Ülkede kaos çıkarmak, huzuru ve esenliği bozmak adına terör ve organize suç örgütleri için çocuklar, örgütler için rant ve çıkar sağlama aracı demek. Çocuklarımızın sırtından para kazanmak isteyen odaklar için her yol mubah. Çeteler seçilen hedef için Ar-Ge çalışması gerçekleştiriyorlar. Bütün teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyorlar. Sahadaki bütün argümanları kullanmaktan çekinmiyorlar. ‘Bir musibet bin nasihatten iyidir’ sözü buna en iyi örnektir.
Nitekim aşağıda anlatacağım olay da buna en iyi misal olacaktır. Belirtelim. Okullar tatil olurken suç çeteleri de boş durmuyorlar bu arada. Halen madde bağımlısı lise öğrencisi bir kardeşimiz bana sosyal medya hesabımdan mesaj göndermiş. Yaşadıklarını okurken yüreğim dağlandı. Ailelere iletmem ve ibretlik mahiyetinde bir mesaj göndermiş.
Mesaj şöyle başlıyor:
‘İsa bey, siz madde bağımlılığı konularında yazılar ve kitaplar yazıyor, ailelere yol gösteriyorsunuz. Ben alçakça ve sinsice bir tuzağa düştüm ve durumu bir türlü hazmedemiyorum. Aileler çocuklarına geceleri ‘ arkadaşıma gidiyorum’ şeklindeki tuzaklara sakın düşmesinler ve izin vermesinler. Geçen sene okulum tatil olmuştu. ‘Yıl Sonu Yorgunluk atma ve Eğlence Partisi’ adı altında en yakın arkadaşım beni kutlamanın açık denizde bir Yat’ta olacağını ve konukların yabancı olmadığını beyanla beni davet etti. Ailemi bir şekilde ikna ederek gittim. Arkadaşıma da güvendiğim için bir sorunun olmayacağını düşünüyordum. Gittik. Lükse bir yatta kızlı erkekli onlarca genç kısa bir tanışma faslının ardından yemeğe oturduk. Akşam yemeğinden sonra bize hafif alkollü içkiler takdim edildi. Denizin ortasındaydık. Yakın arkadaşım bana rahat olmamı, artık büyüdüğümü ve kendi kararlarımı kendim almamı, kimsenin etkisinde kalmadan kafama göre takılmamı belirtti. İlerleyen saatlerde alkolün etkisiyle sarhoş olduğumu anladım. Bizden yaşça büyük ve özellikle seçilmiş, ağzı iyi laf yapan kızlar, erkeklere orada küçük ama rengârenk haplar ikram ediyordu. Haplar ücretsizdi. Hapı aldıktan sonra üç gün üç gece uyuyamadım. Hapların etkisi geçtikten sonra kendimi dibe vurmuş gibi hissettim. Depresif ve öfkeliydim. İştahım kesilmişti. Gözlerim kan çanağına dönmüştü. Ruhum ve bedenim sürekli o haptan istiyordu. Yaşadıklarım yoksunluk kriziydi. Ailemden habersiz arkadaşımdan o haplardan bana temin etmesini rica ettim. Gitti o haplardan getirdi. Ailem bir senedir bağımlı olduğumdan haberi yok. Şimdiye dek bu haplara bir çuval para ödedim. Çok borçlandım. Bunalımdayım. Gün gittikçe zayıflamaya başladım. Dişlerimde çürükler başladı. Çalışmak istemiyorum. Hayatta tek amacım varsa o da sürekli hap almak. Tedavi olmak istiyorum. Durumu aileme açmayı düşünüyorum ve sizden destek bekliyorum. Zamanla anladım ki, ailemin maddi durumu iyi olduğu için beni kurban seçmişler. Her okulda benim gibi kişileri tek tek tespit etmişler. Öğrenciler karnelerini aldılar. Uzun bir tatil dönemi başlıyor. Gözünü para hırsı bürümüş uyuşturucu tacirleri şeytanın aklına gelmez taktiklerle pusuda bekliyor. Bu çeteler cadde ve sokaklarda afiş ya da el ilanları ile ‘Eğlencelere ve partilere eleman temini ‘ için yoğun bir çaba içindeler. ‘Yılsonu eğlence partileri’ adı altında aslında ergen yaştaki çocuklarımıza uyuşturucu ve uyarıcı madde satmanın derdindeler. Anne ve babalar çocuklarının kimlerle arkadaş olduğuna dikkat etsinler. Geceleri ders çalışma bahanesi ile çocuklarını arkadaşlarına sakın ha sakın göndermesinler. Gündüz ders çalışmayan insan gece mi çalışacak? Tuzaklara dikkat.’
Mektupta ibret ve dersler var. Lise öğrencisi kardeşimiz belli ki arkadaş kurbanı. Torbacı tabir edilen bu suç çeteleri genç ve güzel kızları kullanarak saf ve temiz ruhlu çocukları tuzağa düşüyor. Ergenleri şeytanın aklına gelemeyecek taktiklerle düşüren bu paragöz ruhlu canilere çok dikkat etmekte fayda var.’ Çocuklarımızı sosyal medyada ve dışarıda bekleyen tehlikeler sadece madde bağımlılığı ile sınırlı değil. Terör örgütleri de eleman temin etmek için özellikle ‘yaz kamplarını’ bahane ederek çocuklara yönelik çarşı pazarda afişler asıyorlar. Bu afişlerde çocuklara ve ergenlere güya tiyatro, resim, müzik, drama gibi etkinlikler bahane edilerek beyinler yıkanıyor. Tabi bu yaz kampları ücretsiz olduğu için bazı aileler ’aman çocuk benden uzak olsun da ‘ modunda olduğu için durumdan habersiz. Başta İçişler Bakanlığı olmak üzere Jandarma Genel Komutanlığı sahil kesimlerinde önümüzdeki günlerde düzenlenecek olan kampları ve etkinlikleri eminim ki izliyorlardır. Masum gibi görünen ama ‘su uyur, düşman uyumaz’ örneğinden yola çıkılırsa taşeronluğa soyunmuş terör örgütlerinde hedefinde her zaman çocuklar ve gençler var olacaktır. Her sene Mayıs ve Haziran aylarında çarşı, pazarda gözümüze çarpan bu afişler mutlaka ilgili makamlarca not alınıyordur. Aileler de bu konuda oldukça duyarlı olmalı ve her ücretsiz ‘Yaz kampı’ davetine izin verilmemelidir. Çünkü ücretsiz peynir sadece fare kapanında olur.