Türkiye'nin Hollanda'sı olarak bilinen Burdur'da faaliyet gösteren Burdur İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği (BDSYB) Başkanı Kamil Özcan, süt alan firmaların yem alma zorunluluğu getirerek kartelleştiğini öne sürdü. Yaklaşık 1 yıldır devam eden dayatmanın üreticileri çileden çıkardığını belirten Kamil Özcan şunları söyledi:
“Türkiye'de 19 milyon 154 bin 836, Burdur'da 242 bin 817 sığır varlığı bulunuyor. Türkiye'deki firmaların, üreticilerden sütlerini alma karşılığı yemleri aynı firmadan alma zorunluluğunu dayatmaları bir yıldır sürmektedir. Üretici sütün ve aldığı yemin fiyatını soramaz hale gelmiştir. Ay sonunda eline geçen paraya şükretmek zorunda bırakılıyor. Bu durum üreticilerin serbest piyasa koşullarına göre alımlarını engellediği gibi, yem/süt dayatması şeklinde üreticilere büyük darbe vurmaktadır. En kısa sürede bu dayatmadan vazgeçilmesi gerekmektedir."
TEK TARAFLI SÖZLEŞME DAYATMASI
2016 yılında başlanan süt satımındaki sözleşme şartının hem alıcı hem de satıcıyı koruduğunu belirten Kamil Özcan, “Şimdi hem alıcıyı hem de satıcıyı koruyan ve bağlayıcılığı olan halinden çok farklı bir şekilde tamamen sanayicinin lehine ve dayatmalarla dolu bir şekilde uygulanıyor. Ankara'da ilgili birimler sözleşme standardı oluşturarak üreticinin sanayici karşısında korunabilmesini sağlamalıdır" diye konuştu.
SANAYİCİ KARTELLEŞTİ
Rekabet ortamının ortadan kalktığını da belirten Başkan Kamil Özcan, “Türkiye'de büyük yem fabrika sahipleri, büyük süt fabrikalarını alarak kartelleşti. Bu durumu Ankara'da bakanlık düzeyinde dile getirdik. Bir yıldır çözüm üretilmedi. Bakanlık bu sorunun çözümü için üretici ile sanayici arasındaki sözleşmede hakem rolü oynamalı ve bu yolla dayatmalar ortadan kaldırılmalıdır" dedi.
YEMİ PAHALI SATIYORLAR
Süt üreticilerinin son dönemde süt sanayicisinin yem dayatması sorunu yaşadığını kaydeden Antalya Bölgesi Hayvancılık Kooperatifleri Birliği Başkanı Hüseyin Simav da, “Sanayici 'Sütünü alabilmem için illa benden veya anlaşmalı olduğum fason üretim yemden alacaksınız' dayatması yapıyor. 50 kiloluk torbayı 2- 3 lira daha pahalı satıyorlar. 'Sütten kazanamıyoruz, yemden kazanacağız' gibi bahaneler öne sürüyorlar. Şu anda yem fiyatı 53 lira ise onlar 54- 57 lira arasında satış yapıyorlar" dedi.
SÜT 90 KURUŞA KADAR DÜŞÜRÜLÜYOR
Ulusal Süt Konseyi'nin belirlediği süt litre fiyatının 1.21 lira olduğunu belirten Hüseyin Simav şöyle konuştu:
“Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nca da 'üreticinin eline 1.21 liranın altında para geçmeyecek' deniliyor ama maalesef farklı taktiklerle 90 kuruş, 1 liraya kadar düşürülüyor. Kalite cezası, kalitesi düşük, yok efendim antibiyotik çıktı gibi değişik şekillerde sütün fiyatını 1.18'den 90 kuruşa kadar düşürüyorlar. Bu Antalya'da da, Türkiye genelinde de böyle. Bizim de mobil ve sabit laboratuvarlarımız var, anında müdahale ediyoruz. Üretici kooperatiflerinin yoğun ilgilendiği, bizim müdahale ettiğimiz bölgelerde kaliteyi pek öne süremiyorlar, bu kez de 'nakliye' diyorlar. Büyük firmalara komisyonculuk yapan sütçüler var. Kooperatife 'nakliyeyi sana keseriz' diyorlar. Halbuki bizim fiyatımız sütü topladığımız merkezde soğutma tankının başındaki teslimde geçerlidir."
BAKANLIĞIN MÜDAHALESİYLE ÇÖZÜLEBİLİR
Bu krizden dolayı sanayicilerin değişik senaryolar ürettiğinden şikayet eden Simav sözlerini şöyle sürdüdü:
“Birini önlüyoruz, bir bakıyoruz kooperatife para cezası geliyor, başka bir senaryo ortaya çıkıyor. Kooperatifler ödemelerde para düşük geldiğinde ya da çeşitli ceza makbuzlarıyla durumdan haberdar olabiliyor. Yetişemiyoruz, yetiştiklerimize müdahale ediyoruz ama ilgisiz kalan kooperatifler de var ve bu arada götürebildiklerini götürüyorlar. Dayatma ancak bakanlığın müdahalesiyle çözülebilir. Süt ürünlerinin satılmamasını gerekçe gösteriyorlar. Tamam bazı dönemler sıkıntı oluyor ve bu dönemlerde biz de elimizi taşın altına koymaya hazırız, ama bu durum 365 gün sürmüyor. Üreticinin parasına dokunmayın."
3 BİNİN ÜZERİNDE TESİS KAPANDI
Ramazan öncesinden beri piyasanın normal olduğunu, ama sanayicinin 'düzgün' demediğini kaydeden Simav, şunları söyledi:
“Markete gittiğinizde süt ürünlerindeki geçen yılla bu yılki farkını birçok insan görüyor. Sürekli ihtiyacını marketten karşılayan tüketici neyin ne olduğunu biliyor. Süte zam gelmedi ama süt ürünü zamlanmış. Bu nereden zamlandı, sanayici aslında zarar etmiyor. Bakıyoruz kapatılan hiçbir süt işleme tesisi yok, yok denecek kadar az. Ama kapatılan süt sağım tesisi binlerce. Şu anda Türkiye'de 3 binin üzerinde süt hayvancılığı tesisi kapatılmış ve atıl vaziyette bekliyor. El değiştirmiş veya değiştirmeye hazır bekliyor. Ben yıllardır bu işi yapmama, çok harika bir tesisim olmasına rağmen devretmek zorunda kaldım, battık."
Mehmet ÇINAR / ANTALYA, (DHA)