ÜMİT UYSAL’A CEVAPTIR
Geçtiğimiz günlerde Muratpaşa Belediye Başkanı ile ilgili MYK’ ya yazılı başvuruda bulunmuş, bahse konu Belediye Başkanı’nın, parti tüzüğünde bulunan:
70/A-a ( Programa ve tüzük kurallarına, kurultay ve yetkili organ kararlarına aykırı davranmak.)
70/A-b ( Partide aldığı görev ve sorumlulukla ve üyelikle bağdaşmayan tutum ve davranışlarda bulunmak )
maddelerine binaen, hakkında işlem yapılmasını istemiştim.
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal Berlin’de yaptığı açıklamada MYK’ ya şikâyet konusu olan icraatları için “İDDİA” yakıştırması yapmış, hakkındaki disiplin soruşturması ve ihraç istemini “karalama” kampanyası olarak nitelendirmiştir. Tüm bunlar için ise 50 bin TL’lik tazminat davası açtığını ifade etmiş, bu, sözde karalama kampanyasına katkı koymamak için de cevap vermeyeceğini beyan etmiştir.
Yıldıray Sapan olarak siyasi geçmişim ortadadır. Partime kazandırdıklarım, verdiğim mücadele, ödediğim ve ödettiğim bedeller kamuoyunun malumudur. Bugüne kadar, canımdan çok sevdiğim CHP’yi, Antalya’yı ve Antalyalıyı tek bir kez bile yanıltmadım, kimseye yalan söylemedim, iftira atmadım. Kamuoyunu içi boş sözlerle yönlendirmedim. Siyasi hayatım boyunca ortaya koyduğum ne varsa tümü büyük bir titizlikle araştırıp, en az iki kez teyit ederek açıkladığım konulardır. Benim dünyamda yalana yer yoktur. Namussuzluk, hırsızlık yapmam, arkadan dolanmam. Kapalı kapılar ardında tuzak hazırlamam, çakal beslemem. Her şeyim açık ve şeffaftır. Ne düşünüyor ve biliyorsam muhataplarının yüzüne mertçe söylerim.
MYK’ ya şikâyet konusu olan 13 maddelik yazının tamamı medyada günlerce yer alan ve kamuoyunun dilinden düşürmediği konulardır. Hiçbiri yeni değildir. Hepsi yaşanmış, bilinen konulardır. İspata ihtiyacı yoktur, tıpkı daha önceden açılmış ve fakat tabelası değiştirilip yeni bir hizmet diye Antalya’ya yutturulacak olan bazı yerler gibi (Genel Başkan’ı da alet ederek ). Bu bakımdan, bunları “İDDİA” olarak nitelemek en hafif tabirle tartışmaktan kaçmaktır, korkaklıktır.
Karalama kampanyası yakıştırmasının, olası nedeni ise kanımca, muhatabını “EVHAM SARMIŞ” olmasıdır.
İçi boş söylemlerle, demagoji yaparak, yaptıklarınızı hafifletemezsiniz. Tumturaklı bir cevabınız varsa, mesela:”BU SÖYLENENLERİN HEPSİ YALANDIR, BUNLARIN HİÇBİRİ YAŞANMAMIŞ VE DOĞRU DEĞİLDİR” diyebiliyorsanız Antalya kamuoyu hakkınızı teslim edecektir. Yok ise kamuoyunu kandırmaya devam etmeyin. Bu ancak size olan tepkiyi BÜYÜTÜR.
50 bin TL’lik Tazminat davası yeni bir şey değildir. Ocak ayı içinde açılmış bir dava olup, tebligat tarihi 4 şubattır. Yaklaşık 2 aylık bir konudur.
Yeni açılmış bir dava havası vermek, ne kaybolan itibarınızı geri getirmeye ne de gündemdeki, sizinle ilgili gerçeklerin üstünü örtmeye yeter.
Belediye ve yöneticilik anlayışınızı, yaptığınız icraatlarla öğrendik. 50 bin TL Tazminat istediğiniz bu davadan lehinize bir sonuç beklemekle hukuk anlayışınızı da anlamış olduk. Ayrıca davayı kazansanız bile, alacağınız parayı bağış (!) sıkıntısı olmayan Adalya Vakfı yerine; daha geçen ay işten çıkardığınız ve fakat tazminatlarını öde(ye)mediğiniz işçilere vermenizi tavsiye ederim. Hakkında en çok dava açılan kişi olarak beni, korkutacağınızı, geri adım attıracağınızı sanıyorsanız sizi, fena kandırmışlar!