağının arasından çıkan sözle yönetilen ülke paramparça. Diktatör Esat gitti demokrasi mi geldi? Hayır.
FEDERAL DEVLETÇİKLER
Suriye'de en az iki terör örgütü tarafından el konulan büyük toprak parçasında federal yapı adıyla devletçikler kurulacak. Tüm bunlar tek kurşun atılmadan gerçek olacak. Suriye rejimine bağlı askerler savaşmadan silah bıraktı ülkenin yönetim anahtarını bilmedikleri birilerine verdi.
ABD yıllar önce yazılan Büyük Ortadoğu Projesini ciddiyetle ve titizlikle uyguladı. Irak 3 parça olacaktı, oldu. Suriye dörde bölünecekti, o senaryodaki bölümde. Bugün, güneydeki yanı başımızda Kürtler, Aleviler, Şiiler, Sünniler ve belki Dürziler özerk, federal devletçikler kuracak. Onlara verilen rol ve görev bu. ABD böyle istediği için oluyor. Üstelik bu senaryoda ABD hiç ortalıkta görünmedi. Her şey ABD'nin kontrolündeki silahlı muhalif örgütler tarafından yapıldı. Esad'ın yanından ayrılan Subaylar tarafından başlatılan muhalefet ayaklanması, terör yanlısı örgüt modeliyle bugünlere geldi.
BİR KEZ DAHA KAPIŞMA
Kimse şu soruyu sormuyor ABD neden bu operasyonu yapıyor ve bu bölgede ne işi var? Rusya niçin Şii İran'la birlikte Suriye'yi destekledi ve son anda vazgeçti?
Bugün bayram havasında kutlanan Esat yönetiminin gidişi sonrasında yaşanacak günler çok sakin geçmeyebilir. Terörist örgütler, süper devletler, komşu ülkeler, etnik kökenler, dini bağlar, nüfus yoğunlukları, aşiretler ve Avrupalı dış güçler ülkede cirit atacaktır. Söz sahibi olmak isteyen güçler Suriye'nin petrolünü kullanmak, yeniden inşasını yapmak, büyük mirasını bölüşmek için ilerideki dönemde bir kez daha kapışacaktır. İsrail'in güvenliğini sağlamak amacıyla yıllar önce yazılan senaryo, yeni durumda bazı rötuşlar yapılarak bu kez farklı boyutlarda daha sert uygulanacaktır.
Sınırımızda savaş bitmedi tüm güçler yeni duruma göre pozisyon alacak ve büyük kapışma daha sonra başlayacak. Bugünkü durum, büyük vuruşma öncesi sessizliktir.
SURİYE'YE ÖZEL İLGİMİZ
Türkiye ilk günden bu yana Suriye konusunda aktif rol aldı ve ülkenin toprak bütünlüğünün korunması için koşulları zorladı. Suriyeli sığınmacılara kucak açan Türkiye, muhaliflerin kurduğu hükümete Gaziantep ve İstanbul'da ev sahipliği yaptı. Özgür Suriye Ordusunu destekleyen Türkiye, Suriye topraklarında 30 kilometrelik güvenlik bölgesi oluşturdu. Türk Silahlı Kuvvetleri özel birlikleri, komşu ülkede yıllardır 4 büyük harekat/operasyon ile varlığını gösterdi.
Son durumla ilgili olarak kayıp ve kazanç hesabı yapmak için çok erkendir. Türkiye güneyde 911 kilometre uzunluğundaki sınırın güvenliği ve Suriye'de en büyük nüfusa sahip Türkmenlerin federal bir yönetim kurarak ülkede ses söz sahibi olması için, askeri alanda olduğu kadar diplomasi masasında varlığını gösterecektir.
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |