Herkesin bir hesabı var

Antalyaspor Kulübü’nde büyük bir güçler savaşı var.

Siyaset işin içinde…

Özellikle de eski bir bakanın avaneleri bu işin tam göbeğinde…

İş dünyası işin içinde…

Misal; ATSO’nun 35’nci Komitesi’ne üye bazı taşımacılar…

Bilindik adıyla C plakacılar…

Müteahhitler, hafriyatçılar işin içinde…

Vali ortalığı toparlamaya çalıştığı için mecburen işin içinde…

Herkes işin içinde olur da büyükşehir belediye başkanı olmaz mı?..

O da işin içinde…

FETÖ’ye öyle veya böyle bulaşmışlar da işin içinde…

Gördünüz…

Olmayan yok gibi…

Antalyaspor Kulübü, futbol takımının olduğu Antalyaspor A.Ş’nin büyük hissedarı…

Yüzde 56 hissesi var.

Sonra Antalyaspor Vakfı geliyor.

Onun hissesi yüzde 37…

Kulüp ne derse, Antalyaspor A.Ş’de o oluyor.

Onun için 7 Ocak’ta yapılacak seçim önemli…

O tarihte çoğunluk sağlanamazsa seçim 14 Ocak’ta…

Peki, Haziran 2025’de yapılması gereken Antalyaspor Kulübü seçimi neden erkene alındı?..

Önce şu meseleye açıklık getirmek lazım.

Herkes dernek seçimi diyor ama dernek mazide kaldı.

Yeni çıkan spor kanununa göre, derneklerin her türlü spor faaliyeti yasaklandı.

Asıl işi spor olan dernekler bu yasadan sonra kulübe dönüştü…

Eskiden İçişleri Bakanlığı Dernekler Masası’na bağlı olan dernekler artık Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlandı.

Dolayısıyla önümüzdeki seçim Antalyaspor Derneği değil Antalyaspor Kulübü seçimi…

Herkesin merak ettiği konu şu:

Kulüp Başkanı Aziz Çetin’i olağanüstü seçime götüren neydi?..

Kendi iradesi ile mi seçim kararı aldı?..

Yoksa, birileri ‘Bırak’ mı dedi?..

Kimdi, bu ‘Bırak’ diyenler?..

Ve niçin, ‘Bırak’ demişlerdi?..

Benim bildiğim bu hafriyat meselesi yüzünden zaten bir soruşturma geçiriyordu kulüp…

Daha doğrusu kulüp yönetimi…

Hafriyat soruşturması dışında, Aziz Çetin’e, ‘Hemen bırak’ dedirtecek bizim bilmediğimiz başka bir olay mı var?..

Gençlik ve Spor Bakanlığı müfettişleri de hala işlerini bitirmedikleri için soruşturma ile ilgili dosya da hazır değil.

İşlerinin de hiç de kolay olmadığı anlaşılıyor…

Çünkü, Aziz Çetin’in 2022 yılının Temmuz ayında kasasında 3 milyon lira ile teslim aldığı kulübü, bugün 69 milyon lira borçla teslim etmeye hazırlandığı konuşuluyor.

Toplanan milyonlarca lira nereye gitti ve üzerine bir de onca borç nasıl yapıldı?..

Peki, bu kadar borcu olan, soruşturma geçiren bir kulübe başkanlık yapmak için talipli çıkar mı?..

Çıkıyor…

Hem de bir değil, iki değil, 3 taliplisi var.

Biri mevcut yönetimin, daha doğrusu Aziz Çetin ve ekibinin güdümünde olduğu söylenen Mustafa Ergün…

Aziz Çetin döneminde kulübe kaydı yapılan 200’e yakın üyeye güveniyor.

Taşımacı olduğu için de bazı C Plakalı taşımacıların desteğini almış görünüyor.

Ama Çetin ve grubunun ona güveni kısa sürede hızla azalmış olacak ki gönüllerinin bir anda Antalyaspor A.Ş’nin başkanı Sinan Boztepe’ye kaydığı söylenmeye başlandı.

Eğer seçimi Boztepe kazanırsa, bir kişinin, hem gelir getirici pozisyondaki kulübün, hem de harcama pozisyonundaki A.Ş’nin başında olması nedeniyle konu tartışmalı hale gelir..

