Jeoloji Mühendisleri Antalya Şube Başkanı Ali Keleş, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla su kaynakları ve kent yaşamını ilgilen projelerle ilgili açıklamalarda bulundu. İnsanoğlunun suyu yararlı kılma uğraşısının, toplumsal, ekonomik ve kültürel yaşamın gelişimiyle aynı anda ilerlediğini dile getiren Ali Keleş, günümüzde dünyada 884 milyon kişinin güvenli suya ulaşamadığı söyledi. Gelişmiş ülkelerde suyun yüzde 30'u sulama, yüzde 59'u sanayi ve yüzde 11'i içme ve kullanma suyuyken Türkiye'de bu oranların yüzde 74 tarım, yüzde 11 sanayi ve yüzde 15 içme ve kullanma amaçlı olduğunu anlatan Ali Keleş, Antalya'nın nüfus, coğrafi ve iklimsel özellikleri nedeniyle tarımda, turizmde, sanayide ve içmede su tüketimi yüksek iller arasında olduğunu söyledi. Yeraltı suyunun en fazla Kumluca, Finike, Demre, Gazipaşa, Alanya, Korkuteli ve Elmalı ilçelerinde olduğunu aktaran Ali Keleş, “Kentte kullanılan suyun yüzde 98'i sondaj kuyularından ve yüzde 2'si kaynak suyundan. Yer altı suyu sondaj kuyuları Boğaçay, Duraliler ve Termesos olmak üzere 3 bölgede toplanmıştır. Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü tarafından Boğaçay kuyularının 'çok iyi' sınıfında olduğu belirtilmiştir. Bu kaynağın en büyük tehdidi Boğaçay Projesi ve tarımsal ilaçlar ve atıklardır" diye konuştu.
DSİ tarafından Antalya'nın içme-kullanma suyu kaynaklarının koruma alanlarının tespit edildiğini ve 'Düdenler aktif suyollarıdır. Bu nedenle üst platoda bulunan düdenler ve koruma alanları tespit edilerek mutlak koruma alanı olarak telle çevrilerek korunurlar' maddesinin TBMM onayının ardından 28 Aralık 2009 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlandığını hatırlatan Ali Keleş, şunları söyledi:
“Bu çerçevede ASAT 2012 yılında Resmi Gazete'nin bu hükmü gereği 'Düdenler ve Koruma Alanları'yla ilgili çalışmayı yaptırıp, hazırlanan raporu ASAT Genel Kurulu'na sunmuş ve onaylanmıştır. Aynı ASAT bu kez 8 Aralık 2015'te genel kurulunda ilgili maddeyi 'Antalya Duraliler kaynağı içme suyu kuyuları koruma alanı ilanında yer alan Yağca, Bıyıklı, Aşağıoba ve Varsak düdenlerinin bulunduğu alanlar mutlak koruma alanı olarak korunur ve telle çevrilir' şeklinde değiştirmiştir. ASAT 231 müstakil düden ile Aşağıoba, Karain, Duacı, Ketirkızılı, Varsak ve Yeşilkaraman sahaları grup düdenlerinin genelini yok sayarak, Bıyıklı Mahallesi'nde 3, Yağca Mahallesi'nde 3 ve 23 adet Aşağıoba grup düdenleri ile 4 adet Varsak grup düdenlerinin korunması gerektiğini, diğerlerinin korunmasına gerek olmadığıni kabul etmiştir. ASAT'ın bunu yapmaya hakkı ve yetkisi yoktur. Resmi Gazete hükümlerini tanımayarak suç işlemektedirler. Resmi Gazete hükümleri yayımlandığı günden itibaren uygulanmak zorundadır. Bu karar Antalya'nın geleceğine vurulan bir zincirdir. Bu kararla Antalya içme suyu kaynaklarının geleceği ranta teslim edilmiştir."
'TAŞKININ DEBİSİ AKSU ÇAYI'NIN 3 KATINI BULUR'
Bölgedeki düdenlerin yer altı suyunu beslemesinin yanında Döşemealtı ve kent merkezini taşkınlardan koruma görevi olduğuna dikkati çeken Ali Keleş, düdenlerin tıkanmasının, doğal veya yapay olarak kapatılmasının, büyük taşkınlara neden olacağını, olası selin debisinin, Aksu Çayı'nın 3 katı büyüklüğüne ulaşabileceğini söyledi. Duacı-Masa Dağı kuşağında çok sayıda çöküntü sahası bulunduğunu, bölgenin yapılaşmaya açılması durumunda ciddi çökme riskleri olduğunu kaydeden Keleş, yapılaşma sonucu oluşacak can ve mal kaybının sorumlularının, ASAT Genel Kurulunda kararı verenler olacağına işaret etti. Toplumun sağlıklı, temiz suya koşulsuz ve bedelsiz ulaşım ve tüketim hakkı olduğunu belirten Keleş, “ASAT Genel Kurulu bu kararı alarak cahillik etmiştir. Gerek ASAT'ın, gerek belediyelerin ve kurumların jeoloji ile ilgili alınacak kararlarında odamızı muhatap alması gerekmektedir. Bizler çocuklar ve torunlarımıza daha iyi, yaşanabilir bir gelecek ve dünya bırakmak zorundayız. İnatla bilimin emrettiği kuralları savunmaya devam edeceğiz" dedi.
Akif ARICI/ANTALYA, (DHA) -