Antalya'da 16 Temmuz 2004 günü saat 18.00 sıralarında eski Antalya Devlet Hastanesi bahçesinde başı taşla ezilerek öldürülmüş bir erkek cesedi bulundu. Olayla ilgili soruşturma başlatan polis uzun süre katil ya da katilleri tespit edemeyince dosya rafa kaldırıldı.
Daha önce biri 4, diğeri 6 yıl önce işlenen iki cinayeti çözen cinayet bürosu dedektifleri, Mehmet Ar cinayetini 3 ay önce tekrar ele alarak çalışma başlattı. Ölen adamın birlikte yaşadığı 2 arkadaşı olduğunu ve birlikte hırsızlık yaptıklarını belirleyen polis, kimliklerini tespit ettiği şüphelileri aramaya başladı. Polis iki şüpheliden birinin Ankara'da, diğerinin ise Mersin'de olduğunu, ancak sahte kimlik kullanıyor olabileceklerini belirledi.
Hem Ankara, hem Mersin'e giden iki ayrı ekip çalışma yaparken, Cumhuriyet Savcılığı 2002 yılında meydana gelen bir gasp olayının firari sanığı Süleyman Varol'un yakalanarak getirilmesi için talimat yazısı yazdı. Polis yaptığı araştırmada Süleyman Varol adlı kişiyi Antalya'da yakalayarak gözaltına aldı. Ancak polisler, Süleyman Varol'un 2010 yılında öldüğünü ve nüfus kaydının düştüğünü belirledi.
Bunun üzerine çapraz sorguya alınan şüpheli, Süleyman Varol olmadığını gerçek adının ise Yalçın Güneş olduğunu söyledi. Polis Yalçın Güneş adlı kişinin Ankara'da aranan cinayet şüphelisi olduğunu belirleyince Ankara'da görevli ekip gelerek, şüpheliyi sorgulamak üzere gözetim süresi aldı.
Güneş, cinayeti kendisinin işlemediğini, ancak olayı gördüğünü söyledi. Şüpheliden alınan kan örnekleri o dönemde olay yerinden toplanan ve cinayette kullanılan taş üzerinde bulunan örneklerle karşılaştırılınca Güneş'in ve bir üçüncü kişiye ait örneğin olduğu belirlendi. Yalçın Güneş ifadesinde, "Ben cinayeti sadece gördüm. Korktuğum için yıllarca sahte kimlikle kaçtım. Cinayeti arkadaşım Recep Aşkın Demir işledi. Ben yapmamasını söyledim, ama o beni dinlemedi. Ben de korkup yıllarca saklandım" dedi.
AMBULANSLA GETİRİLDİ
Mersin'de çalışma yapan cinayet bürosu ekipleri ise Recep Aşkın Demir'in adresini tespit etmeye çalışırken, hastane kayıtlarında araştırma yaptı. Burada bir sağlık ocağına gelen şüphelinin, tam 6 kez pansuman yaptırdığı ve bir hastanenin ortopedi servisine gidip kontrol ettirdiği belirlendi. Polis, kayıtlardan Recep Aşkın Demir'in ertesi gün hastanede kontrol günü olduğunu öğrendi. Ertesi gün ambulansla hastaneye gelen Demir, muayenesinin ardından sedyede gözaltına alarak aynı ambulansla Antalya'ya getirildi.
İNTİHAR TEŞEBBÜSÜNDE BULUNMUŞ
Burada cinayet büro amirliğinde sorgulanan Demir, iki ay önce falezlerden atlayarak intihar teşebbüsünde bulunduğunu ve iki ayağının da bu yüzden kırık olduğunu, Antalya'da kendisine bakacak kimse olmaması nedeniyle tedavisi için memleketi Mersin'e gittiğini kaydetti. Sedye ile Cinayet Büro Amirliği'ne getirilen şüpheli, ifadesinde cinayeti gördüğünü ancak katilin kendisi değil, arkadaşı Yalçın Güneş olduğunu söyledi. Ancak Demir'in kan örneği de cinayette kullanılan taş üzerinde bulundu. İki şüpheli, yaptıkları hırsızlıktan elde ettikleri ganimet paylaşımında çıkan kavganın ardından cinayetin yaşandığını anlattı.
Şüphelilerden sahte kimlik kullanan Yalçın Güneş çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından kasten adam öldürme ve sahte kimlik kullanma suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sorgusu tamamlanan, ancak sağlık problemleri nedeniyle bir gün daha gözetim altında kalan Recep Aşkın Demir de aynı suçlamayla adliyeye sevk edilecek.
Soner KOCAER/ ANTALYA, (DHA)