Denge ve denetleme ya da fren ve dengenin aynı kişiye verilmesi Antalyaspor’u nereye sürükler?..

Eğer, kulüp başkanlığı ve A.Ş başkanlığı aynı kişide olacaksa bu Gültekin Gencer döneminde niye ayrıldı diye sorular gelebilir?..

Sinan Boztepe’nin adaylığına bir de bu pencereden bakmakta fayda var.

Şu anda, tamamen tarafsız görünen, Aziz Çetin’e sağından solundan bulaşmamış tek aday turizmci Sezgin Özer görünüyor.

Şaibesi yok, adı kulüpte ve A.Ş’de pek iyi anılmayanlarla dostluğu, muhabbeti pek fazla yok.

Şansı diğer adaylara göre yüksek…

Gelişmeleri uzaktan gözlemleyen, şaibesiz bir futbol yönetiminin şehrin huzuru için elzem olduğunu düşünen Vali Hulusi Şahin ise Aziz Çetin gitsin, tartışmalar bitsin de kim gelirse gelsin modunda…

Muhittin Böcek, şimdilik valinin tarafında…

Onun gözüne bakıyor.

Ama siyasetçi kimliği de var.

Yarın, fikir değiştirip, birilerine, ‘Şunu destekleyin’ der mi?..

Bence der…

Bazı güçler, kulüp seçiminde oyları yönlendirmenin peşinde…

Kulübün büyük gelir kalemi olan hafriyat geliri büyükşehire geri dönmüş.

Öküz ölmüş, ortaklık bozulmuş.

Birileri için de rant gitmiş, soruşturma başlamış, kulüp gözden düşmüş olmalı ki erken seçim kararı alınmış.

Önümüzdeki olağanüstü seçimde 1045 delege oy kullanacak.

Peki, kazanan kim olacak?..

Birileri bunu bilebilse seçime gerek yok.

Bildiğimiz şu;

Kulübün dernek olduğu ilk dönemler, Menderes Türel, Nafiz Tanır, İsmail Bilal ve Gültekin Gencer hatırı sayılır üye kaydetmişler…

Yaklaşık 400 kişi…

Bir dönem adı cemaat ile anılan ve FETÖ ana davasında adı geçen, elinde 15 Temmuz’dan sonra kapatılan HAMLEDER’in poşetlerini dağıtırken fotoğrafları yayınlanan Emin Hesapçıoğlu’nun da 50-60 civarında oyu yönlendirdiği konuşuluyor.

Bunların içinde FETÖ’cü var mı?..

Zamanında FETÖ iltisaklı birileri derneğe kaydedildi mi?..

İşte, o meçhul…

Hesapçıoğlu’nun patronu, OPET’in sahibi, otelci Fikret Öztürk ve oğlu Ali Şafak Öztürk’ü de yabana atmamak lazım.

Oğlunun Antalyaspor A.Ş’nin başkanı, kendisinin Antalyaspor Derneği başkanı olduğu dönemde Fikret Öztürk’ün kulübe 100’e yakın üye yaptığı söyleniyor.

Baba-oğul Antalyalı değil…

Nereden bulmuşlar bu 100’e yakın kişiyi de üye kaydetmişler acaba?..

İddia şu ki, otelindeki komiyi, petrol istasyonundaki pompacıyı bile Antalyaspor Kulübü’ne üye yapmışlar.

İş insanı, Teknikel’lerin patronu Mustafa Yılmaz’ın da az da olsa, yaptığı üyeler olduğu dillendiriliyor.

Ama Yılmaz’ın hem spor, hem de siyaset dünyasında yıldızı söndüğünden onun yaptığı üyeler için ‘Yüzer gezer’ tabiri kullanılıyor.

Mevlana Petrol’ün sahibi Ali Yılmaz‘ın kulüpte bir ağırlığı, tüm üyeler üzerinde etkin bir gücü olduğu ise biliniyor.

Adı bende saklı, şehrin önemli bir turizmcisi, adaylarla ilgili devreye girmiş bile…

O cenahta, ‘Cumartesi günü bir sürpriz gelişme yaşanabilir’ deniliyor.

Ez cümle, görünen o ki, sporun da siyasetten farkı kalmamış.

Birkaç iyi insan da olmasa, devreye girip işleri rayına oturtmak için çabalamasa, inanın şehir olarak yandık gülüm keten helva…