Antalya Valisi Münir Karaloğlu'nun 'Bazı hocalarımız yanlışlıkla gözaltına alındı. Kendilerinden özür diliyoruz, haklarını helal etsinler' dediği, serbest bırakılan 20 öğretim üyesi arasında yer alan Prof. Dr. Atilla Ramazanoğlu, gözaltında geçen 60 saati anlattı. Prof. Dr. Ramazanoğlu, FETÖ'cü örgüt üyesi biriyle teması nedeniyle gözaltına alındığının iddia edildiğini ve hatadan kısa sürede dönüldüğünü söyledi.
Prof. Dr. Ramazanoğlu, 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimini ve bu süreci dehşetle izlediklerini belirterek, "O gecenin travmasını yaşarken cuma saat 05.30'da evimin kapısı çalındı. Üç polis ve mahalle muhtarı kapıda belirdi. Ellerinde mahkeme kararı olduğunu söyleyen polisler evi aramak istediklerini söyledi" diye konuştu.
Eşinin heyecanlandığını aktaran Prof. Dr. Ramazanoğlu, “Polislerin kibar davranışı bizi rahatlattı. Onlar işlerini yaparken eşim de onlara ikramda bulundu. Onların da yorgun oldukları her hallerinden belliydi. Evde işlemler bitti, önce sağlık muayenesine, oradan parmak izi şubesine götürdüler. Daha sonra da hastanedeki odama gittik orada da arama yaptılar. Ardından Kızıltoprak'ta bulunan Organize Suçlar Bürosu Bilişim Suçları bölümüne gittik. Orada telefon ve elektronik cihazları teslim aldılar" diye konuştu.
Günün ilerleyen saatlerinde Serik Devlet Hastanesi'ne götürüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Ramazanoğlu, “Serik'te G-20 Zirvesi için hazırlanan nezarethaneye alındık. Alt katta yaklaşık 90 kişi bulunuyordu. Sonra üst katta bulunan salona alındık. Orası klimalı ve yatakların bulunduğu bir bölümdü. Tabi ki gün boyu yorulmuştuk. Alt katta şartlar zordu ancak üst kat iyiydi" diye konuştu.
GENÇLERE MORAL VERDİM
Kendisiyle birlikte 20 kişinin üst kata alındığını, belirsizliğin kendilerini üzdüğünü kaydeden Prof. Dr. Ramazanoğlu, şöyle konuştu:
"En az 5 gün avukatımız ve yakınlarımızla görüştürülmeyeceğimiz söylendi. Ancak ziyaretçi geldiğinde yiyecek ve giyecekleri görevlilere teslim edebiliyordu. Burada en çok üzen aileyle görüştürülmememizdi. 2 gün eşimden haber alamadım. Eşim bu duruma çok üzülmüş. Ancak daha sonra polis yardımcı oldu. Çok iyi davrandılar. Sürekli neden suçlandığımızı düşünüyordum. Aslında yakın geçmişte Ergenekon ve Balyoz davaları süreci yaşandığı için, 'başka bir nedenle mi suçlanacağım' dedim. Hiçbir örgüt içinde olmamıştım. Acaba her şeyimizi kaybediyor muyuz, diye endişe ettim. Gençleri endişe etmemeleri konusunda uyarıp espriler yapmaya çalıştım. Sohbet ettik, sabah spor yaptık. Fakat sıkılmaya başladık. Gençlerde ciddi kırgınlık vardı. Bilim insanları zor yetişiyor, eğer suçsuz olanlar var ise kırgınlıkların giderilmesi gerekiyor. Yeni bir Balyoz ve Ergenekon süreci yaşanmaması gerekiyor."
KIZGINLIĞIM YOK
Herkesin orada endişe içerisinde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ramazanoğlu, “Kızgınlığım yok. Olağanüstü dönemden geçiyoruz. Serbest kalınca rektör bey aradı. Vali bey yanlış olduğunu söyledi. Bu benim için yeterli. Fakat içerdeki arkadaşların da bir an önce soruşturmalarının bitirilip, suçluların tutulup, suçsuzların görevleri başına dönmeleri sağlanmalı. Bizim küçük çocuğumuz yok, ancak ABD'de yaşayan çocuğumuz var. Çok endişelenmiş" diye konuştu.
Pazar akşam saatlerinde serbest bırakıldıklarını anlatan Prof. Dr. Atilla Ramazanoğlu, "Çallı'daki polis merkezine getirildik. 10 kişiydik. Bana burada örgütle bağlantım olup olmadığı soruldu. 'Tanıdığın kişi var mı' diye soruldu. 'Böyle bir örgütle kesinlikle beraberliğim söz konusu değil' dedim. Orada görüştüğüm komiser, durumu savcılığa bildirdi. Daha sonra da bize serbest kaldığımız bildirildi. Sevindik. Uncalı'da sağlık ocağına götürüldük. Orada detaylı sağlık kontrolünden geçirildik. Serbest kaldığımız bildirildi. Yanımda bulunan Prof. Dr. Mehmet Baykara ile taksiye binip evlerimize gittik" diye konuştu.
Demokrasiye sahip çıkma mitinglerine katılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Atilla Ramazanoğlu, “Ülkemizin huzur ve rahat içinde yaşamasını istiyorum. Burada siyasetçilere önemli görev düşüyor. Dostlarım sürekli arıyor. Arkadaşlarım 'Biz Atilla Ramazanoğlu'nu vatansever biliriz' diyor. Suçluluğu kanıtlanana kadar herkes suçsuzdur. Suçu kanıtlanmayan suçlu ilan edilmesin. 'Beyinlerini sattılar' gibi başlıklar üzücü" diye konuştu.
Erol AKKIR/ ANTALYA, (DHA)